0.5

15.3K 634 17
                                    

"Ya Meyra, yabancı mıyız biz sanki? Anlatsan ne olur?"

Sıkıntıyla karışık derin bir nefes alarak başımda beynimi didikleyen Cansu'ya baktım. On dakikada beynimi didik didik etmişti.

Gelen mesaj sesiyle gözlerim telefonun ekranına kaysa da dikkatimi tekrar şimdiki ana verdim.

"Öyle bir şey yok Cansu." dedim son defteri de bez çantama atarken. "Kurma kafanda daha fazla."

"Neyin var o zaman? Son birkaç gündür dalıp dalıp gidiyorsun?"

"Canım sıkkın Cansu. Eşeleme konuyu artık."

"Neden canın sıkkın? Bari onu söyle."

"Cansu! Yeter, sorma."

Hızlı adımlarla bulunduğumuz yerden uzaklaşırken Cansu çoktan arkamda kalmıştı.

Çok samimi olmasak da ona karşı ilk defa bu kadar ketum davranıyordum. Önceden aramızda geçen konuşmalar özel hayatıma girmediği için rahat rahat konuşurduk.

Bu şekilde davranmam onu şaşırtmıştı.

Cansu'yla konuşurken mesaj geldiğini hatırladığımda adımlarımı durdurarak çantanın içine fırlattığım telefonu aramaya başladım.

Karmakarışık olan çantanın içinde nihayet telefonu bulabildiğim de tuş kilidini açarak mesajın kimden geldiğine baktım.

Reklam içerikli bir mesaj olduğunu gördüğümde gözlerimi devirerek telefonu tekrar çantaya attım.

Bir an için Tan'ın mesaj attığını sanmıştım ama unuttuğum bir şey vardı; Tan, sadece Matmazel alt kata indiğinde mesaj atardı.

Acaba Matmazel'i bilerek mi gönderseydim oraya?

🐱

Tan: Evde tek mi yaşıyorsun?

Meyra: Bu nereden çıktı şimdi?

Meyra: Benim evde tek olup olmamam seni ne ilgilendirir?

Tan: Yanlış anlama, kötü bir niyetle sormadım.

Tan: Üst kattan sesler geliyor. Bir şeyler kırılıyormuş gibi.

Meyra: Matmazel can sıkıntısından bir şeyleri kırıyordur.

Tan: Emin misin?

Tan: Hırsız olmasın?

Meyra: Sanmam, evde çalınacak bir şeyim yok. Bijuteri takıları ve üç beş nakit parayı istiyorlarsa buyursunlar gelsinler.

Meyra: Kaldı ki böyle bir apartmana hırsız girmesinin imkanı yok.

Tan: Sen öyle diyorsan.

Telefondan başımı kaldırarak camdan dışarı baktım. İneceğim durağa yaklaştığımızı fark ettiğimde oturduğum yerde dikleşerek telefonu avucumun içine hapsettim.

Otobüs, durakta durduğunda ayakta olan kişilerin arasından sıyrılarak açılan kapıdan dışarı çıktım.

Apartman ve durağın arasında çok bir mesafe olmadığı için kısa sürede gelirken şifreyi girerek kapıyı açtım.

Asansöre binip altıncı katın düğmesine bastım. Kata gelene kadar çantamdan anahtarımı çıkardım.

Elimi çantadan çektiğim an kata gelindiğine dair ses duyuldu asansörde.

Kaldığım dairenin önüne geldiğim sırada elimdeki anahtarı yuvasına yerleştirerek kapının kilidini açtım.

Spor ayakkabılarımı eğilmeden, ayak topuklarımla açarak içeri girdim.

Eve girdiğim gibi gözüme çarpan ilk şey dağınıklık oldu. Anlaşılan Matmazel benim yokluğumda rahat durmamış, ortalığı elli altıya vermişti.

Sesli bir şekilde ardımdan kapıyı kapatırken Matmazel, koşarak salondan çıktı. Hızlı bir şekilde yanıma geldiğinde bana sırnaşmaya başladı.

Bu dağınıklığın sebebinin o olduğunu bildiğim için hiç umursamadan banyoya doğru ilerledim. Kolumdaki saati çıkartıp banyo aynasının önüne koyarak musluğu açtım.

İlk önce ellerimi iyice yıkadıktan sonra yüzüme birkaç kere su attım. Kendime geldiğime emin olarak odama geçtim.

Üstümdeki kıyafetlerden bir an önce kurtularak pijamalarımı giymek istiyordum artık.

🐈

~Bölüm Sonu~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

~Bölüm Sonu~

Kedi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin