1.5

14K 582 42
                                    

Masanın üstünde kalan son kalemi de çantama attığımda dirseklerimi masaya yaslayarak ellerimle ensemi ovdum. Derin bir nefes aldığım sırada gözlerim kapanırken birkaç dakika boyunca hareketsiz bir şekilde durdum. İçinde bulunduğum ortamda sesler yavaş yavaş azalırken gözlerimi araladım. Oturduğum yerde yan dönüp bir elimle sıkıca çantamın sapını kavradım.

Kalan birkaç kişinin de çıkmasını beklerken onlarında çıkmasıyla ayaklandım. Bir tek ben kalmıştım şimdi. Bir tür alışkanlıktı bu benim için. Tüm sınıf boşalana kadar çıkmazdım ben.

Kot pantolonumun arka cebinde olan telefonumu elime alarak ekran kilidini açtım. Direkt Ahu ile olan konuşmamıza girerek dersten çıktığıma dair bir mesaj attım.

Meyra: Ahu, benim dersim bitti.

Meyra: Kantine iniyorum şimdi.

Meyra: Orada beklerim seni.

Ahu, anında çevrim içi olurken birkaç saniye içinde yazmaya başladı.

Ahu: Beklemene gerek yok.

Ahu: Kantindeyim bende.

Ahu: Atilla ile oturuyoruz.

Meyra: Geliyorum.

Telefonu tekrar arka cebime atarak fakülteden çıktım. Aynı hızla kantine geldiğimde ortalarda bir masada Ahu ile Atilla'nın oturduğunu gördüm. Fazla kalabalık olmayan kantinde az öncekine göre daha yavaş bir şekilde ilerledim. Oturdukları masaya vardığımda boş olan sandalyelerde birini çektim. İkisinin de bakışları aynı anda bana dönerken gülümseyerek selam verdim. Onlardan da aynı karşılığı alırken çektiğim sandalyeye oturdum.

"Çok çabuk kaynaştınız kızlar. Umarım birbirinizden çok çabuk sıkılmazsınız."

Ahu, hızla Atilla'nın dediklerine karşı çıktı. "Ay Allah korusun. Uzun bir zamandan sonra ilk defa kafa dengi birini buldum zaten." Bana dönerek öpücük attı. "Bırakmam öyle kolay kolay."

🐱

"Film nasıldı sence?"

Ahu'nun sorduğu soruya karşı kahve bardağında olan gözlerimi ona çevirdim. "Bilmem, şu an içimde onun muhakemesini yapıyordum. Güzel mi, değil mi karar veremedim." Kısa bir ara vererek kahvemden bir yudum aldım. "Net olarak bir şey söyleyemesem bile izlediklerimden çok çok farklı ve değişik olduğunu söyleyebilirim."

"Değişik olduğu konusunda çok haklısın. Bütün oklar kızın doğa üstü bir varlık olduğunu gösterirken resmen ters köşe yaptılar finalde. Uzun bir süre etkisinden çıkabileceğimi düşünmüyorum."

Konuşmaya başlayacağım sırada çalan telefonum bana engel oldu. Telefon, masanın üstünde durduğu için kimin aradığını rahatlıkla görebiliyordum. Telefonu elime alarak sandalyeden kalktım. "Hemen konuşup geliyorum."

Ahu, beni onaylarken oturduğumuz masadan uzaklaştım. Son demlerini çalan telefonda yeşil tuşa basarak aramayı yanıtladım. "Efendim."

"Meyra." Uzun zamandır duymadığım amcamın sesini işitince elektrik çarpmış gibi irkilmiştim. Sesi, o adamın sesine çok benziyordu. "Bu akşam bize gelmen gerekiyor."

"Neden?" Tek bir soru, neden? Bunca yıl arayıp sormamışken şimdi neden? Beni ve kardeşimi umarsızca arkanızda bırakıp gittiniz, şimdi neden gelmemi istiyorsun?

"Konuşmamız lazım."

"Ne hakkında?"

"Buradan söyleyemem. Gelmen lazım, yüz yüze konuşmamız lazım."

"Aradan onca zaman geçmiş, yüz yüze gelmemize gerek kalmamış. Şimdi de gerek yok bence. Ne söyleyeceksen buradan söyleyebilirsin."

"Meyra, zorlaştırma daha fazla. Adresi atacağım. Akşama bekliyorum."

"Bak; yine o saçma sapan miras işlerinizse, imza falan isteyecekseniz..."

"Yok," dedi amcam hızla. "Öyle bir şey değil. Akşam gel, yüz yüze konuşalım."

"Müsait olursam gelirim." dedikten sonra bir şey demesini beklemeden telefonu kapattım. Derin derin nefesler alıp verirken gerginlikten ellerim titremeye başlamıştı. Biliyordum, bu işin altından kötü bir şey çıkacaktı. Amcam beni boşuna aramazdı. Hele de bunca zaman geçtikten sonra.

Hissediyordum, bu akşam duyacağım şeyler hayatımı değiştirecekti. O adamla ilgili olabilir miydi? Olmasın, lütfen onunla ilgili olmasın. Yeni yeni toparlanmaya başlamışken olmasın. Bir kere daha aynı şeyleri kaldırabilecek kadar güçlü hissetmiyorum kendimi.

"Meyra," Ahu'nun şaşkınlık dolu sesini duyduğum esnada hangi ara masaya geldiğimi anlayamamıştım bile. "İyi misin sen? Yüzün bembeyaz olmuş." Zorlukla çektiğim sandalyeye kendimi atarken Ahu'ya bir cevap veremedim. "Meyra."

"Yok bir şey." dedim kendime gelmeye çalışarak. "İyiyim ben."

"Emin misin?" Sorduğu soruya başımı sallayarak cevap verdim.

"Ahu, ben şimdi gitsem senin için sorun olur mu?"

"Olmaz, olmaz ama tek gitme. Bende geleyim seninle. Aklım kalır sonra." 

İtiraz etmeyerek dediklerini onayladım. "Olur, beraber gidelim."

🐈

~Bölüm Sonu~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

~Bölüm Sonu~

Kedi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin