Bölüm 19
Gözlerimi araladığımda yanı başımdan gelen koku iyice gülümsememi sağladı. Yankı'nın yastığına sarılıp gözlerimi kapattım, uyanmak istemiyordum. Hep böyle, onun kokusunda kalmak istiyordum.
1 haftamız beraber, evde geçmişti. Çok güzel vakit geçirmiştik. Dün gece Yankı'nın ağzından zorla aldığım cümlelere göre 1 hafta önce söylediği sürprizi bugün yapacaktı. Ayrıca bugün sırtındaki dikişleri aldıracaktık. O uğursuz günün izleri hayatımızdan siliniyordu. Mutluluktan içim içime sığmıyordu. Heyecanla karnımı okşadım. Annen çok mutlu, sen de iyi ol bebeğim.
Telefonumu elime alıp saate baktım. Tarihi görünce gözlerim şaşkınlıkla irileşti. Bugün benim doğum günümdü. Son zamanlarda kendime dikkat edemez olmuştum, bunu da atlamıştım. Kaçıncı yaşıma girdiğimi bilmiyordum ama bu yaşım benim için özel olacaktı. 18 yaşına girdiğimden beri kaç yaşında olduğumu saymıyordum. Karnımı okşadım yeniden. Bu yaşımın en güzel mucizesi sen ol bebeğim. Hevesle seni bekliyoruz. Bize sağlıkla gel. Baban ve ben seni çok seviyoruz.
Kapı açılınca Yankı'yı gördüm. Anında kalbim hızla atmaya başladı. Elindeki tepsiyi kenara bırakıp yatağın kenarına oturdu. "Günaydın sevgilim. Nasılsın?" Uzanıp önce alnımı sonra da dudaklarımı öptü. Beni öpünce sanki nefesim kesiliyordu. Öyle bir heyecan... Bu adam ne yapıyordu bana böyle?
"İyiyim." dedim heyecanla. Heyecanıma karşı bana güzel bir gülümseme hediye etti. Bugün doğum günüm olduğunu söylemek istedim ama son anda vazgeçtim. Yankı belki de bilmiyordu. Böyle bir şeye pek ihtimal vermiyordum ama bilmemesi normaldi. Bunu hiç konuşmamıştık. Aslında hayatımızdaki tek mesele doğum günü değildi. Gerçek insanların toz pembe hayatları değil, önemli sorunları vardı.
Yankı ilgiyle beni izliyordu. Ne düşündüğümü gözlerimden anlamaya çalışıyor gibiydi. "Miden bulanmasın diye bir şeyler getirdim sana. Bunları ye, sonra evden çıkarız. Yapacak çok işimiz var."
Heyecanla yerimde kıpırdandım. "Nereye gideceğiz?" Söylemesi için hevesle gözlerine baktım.
Yankı uzanıp boynumu öptü. "Sana 1 hafta önce sürprizim var demiştim, hatırlıyor musun?"
Başımı olumlu anlamda salladım. "Sürprize gidiyoruz. Yanına biraz kıyafet al, bu gece başka bir yerde kalacağız." Böyle demesi iyice meraklanmama sebep oldu.
Merakla ona baktım ama başı hâlâ boynumda olduğu için göremedi. Elimi saçlarına koydum ve okşamaya başladım. Bana daha çok sokuldu. "Nereye gidiyoruz? Tatile mi?" Belki böyle sorarsam bir şeyler öğrenebilirdim.
Yankı'nın güldüğünü hissettim. "Hayır, daha güzel bir şey. Çok düşünme, zaten akşama kadar hepsini öğreneceksin."
Benden kopup tepsiyi eline aldı. "Ben mi yedireyim yoksa sen halleder misin?"
"Sen yedir." dedim çocukça. En çok da ona nazlanabilmeyi seviyordum.
Yankı bana kahvaltı yaptırırken sürprizi öğrenmeye çalıştım ama söylemedi. Kahvaltım bittiğinde dudaklarıma bir öpücük bıraktı ve ayağa kalktı. "Miden bulanıyorsa hazırlanmana yardım edeyim. Kendini nasıl hissediyorsun?" Her sabah nasıl olduğumu soruyordu çünkü bazı sabahlar benim için kötü geçiyordu. Neyse ki her sabahım aynı değildi. Mesela bugün çok güzel başlamıştı.
Başımı olumsuz anlamda salladım. "İyiyim, ben yapabilirim."
Yankı karnımı öptü. "Seni salonda bekliyorum. Hazırlanınca çıkarız."
Yankı odadan çıkınca önce banyodaki işlerimi hallettim. Ondan sonra yukarıya çıkıp giyinme odasına girdim. Nereye gideceğimizi bilmediğim için bir kot pantolon ve gömlek giyindim. Artık akşamları hava soğuk oluyordu. Yanıma ince bir mont alsam iyi olurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAVA
Teen FictionDevam ediyor Hayat nasıldır? İşime giderim, arabamı otoparka park edip kenardaki köpeği severim ve devam ederim. Hayat budur. Bugüne kadar bir çok suçluyu hak ettiği yere gönderdim, gözümü bile kırpmadan. Hayat benim için bu çünkü. Önümü kesenler, t...