2.0

12.9K 548 30
                                    

Verdiğim sözlerden ve düşüncelerimden sıyrılarak yatakta doğruldum. Ayaklarımı parkenin üstüne basarken ellerimle döşekten destek aldım. Uzunca bir süre o şekilde dururken gözlerimi kapatıp baş ağrımı görmezden gelmeye çalıştım. Başıma baltalar vuruyor gibi hissediyordum ve bu his berbattı.

Geçen dakikaların sonunda ayağa kalkmak için kendimde güç bulurken beklemeden yataktan kalktım. Yavaş adımlarla banyoya ilerlerken hala daha uyuyan Matmazel çarptı gözüme. Saat henüz erken olmalıydı ki bu düşüncemi de doğrulayan şey duvardaki saatti.

Banyo kapısının önüne geldiğimde aralık olan kapıyı iterek açılmasını sağladım. Işığı yakıp içerinin aydınlanmasını sağladıktan sonra dolaptan havlumu alarak duvarda bulunan askıya astım. Duş kabininin sürgülü kapısını açarak suyu ayarladım. Normal yıkandığım sudan bir tık daha soğuğa ayarladıktan sonra üstümdekilerden kurtularak suyun altına attım kendimi. Uzunca bir süre suyun altında kalırken tenimin buruştuğunu görerek duvara monteli raftan şampuanımı aldım. Bir miktar elime sıktıktan sonra saçlarımı köpürtmeye başladım. Saçlarımın hemen ardından vücudumu da sabunladıktan sonra iyice durulanarak suyu kapattım.

Askıya astığım havluyu alıp vücuduma sararken bir yandan da odama doğru ilerliyordum. Aradan bir saatten fazla zaman geçmesine rağmen Matmazel hala uyanmamıştı. Anlaşılan dünkü huysuzluğu onu yormuştu.

Dolabın karşısına geçip giyeceğim kıyafetleri ayarlarken bir yandan da aklımı dağıtmak için bir şeyler yapmayı planlıyordum. Okula gitmek gibi bir niyetim yoktu. Gitseydim de bir şey anlamayacağıma emindim. O yüzden gitmemek en iyisiydi.

Üzerime kalın, sütlü kahverenginde bir sweatshirt giyerek yine aynı tonlarda bir eşofman altı çıkardım. Üstümü tamamen giydiğimde saç kurutma makinesini çıkartarak prize taktım. Küçük bir el havlusu yardımıyla saçlarımın fazla suyunu alarak kurutma makinesini çalıştırdım. Yaklaşık on dakika sonra saçlarım tamamen kuruduğunda Matmazel'de uyanmıştı.

Mavi gözleriyle boncuk boncuk bana bakarken yere eğilerek bembeyaz tüylerini okşadım. Anında sırnaşıp kafasını bana sürterken gülümsemeden edemedim.

Matmazel'i sevme işini bitirerek ayağa kalkarken canım her ne kadar bir şey yemek istemese de mutfağa ilerledim. Dolapları açıp ne yiyebileceğime bakarken canımın hiçbir şey istemediğine kanaat getirerek dolapları kapadım. Yiyecek bir şey gördüğümde midem bulanıyordu resmen. Bir de yersem neler olacağını düşünemiyordum.

Matmazel için mama paketini alarak kabına boşalttım. Kapının önünde bekleyen Matmazel, koşa koşa buraya geldiğinde hiç beklemeden kafasını mama kabına gömdü.

"Aç mı bıraktılar kızım seni?" dedim sırtını okşarken. Emindim ki dün ben gittiğim için inat ederek bir şey yememişti. O yüzdendi bu görmemiş gibi mamaya saldırması.

Onu orada yemeğiyle baş başa bırakarak odama ilerledim. Dolabımın kapaklarını açarak iyice köşeye bıraktığım büyük kutuyu çıkardım. Kapağını açtığım anda gözüme çarpan şeylerle bunu yapmayı ne kadar özlediğimi fark ettim.

Kutunun içinden şeffaf tığ çantasını alarak hemen yanıma bıraktım. Daha sonra gözüme kestirdiğim renkteki ipleri de alarak kutunun kapağını tekrar kapadım. Dolap ile duvar arasına sıkıştırdığım poşetin içinden bana yetecek miktarda elyaf alarak poşeti tekrar yenine sıkıştırdım.

Elim kolum dolu bir şekilde salona geçerken televizyonun karşısına kuruldum. Kumandayı alarak televizyonu açtım. Kanallar arasında gezerken istediğim gibi bir şey bulamamanın verdiği üzüntüyle Netflix'e geçtim.

Teyzem sağ olsun hiçbir şeyimi eksik etmiyordu. Sadece bana annemi geri getiremiyordu.

🐱

Aradan saatler geçmiş, ben ördüğüm şeyin sonuna gelmiştim. İzlediğim dizilerde bana eşlik etmiş, kafamı dağıtmamda bir miktar katkıları olmuştu. Yüzümdeki ufak gülümsemeyle kendi eserime bakarken aklıma Tan'ın gelmesine mani olamadım.

Minik, bir avuca anca sığabilecek boyutta gri bir kedi örmüştüm ve bu da aklıma ilk önce Kont'u, hemen akabinde ise Tan'ı getirmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Minik, bir avuca anca sığabilecek boyutta gri bir kedi örmüştüm ve bu da aklıma ilk önce Kont'u, hemen akabinde ise Tan'ı getirmişti.

Tan'ın dün geceki davranışları bir bir hatırıma düşerken yutkunmadan edemedim. Tan, dün gece bana sarılmıştı. Benim için endişelendiğini söylemişti. Gözlerindeki telaşı görmüştüm. Belki de uykusu olmasına rağmen o saate kadar benim için beklemişti ve bunları bana göstermekten çekinmemişti.

Bana değer veriyordu ve bu durum beni inanılmaz mutlu ediyordu. Belki beni tanıdığı çok bir zaman olmamıştı ama... Aması vardı işte. Ben, Tan'ın bana değer verdiğine inanıyordum ya da böyle olmasını istiyordum.

Yanımda olmasa bile, sesini duymasam bile beni gülümsetmeyi başarabiliyordu. Kısa bir an da olsa bana düşündüğüm şeyleri unutturabiliyordu. Benim Tan'a karşı hissettiklerim bir hoşlantıdan daha fazlasıydı bence. Şimdi düşününce daha iyi anlıyordum.

Ben, bunları düşünerek dağıttıklarımı toplarken düşüncelerimden sıyrılmamı sağlayan şey evin içini dolduran zil sesi olmuştu. Gülümsememi silmeden kapıya ilerledim. Kapının üstündeki minik dürbünden kimin geldiğine bakarken yüzümdeki gülümsemenin yavaş yavaş silindiğini hissettim.

Ben yanlış görüyordum değil mi? Dün akşam duyduklarım bana hayal görmemi sağlıyordu o, o burada olamazdı. Buraya, benim evime gelecek kadar yüzsüz olamazdı, olmamalıydı.

O adam, burada olmamalıydı.

🐈

~Bölüm Sonu~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

~Bölüm Sonu~

Kedi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin