Dava 3: Soğuk

30 4 10
                                    

Bölüm 3

Düşünmekten, panik hâlinde olmaktan yorulmuştum. Fırsat bulduğum kısa bir aralıkta gözlerimi kapatmıştım. Bu sırada telefonlar susmuyordu. Hem Kadir amca hem de Yankı beni buradan güveni bir şekilde çıkarabilmek için çaba gösteriyorlardı. Kadir amca sonunda telefonunu kapatıp bana döndü. "Haberler kötü Yaren."

Yutkundum, kanımda gezinen stres giderek artıyordu. "Muhtemelen senin burada olduğunu öğrendiler. Emniyetin bir sokak gerisinde bir araç bekliyor, sen çıktığında seni takip edecekler. Bu yüzden önce sana benzeyen bir polis memuru buradan çıkacak, onlar da yemi yutup o aracı takip edecekler. Biz de sonra seni çıkaracağız."

Panikle Kadir amcaya baktığımda ellerimi tuttu. "Sakin ol, seni korumak için her şeyi yapıyoruz. Endişelenmeni gerektirecek hiçbir şey yok. Sen sadece bize güven."

Yankı'ya döndüm. Camın kenarında durmuş, sigara içiyordu. Kapalı alanda bulunması ve bu yaptığı şeyin memuriyetini yakacak olması umrunda değildi. Göz göze geldik ve bakışları yumuşadı sanki. Yaslandığı mermerden doğruldu ve camı kapattı.

"Başkomiserimin dediği gibi," Sigara içtiği için sesi boğuk çıkıyordu. "Sen bize güven."

Telefonu çaldığında bakışlarını benden çekti ve telefonu açtı. Odadan çıkmak yerine telefonu kulağına koyup karşı tarafı dinledi. Birkaç saniye sonra onaylayıp telefonu kapattı.

"Ekip emniyetten çıkmış. Tam tahmin ettiğimiz gibi, adamlar da peşlerine düşmüşler. Biz de birazdan çıkarız başkomiserim."

Kadir amca saati kontrol etti. "Tamam, herşeyi kontrol edip öyle çıkalım. Bir aksilik istemiyorum."

Yaklaşık 20 dakika anlamadığım şeyler hakkında konuştular ve çıkma vaktimiz geldi. Ayağa kalkıp çantamı omzuma astım ve Kadir amcanın arkasında odadan çıktım. Yankı da bizden sonra çıktı ve kapıyı kilitledi.

Kadir amcayı takip ederken sanki bacaklarım titriyordu, yürümekte zorlanıyordum. Yankı yanımda yürürken bu hâlimi fark etti ve bir kolunu belime sardı. İrkilip ondan uzaklaşacağım sırada beni daha sıkı tuttu.

"Sakin ol, sana zarar vermeyeceğim. Sadece sana destek olmaya çalışıyorum."

Kimse duymasın diye kulağıma fısıldamıştı.

Hafifçe başımı salladım ve yere bakarak yürümeye devam ettim. Çoğu polis memuru meraklı bakışlarla beni izliyordu ve rahatsız oluyordum. Üstümdeki kıyafetler tüm paniğimi gözler önüne seriyordu ve bu beni daha çok strese sokuyordu. Bir an önca bahsettikleri eve gidip uyumak istiyordum. Bedenim değil, ruhum yorulmuştu.

Otoparka geldiğimizde Yankı beni hızla arka koltuğa bindirdi. Kadir amca ön yolcu koltuğuna oturduğunda o da direksiyona geçti. İkisinin de hareketlerinde belirgin bir hızlı olma çabası vardı. Yutkundum. Nereye gideceğimizi bilmediğim için yolları izledim.

Kısa bir süre sonra nikah dairesinin önünde durduk. Yutkundum ve elimi kapı kulpuna attım.

"Bekle."

Yankı'ya döndüm. "Bekle, seni ben indireceğim."

Belindeki silahını çıkarıp eline aldı ve arabadan indi. Hızla etrafı taradı ve benim tarafıma yürüdü. Kapıyı açtı ama çıkmama müsade etmedi. "İnince hemen binaya gir, beni bekleme. Bu çok önemli."

Başımı olumlu anlamda salladım. Dediği gibi, hızla binaya girdim ve güvenli bir yerde onu beklemeye başladım. Birkaç dakika sonra Kadir amcayla beraber geldiler ve beraber nikah salonuna geçtik. Tanımadığım bir adam ve kadın bizi bekliyordu. Sanıyorum ki şahitlerimizdi.

DAVAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin