Bölüm 11
Dakikalar geçti ama Yankı hâlâ susuyordu. Uykum olduğu içim daha fazla onu bekleyemedim. "Yankı, artık söyleyecek misin?"
Yankı'nın derin bir nefes aldığını duydum. "Bunu sana nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum. Buna hazır mısın, onu da bilmiyorum."
Göğsünden kalktım ve yüz yüze geldik. "Yankı, bilmece gibi konuşuyorsun ve ben hiçbir şey anlamıyorum. Biraz daha açık konuşur musun?"
"Söyleyeceğim ama kızmak yok. Benden uzaklaşmak da yok."
Sinirle ona baktım. "Biraz daha bilmece gibi konuşursan ne olursa olsun kabul etmeyeceğim! Seni bu kadar zorlayan şey ne? Hangi konuda bu kadar çekiniyorsun? Asla anlamıyorum."
Yankı yutkundu. Biraz olsun yok ettiğim endişe yine yerleşti bakışlarına. "Seni istiyorum." dedi hafifçe.
Kaşlarım çatıldı. "Bu ne demek?" Yine bilmece gibi konuşmuştu ve ben o kadar yorgundum ki bunu düşünemiyordum.
Yankı bakışlarını kaçırdı benden. "İstemezsen anlarım seni. Zorlamak istemiyorum. Ne düşündüğünü söyle bana."
Devam edecekken durdurdum onu. "Ne olduğunu anlayınca isteyip istemediğime karar verebilirim Yankı! Artık açık açık söylemezsen seni dinlemeyeceğim! Bu konuşmaların beni çok yordu."
Ona karşı anlayışlı olmaya çalışıyordum ama kendi kendini sıkıntıya sokup sonra da onu anlamamı bekliyordu. Ben onun aklını okuyacak kadar yetenekli değildim ki.
"Seni istiyorum." diye tekrar etti. "Sevişme anlamında..."
Bu defa açık açık söylemişti ve ben bunu değerlendirirken dikkatle beni izliyordu. "Eğer istemezsen anlayışla karşılarım. Kendini zorunlu hissetmeni asla istemiyorum. Sadece senelerdir bunları yaşamayı hayal ettim ve artık dayanamayacağımı düşünüyorum."
"Ben reddedersem ne olacak? Hem dayanamayacağını söylüyorsun hem de kararı bana bırakıyorsun." Onun ne düşündüğünü anlamak istiyordum. Çünkü aklındakileri bana anlatmadığını biliyordum.
"Bu beni öldürmek olur." dedi sıkıntıyla. "Evet, kararı sana bıraktım ama içte içe kabul etmeni istiyorum. Bilmiyorum, karışık bir durum. Kendini zorunda hissetmediğini bil. Cevabın ne olursa olsun anlayışla karşılayacağım."
Bakışlarımı kucağıma çevirdim. Ondan boşanmayı asla istemiyordum. Hâlâ ona itiraf edemesem de onu seviyordum. Sevdiğim adamla bunu yaşamam kadar normal bir şey yoktu. Başımı kaldırdığımda Yankı ile göz göze geldik. Umutla bana bakıyordu.
Hiçbir şey söylemeden dudaklarına minik bir öpücük bıraktım. Geriye çekilmeme fırsat vermeden Yankı beni kucağına çekti. "Bu, evet demek mi oluyor?"
Başımı olumlu anlamda salladım. Konuşursam utanacağımı biliyordum. Yankı'ya daha çok sokuldum ve yeniden öptüm onu.
"Neden konuşmuyorsun?" diye sordu.
"İstemiyorum." diye fısıldadım. "Hadi!"
Daha fazla konuşmadık. Yankı beni öpmeye başladığında yatağa uzandım ve onu üstüme çektim. Yankı hafifçe geriye çekildiğinde kaşlarımı çattım. Bazen onu anlamak çok zor oluyordu.
"Eminsin değil mi? Bundan sonra durmam zor olabilir."
"Eminim." diye fısıldadım. "Konuşmak istemiyorum, devam et lütfen."
Yankı yeniden beni öpmeye başladığında huzuru tam yanımda hissettim. Dudaklarımda, boynumda onu hissederken üstümdeki kıyafetlerin benden ayrıldığını hissettim. Dakikalar sonra ikimiz de üryan kalmıştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAVA
Teen FictionDevam ediyor Hayat nasıldır? İşime giderim, arabamı otoparka park edip kenardaki köpeği severim ve devam ederim. Hayat budur. Bugüne kadar bir çok suçluyu hak ettiği yere gönderdim, gözümü bile kırpmadan. Hayat benim için bu çünkü. Önümü kesenler, t...