Dava 23: İzmir

0 0 0
                                    

Bölüm 23

Yankı'nın yastığına daha çok sokulurken sanki hiç uyumamış gibi hissediyordum, öyle bir yorgunluk vardı üstümde. Gözlerim saate takıldı. 1 saati aşkın süredir uyuyordum. Yankı bize çok güzel bir yemek hazırladıktan sonra yorulduğumu söylemişti. Ben itiraz edince de beni ikna edip uyumama yardımcı olmuştu. Ben beraber uyuruz diye düşünmüştüm ama yanım boştu. Karnımı okşayıp yatakta doğruldum. Gözlerim odada onu aramaya başladı. Şimdi neredeydi acaba?

Yataktan kalkıp esnedim. Bakışlarım kendi kendine aynaya kaydı. Gülümseyip geceliğimin önünü açtım ve aynadan çıplak karnıma baktım. Henüz bebeğim çok küçük olduğu için karnım belli bile değildi. Bebeğimin olduğu yerde ellerimi gezdirdim ve kalbim tarifi imkansız hislerle doldu. Sanki bebeğim ona dokunduğumu hissetmişti ve bana tepki vermişti. Henüz çok küçüktü ama... Ama hissetmiştim işte. Elimin yedi kat altında atan canı hissetmiştim. Artık ağlamamak imkansızdı. Benim içimde bir canlı yoktan var oluyordu ve kalbim bazen bu mutluluğun altında eziliyordu. Gözümden akan yaşları sakince sildim. Onu öğrendiğim ilk zamanlar gibi çocuksu bir heyecanım yoktu, artık olanları daha sakin karşılayabiliyordum ama kanımın kaynadığını inkar edemezdim. Bebeğim benim ondan haberim bile olmadığı zamanlarda bana iyi gelmeyi başarmıştı, bana bir umudu hediye etmişti. Yankı iyi değilken bana hayata tutunmam için büyük bir sebep vermişti.

Bakışlarıma bir perde inince kötü anları aklımdan savuşturdum. Şimdi kötü düşünmenin sırası değildi. Şimdi bağıra bağıra kahkaha atma vaktiydi. Benim bütün dikkatimi, ilgimi, mutluluğumu hak eden iki kişi vardı. Onları mutlu edebilmek için elimden geleni yapmam gerekiyordu.

"Sana kavuşmak için gün sayıyorum bebeğim." diye fısıldadım. Belki beni şimdi duyamazdı ama hissederdi. "Eminim baban da benim gibi heyecanlı. Senin iyi olman için her şeyi yapıyoruz ve sabırsızlıkla seni bekliyoruz. Seni çok seviyoruz."

Karnımı son kez okşayıp odadan çıktım. Yankı ortalıkta görünmüyordu ve her yer zifiri karanlıktı. Dışarıya çıksa bana haber vereceğini bildiğim için içim rahattı. Muhtemelen salonda bir şeylere dalmıştı, oradan zayıf bir ışık geliyordu. Yukarıya çıkıp giyinme odasına girdim. Üstümdeki kıyafetleri çıkardım ve siyah bir kot pantolon ile aynı renk bir crop giyindim. Bugün nedense çıplak karnımı görmek istiyordum ve bu kıyafetler yerinde bir tercihti. Yankı da eminim ki karnımı okşardı.

Neredeyse akşam yemeği saati gelmişti, hava kararmaya başlamıştı. Uyku düzenim bozulsa da midem bulanmadığı için mutluydum, bebeğim bu aralar bana iyi davranıyordu. Tekrardan karnımı okşayıp aşağıya indim. Endişemi bastırmak için derin bir nefes aldım. Kendime her şeyin yolunda gittiğini söyledim.

Merdivenin ışığını kapattığım anda etraf karanlığa büründü. Daha önce buna benzer bir olay yaşamıştık ve sonu kötü olmuştu. Endişeyle yutkunup duvara tutundum ve yavaşça salona ilerledim. Her şeyin iyi olduğunu sürekli tekrar etsem de şu an işe yaramıyordu. Yankı'yı görmem, onu duymam gerekiyordu. İyi olduğunu bilmeliydim. Kalbimin ritmini değiştiren lanet duyguları alt etmeliydim.

"Yankı?" Eğer buradaysa bana cevap vermesi beni büyük ölçüde rahatlatacaktı. Kulaklarıma gelecek herhangi bir sese karşılık dikkat kesildim.

"Sevgilim?" Ses salondan geliyordu, yavaşça oraya yürüdüm. Yine de tuttuğum nefesimi bırakmamıştım, sandığım aksine sesini duymak yetmemişti. Yanımda olması gerekiyordu. Salonda zayıf bir bilgisayar ışığı vardı ama bu, detayları seçmeme yardımcı olmuyordu.

"Neredesin? Seni göremiyorum." Bağırırcasına ona seslendim. Mantıklı düşünecek kadar sakin değildim, sesini duymama rağmen panik beni ele geçirmişti.

DAVAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin