3.8

4.3K 285 90
                                    

Şuraya Melisa'yı bırakmak istiyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Şuraya Melisa'yı bırakmak istiyorum. Uzun zamandır ayrı kalmıştık ondan. Bu bölümde de yer vermek istedim ona.

Özledim vallahi keratayı 🤧

🐈

"Gitmeyeceğim." dedim kesin bir dille. "Konuşmak istemiyorum. Onu dinleyince kendisine hak vereceğimi söylüyor, ben bunu istemiyorum." Gözlerim dolup taşarken başımı salladım olumsuzca.

"Tamam," Tan, başıma arkadan destek vererek beni kendisine yasladı. "Sakinleş, istemediğin hiçbir şeyi yapmak zorunda değilsin."

"Yapmayacağım." dedim göğsüne iyice sinerken. "Konuşmak istemiyorum." Kollarımı sıkıca bedenine doladım.

Saçlarımın arasına minik bir öpücük bıraktı o da. "Gel, eve çıkalım. Yorgunsundur."

"Çıkalım." Kısık sesle dediklerini onayladığımı belli ettikten sonra istemeyerek de olsa bedenine doladığım kollarımı çektim Tan'dan. Aramızda yalnızca birkaç santimlik bir mesafe oluşurken Tan, benimle olan temasını kesmedi. Elini belime yerleştirerek sıkıca sardı. Yavaş ve sessiz adımlarla bir üst kata çıkarken nemlenen gözlerimi, işaret parmaklarımı bastırarak temizledim. 

Kendi dairemin önüne geldiğimizde anahtarı çıkararak yuvasına yerleştirdim. Kilidi açarak başta ben, benim ardımdan da Tan olmak üzere içeri girdik. Evin karanlık olmasından dolayı pek bir şey görünmüyordu. Sadece pencereden vuran sokak lambaları aydınlatıyordu.

Aklıma yeni gelen şeyle hızla arkama döndüm ama hesap edemediğim bir şey vardı. Tan hemen dibimdeydi ve göğsüyle burun buruna gelmiştim. Tişörtünden gelen akın akın parfüm kokusu burnumu dolduruyordu. Derin derin nefesler çektim içime. Parfümünün kokusu daha önce duymadığım kadar ferahtı. Diğer erkek parfümleri gibi ağır bir havası yoktu ya da başkaları gibi şişeyi üstüne boca etmemişti.

Kokunun etkisinden sıyrılmaya çalışarak, ki bu benim için oldukça zor olmuştu, başımı hafifçe yukarı kaldırdım. Yüzünü net olarak seçemesem de onun da bana baktığını hissedebiliyordum. "Üstüne bir şey alsaydın keşke." dedim fısıltıyla, yüksek sesle konuşamazmışım gibi. "Rahat edemezsin kot pantolonla."

"Gerek yok." Tan, sanki aramızda boşluk varmışçasına biraz daha yaklaştı bana. Önüme gelen dalgalı saç tutamlarını nazik bir şekilde kulağımın arkasına sıkıştırdı. Aralık dudaklarından verdiği ılık nefesler, yüzümü okşuyordu. "Senin olduğun her yerde rahat ederim ben."

"Öyle mi?" Dakikalar önceki buhranlı ruh halinden sıyrılmış olan sesim, şimdi nazlı nazlı çıkıyordu.

"Hm," dedi Tan biraz daha yaklaşarak. Artık dudaklarımız birbirine sürtünüyordu. "Öyle."

Kedi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin