Bölüm 13
Huzursuz, kabuslarda dolu uykumda her uyandığımda Yankı yanımdaydı. Beni sıkıca sarıp uyumama yardım etmişti. Nasıl başarıyordu yaralarıma ilaç olmayı?
Ertesi sabah öğlene doğru uyandığımda yatakta yalnızdım. Önceki gibi saçma düşüncelere ket vurup yataktan kalktım. Dinlenmiş hissediyordum ama beynimi yoran düşünceler vardı. Onları Yankı'ya sormalıydım. İçim rahatlamalıydı.
Odadan çıktığımda Yankı'yı mutfakta buldum. Yanıma uzandığından beri üstünü değiştirmemişti. Şimdi kötü olmak yerine mutlu hissetseydim eğer, yavaşça ona yaklaşıp çıplak sırtına bir öpücük bırakırdım. Sonra sıkıca sarılırdım ona. O da bana dönüp saçlarımı öperdi ve gün harika başlamış olurdu. Ama maalesef hayat filmlerde olduğu kadar toz pembe değildi. Gerçek insanların önemli sorunları vardı.
"Günaydın." diye mırıldandım.
Yankı hızla bana döndü. "Günaydın sevgilim. Sen sormadan söyleyeyim. Ailen şu an Sakarya'da, bulundukları ev 10 kişi tarafından korunuyor. Annen olayları öğrenince biraz fenalaşmış ama şimdi iyi. Ortalık biraz yatışınca yanlarına gideriz ama şimdi olmaz. Şimdi gidersek onları tehlikeye atmış oluruz. Başka sorun yok sanırım."
Dünden beri ilk defa rahat bir nefes aldım. "Merak ettiğim ve endişelendiğim her şeyi cevapladın Yankı. Teşekkür ederim."
Sandalyeye oturup bir yudum su içtim. Yankı yanıma geldi ve eğilip dudaklarımı öptü. "Sen gül diye her şeyi yaparım ben. Sen yeter ki üzülme."
Yanağımı okşadığında huzurla gözlerimi kapattım. "Biraz daha iyi misin?"
Başımı olumlu anlamda salladım hafifçe. "Miden nasıl oldu?"
"İyiyim ama hafif bir şey var. Tam anlayamıyorum ne olduğunu."
Yankı yeniden öptü beni. Bu defa karşılık verdim ona. "Normal böyle olması. Yemek yiyince toparlanırsın."
Yankı yeniden tezgaha döndü. "Yaren, ben diyorum ki Denizlere gidelim. Sana da bir değişiklik olur, kafan dağılır. İster misin?"
Kararsızlıkla ona baktım ama bunu görmedi. "Bilemedim. Dışarı çıkacak kadar iyi hissetmiyorum kendimi. Bir de tehlike var. Emin olamıyorum."
Yankı bana bir bakış atıp yeniden tezgaha döndü. "Sen tehlikeyi düşünme. Gitmek istiyorsan ben her şeyi ayarlarım. Bana sorarsan gidelim, sana da bir değişiklik olur."
Yankı haklıydı. Bu olaylardan uzaklaşmam gerekiyordu çünkü iyi değildim. İyiyim diyerek sadece kendimi kandırıyordum.
"Peki, gidelim. Sen Deniz ile konuştun mu?"
"Sen uyanmadan konuşmuştum. İstediğiniz zaman gelin diyor. Kahvaltıda arayıp söylerim geleceğimizi."
Yankı her şeyi hazırladığında karşılıklı oturduk. Ben yemeğe başladığımda Yankı duruyordu.
Çayımdan içtim biraz. "Ne oldu? Yesene."
"Böyle olmayı sevmedim." Şaşkınlıkla ona baktığımda devam ettim. "Sanki iki yabancı gibi birbirimize uzak oturmuşuz."
Ayağa kalktı ve tam yanıma oturdu. Saçlarımdan derin bir nefes alıp öptü. "Böyle daha güzel. Seni her özlediğimde kokunu duyabilecek kadar yakınında olmak istiyorum."
Artık utanmıyordum. Gülümseyerek gözlerine baktım. Yankı yanağımı okşuyordu. "Seni seviyorum sevgilim. İnanıyorum, bir gün bana karşılık vereceksin."
Hüzünle ona baktım. "Neden söyleyemiyorum, bilmiyorum. Seni mutlu etmeyi her şeyden çok istiyorum ama o cümle ağzımdan çıkmıyor. Özür dilerim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAVA
Teen FictionDevam ediyor Hayat nasıldır? İşime giderim, arabamı otoparka park edip kenardaki köpeği severim ve devam ederim. Hayat budur. Bugüne kadar bir çok suçluyu hak ettiği yere gönderdim, gözümü bile kırpmadan. Hayat benim için bu çünkü. Önümü kesenler, t...