FİNAL

2.6K 183 36
                                    

Meyra Yıldırım

Kulağıma dolan seslerle uykum yavaş yavaş dağılırken birbirine yapışmış gibi duran gözkapaklarımı aralamaya çalıştım. Yatakta yan bir şekilde yatarken pozisyonumu değiştirerek sırt üstü döndüm. Elimi kaldırıp usulca yüzümü ovaladım.

Gözlerim, ilk açıldığında etrafı bulanık görse de çok geçmeden düzelmişti. Hava aydınlanmıştı ve güneşliğin izin verdiği ölçüde odayı aydınlatıyordu.

Dün akşam eve geldiğimizde direkt uyumuştum, aslında ben uyuduğumda normale göre erkendi ama dün benim için oldukça yorucu ve hareketli geçtiği için sabaha kadar aralıksız uyumuş olmalıydım.

İçeriden gelen sesler biraz daha arttığı esnada odama doğru gelen ayak seslerini işittim. Buna eş değer kapı tıklatılarak açıldığında Ahu'nun gülen yüzü görüş açıma girdi.

"Günaydın uykucu." dedi uyanık olduğumu görüp rahat bir şekilde konuştuğunda. "Kalk bakayım, sabah oldu."

"Günaydın." Yattığım yerden doğrularak ellerimi havaya kaldırdım. Esneme ihtiyacı duyup bedenimi genleştirdim. Birkaç dakikalığına unuttuğum yaram ince bir sızıyla kendini hatırlattığında kısık sesle inleyerek elimi karnıma götürdüm.

"Yapmasana şöyle ani hareketler." diyerek yanıma geldi Ahu.

"Aklımdan çıktı bir an." dedim üstümdeki örtüyü kenara atarken. Daha sonra ayaklarımı yataktan sarkıtarak yere bastım.

"Kıza bak ya." Ahu sitemle konuşarak kalkmama yardımcı oldu. "İnsan yaralı olduğunu nasıl unutabilir?" Sorunsuz bir şekilde ayaklandığımda Ahu koluma girdi. Bu hareketi tuhafıma gitse de ses etmedim. Odadan çıktığımızda yüzümü yıkamak adına Ahu'dan ayrılarak lavaboya ilerledim. İşlerimi halledip elimi yüzümü yıkayarak oturma odasına geçtiğimde ayaklarıma dolanan Matmazel durmamı sağladı.

Mırlanıp kafasını bacaklarıma sürtüyordu ve arada başını kaldırıp bana bakıyordu. "Annem." Dikkatli bir şekilde yere eğilip başını okşadım. O ise kendini iyice sevdirmek istercesine gözlerini kapattı ve mırlanmalarına devam etti. "Seni çok özledim kızım."

Oturma odasında olanların bize baktığını hissedebiliyordum ama şu an bu durum pek de umurumda değildi. Aradan geçen günler Matmazel'i özlememi sağlamıştı.

Hareketlerinden onun da beni özlediğini anladığımda içimde ufaktan bir duygusallık baş gösterdi.

Aradan geçen birkaç dakikanın sonunda Matmazel kendini sevdirme işinden bıkmış olacak ki kuyruğunu sallaya sallaya gitti. Arkasından bakıp gülerken eğildiğim yerden kalkmak adına bir elimi yere yasladım. Tam o esnada önümde başka birinin eli belirdiğinde başımı kaldırıp kim olduğuna baktım. Can'dı.

Tebessüm edip uzattığı eli tuttum. Onun yardımıyla kolaylıkla ayaklandığımda "Teşekkür ederim." dedim.

Can, kocaman gülümseyerek kolunu omzuma attı. "Ne demek yengem. Sana yardım etmek boynumun borcu." Birlikte şakalaşarak mutfağa geçtiğimizde az önce oturma odasında olanların burada olduğunu gördüm.

"Günaydın." Sesimle beraber Atila, Ecem, Kaan ve Tan bana döndü. Onlardan da aynı şekilde karşılık almıştım. Diğerleri hazır olan kahvaltı masasına geçerken Tan, elindeki ekmek sepetini yerine bırakarak yanıma geldi. Kolu hala daha omzumda olan Can'a ters bir bakış atarak uzaklaşmasını sağladı.

Can, Tan'ın bakışından sonra usul usul yanımdan uzaklaştı. Onun yerini Tan aldı.

"Günaydın sevgilim."

Kedi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin