1.7

12.8K 606 73
                                    

"Hoş geldin."

Ben; ağzımı açıp Mert'e cevap veremeden içeriden hafif toparlak, al yanaklı bir kadın geldi. Yengemdi bu da, Selda. Mert'in yanında durup baştan aşağı beni süzerken bir yandan da benimle konuşuyordu.

"Hoş geldin Meyra. Gelmezsin sanıyordum." İğneleyici bir şekilde konuşması beni sinirlendirirken sinirimi ona belli etmeden cevap verdim. 

"Sürekli arayıp rahatsız etmeyin diye geldim." dediklerime karşı burnunu kıvırırken arkasını dönerek eve girdi.

"Geç içeriye. Amcan da yarım saat içinde gelir."

Sabırlı olmaya çalışarak yere eğilip ayakkabılarımı açtım. Tekrar doğrulduğumda Mert, kapıdan geçmem için kenara çekilmişti. Eve girdiğimde salonun hemen karşıda olduğunu gördüm. Kimseyi beklemeden oraya geçtiğimde tekli koltuklardan birine oturdum. Mert de hemen ardımdan gelip otururken yengem gelmemişti.

Bu beni mutlu etmişti açıkçası. Eğer yanımıza gelseydi boş boş konuşacaktı. Bu da zaten gergin olan bedenimi daha da gerecekti. İyiydi böyle.

Aradan geçen kırk beş dakikanın sonunda kapı sesi duyulurken hemen ardından amcamın sesi geldi.

Anladığım kadarıyla mutfağa geçmişti ve yengemle konuşuyordu. Salonun kapısı açık ve mutfak ile salon hemen yan yana olduğu için rahatlıkla ne konuştukları duyuluyordu.

"Meyra geldi mi?"

"He, geldi gudubet. Oturuyor içeride."

"Selda." Amcamın uyarır bir şekilde konuşmasını umursamayan yengem devam etti.

"Geldiğinden beri oturdu baş köşeye na böyle somurtuyor. Bir de neymiş, bir daha arayıp rahatsız etmeyelim diye gelmiş. Anası kılıklı, suratsız."

Amcam sesini biraz alçaltarak konuşmaya başladı. Duyamamıştım ne dediğini.

"Aman, savun sen yeğenini. Onca yıldır bir kere arayıp sordu mu ne yapıyorsunuz diye?"

"Selda, yeter!"

"Yeter tabi, yeter. Git ne söyleyeceksen söyle de gitsin bir an önce."

Duyduklarım sinirimi katlarken bir şey dememek için dilimi ısırdım. Sorunsuz bir şekilde buradan gitmek istiyordum.

Ayrıca böylesine aşağılık bir insan için konuşmama değmezdi. Arsızdı. Ne söylesem boştu.

Bir süre daha konuşmaya devam ettiklerinde bıkkınlıkla gözlerimi kapatarak başımı arkaya yasladım.

Ne kadar geçtiğini bilmediğim bir zaman diliminde benim olduğum odanın içinde adım sesleri duyuldu. Yavaşça araladım gözkapaklarımı.

"Meyra, hoş geldin kızım."

Başımı salladım sadece. "Nasılsın?"

"İyiyim."

"Anlaşılan bir an önce konuşup gitmek istiyorsun."

"Evet."

"Baban..." Duyduğum tabirle yerde olan bakışlarım amcamın gözleriyle buluştu. "Baban hapisten çıkmış kızım."

🐱

Tan

"Matmazel, hadi kızım. Gel yemek ye." Matmazel benim dediklerimi duymazdan gelerek yatmaya devam etti. Meyra onu bana bıraktığından beri böyleydi.

İlk başta hasta olduğunu düşünmüştüm ama değildi.

Kont'a bile tepkisiz kalmış, Kont onun yanına gitse bile umursamamıştı. Üstünde bir halsizlik vardı.

Meyra'nın da dediğine göre onu bırakmak istememişti. Belki de bu yüzden böyleydi. Bilmiyordum ama her ne olduysa Matmazel'in bu hali benim çok tuhafıma gidiyordu.

"Ben geldim!"

Kapı kapanma sesinin hemen ardından Can'ın sesi duyulurken onun gibi yüksek sesle karşılık verdim.

"Hoş geldin!"

Can, salona girerek kendini koltuğa attı. "Yavaş lan, ayı. Kıracaksın koltukları." Elini havada boş ver dercesine sallayarak sırıtmaya başladı.

"Amaan, boş versene. Kırılırsa yerde otururuz."

"Tabi, ondan sonra kıçım başım ağrıyor dersin."

"Demem demem." Birkaç saniye sessizliğin ardından bağırarak devam etti konuşmasına. "Lan! Bu vahşinin ne işi var burada?"

Matmazel, Can'a tepki vermek yerine başını Kont'un kedi yatağına koydu. Bu durum Can'ın şaşırmasına sebep olurken merakla yerinde dikleşti. "E, uysallaşmış bu."

Can, yerinden kalkarak Matmazel'in yanına oturdu. Saçma sapan hareketler yaparak dikkatini çekmeye çalıştı. "Uğraşma hayvanla Can."

"Neyi var bunun? Hasta gibi yatıyor öylece."

"Bilmiyorum."

"Meyra nerede?"

"İşi varmış, Matmazel de huysuzlanınca evde tek bırakmak istememiş."

"Matmazel de iyi alıştı buraya he. Yakında gelin olarak alacağız." Can, konuşmasına kısa bir es vererek imayla bana baktı. Hemen ardından ise biraz ima kattığı sesiyle devam etti konuşmasına. "Hem belli mi olur, bir bakmışsın Meyra'yı da gelin olarak almışız eve. Matmazel-Kont, Meyra-Tan olarak çifte nikah yaparız."

Duyduğum şeylerle sinir kat sayım artarken koltuğun üstündeki yastığı Can'a fırlattım. "Boş boş konuşma. Gerzek herif."

Can, attığım yastığı havada yakalayarak öpücük attı. "Yalan sanki. Senin Meyra'ya olan ilginin farkındayım kardeşim, hiç inkar etme şimdi."

🐈

~Bölüm Sonu~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

~Bölüm Sonu~

Kedi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin