Hikaye 22 sene önce daha yirmilerinin başında olan genç kadınım, evli bir adamın ağına yakalanmasıyla başladı. Ünlü, yakışıklı ve kibar görünen bu adamın Park Iseul'ın aklını başından alması oldukça olasıydı. Adama öyle bir aşık oldu ki, adamın evli, hatta bir çocuk sahibi olduğu gerçeği onun için hiç bir şeydi. Yaptığının etik olmadığını biliyordu. Yine de hislerini gömmek onun için bir seçenek değildi. İkinci kadın olmak onun için bir sorun teşkil etmiyordu.
Fakat bir gün, daha fazlasını istediğini anladı. Bunu anlamasına sebep, adamı vr mutlu gözüken ailesini televiyonda görmesi oldu. Adama daha güzel bir aile sunarsa, ikinci kadın olmaktan birinci kadın olmaya terfi edebileceğine inandı. Hamile olduğunu öğrendiğinde oldukça mutluydu. Bu haberi adama vermek için sabırsızlanıyordu. Fakat beklediği tepkiyi alamadı. Onun gibi ünlü bir adamın en son isteyeceği şey, gayri meşru bir çocuğu olmasıydı. "O bebeği aldıracaksın. Doğurmayı aklından bile geçirme." Adamın söylediği tek şey bu oldu. Ve kadını terk etti.
Kadın, çocuğu doğurmayı aklına koymuştu. Çocuk doğarsa, adam ona geri döner diye düşünüyordu. Fakat bu böyle olmadı. Kendi çocuğunu babasız bir şekilde büyütürken, adamın evliliğinden olan oğluna ne kadar iyi bir babalık yaptığını televizyonlardan izledi. Günler, aylar, yıllar geçtikce adamın onu terk etmesinde sebep 'aptal bebeğinde' görmeye başladı. Herkes Iseul'ın oğlunun gayri meşru bir çocuk olduğunu biliyordu. Kimse onu kabul etmiyordu. Böylece bir süre sonra eve kapandı. Dışarı çıkmadı ve gecelerini alkol tüketerek, küçük bebeğe ve sevdiği adama lanetler yağdırarak geçirdi. Suçu hep bebekte gördü. Kendisinde görmek yerine.
19 nisan 2020
"Umm, bu saatte rahatsız ettiğim için üzgünüm, Sunghoon. Defterimi sende unutmuşum." Sunghoon telefonu cevaplar cevaplamaz Heeseung konuştu.
"Sarı olandan mı bahsediyorsun?" diye sordu Sunghoon çantasını karıştırıken. Heeseung onaylar bir mırıltı çıkardığında Sunghoon da defteri bulmuştu. "Bende. Yarın akşam getiririm."
"Deftere şu an ihtiyacım var." dedi Heeseung.
"Evden çıkmam imkansız. Annemin heyheyleri üzerinde."
"Yarınkı yarışa katılacak konukların listesi o defterde ve sabaha kadar konuk listesini onaylatmam gerek."
"Listenin fotoğrafını çekip yollasam?" diye bir öneri sundu Sunghoon.
"Babam listeyi sadece defterle onaylıyor." Heeseung üzgünce mırıldandı.
"Gelebiliyorsan gel. Evim sizin alana çok uzak sayılmaz. Hem arabaylasın zaten."
"Babam da yanımda. Sorun olmaz değil mi?" diye sordu Heeseung. Sunghoon'un evindeki durumlardan anlattığı kadarıyla haberdardı.
"Neden olsun ki? Konumu yolluyorum." ikili telefonda vedalaştıktan sonra Sunghoon, evin konumunu mesaj olarak Heeseung'a yolladı. Heeseung'tan yarım saat içerisinde orada olacaklarıyla ilgili bir mesaj aldığında, Sunghoon duş almak için yeterli zamanının olduğuna karar verdi.
Duştan çıkıp üzerini giydiği sırada, zil çaldı. Anneannesi ve dedesi bu gece yoktu. Annesi de genelde kapıya bakmazdı zaten. Hızlı bir şekilde üzerini giyindi. Defteri aldı ve kapıya doğru ilerledi. Annesi salonun ortasında durmuş etrafa boş bakışlar atıyordu. Sunghoon umursamadı.
"Selam, dostum. İşte defterin." Sunghoon, son zamanlarda oldukça yakın olduğu Heeseung ile tokalaştı. Sarı defteri gencin eline tutuşturdu. Heeseung, ona sessiz bir teşekkür etti. Evin açık olan kapısından bir patırtı duyuldu. Sunghoon, kapının arasından ikisini izleyen annesine kısa bir bakış attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
heaven' jakehoon
FanfictionO, en yakın arkadaşım. O, çocukluk arkadaşım. Kendisine sürekli bunları hatırlattı. Fakat belli ki, her an göğüs kafesini yırtıp çıkabilecekmiş gibi atan kalbi, tam aksini düşünüyordu. [friends to 'enemies' to lovers] Park Sunghoon x Sim Jaeyun