🐾 special 🐾

1.1K 103 63
                                    

6 yıl sonra

Röportaj yazmak isteyen gazetecilerin arasından geçebilmeyi umarak bir adım attım. Layla da hareketlenince sevimli kızımın büyüklüğünden ürküp bize yol açmışlardı. Stüdyo kapısına ulaşmayı başardığımda derin bir nefes aldım. İnsan kalabalığı yüzünden ürkmüş olduğundan Layla sessizce hırlıyordu. Uzanıp kafasını okşadım. "Lütfen biraz uzaklaşın. Çocuğumu korkutuyorsunuz." kaşlarımı çattım. Bir kaç gazeteci güldü.

"Sunghoon ne zaman bize röportaj vermeyi kabul edecek?" diye sordu aralarından biri.

"Biliyorsunuz, böyle şeyleri pek sevmez. Onu zorlamayın yoksa medyadan daha da uzaklaşır."

Sunghoon 3 sene önce Riki'ye gruplarına katılmak isteyip istemeyeceğini sormuş ve Riki de onaylayınca 8 şarkıdan oluşan bir albüm sözleşmesi imzalamıştı. Albüm çıkmıştı ve bir anda tüm ülkenin gözdesi olmuşlardı. Ardından bir kaç albüm daha çıkarmışlardı. Öyle ki, bir keresinde arabadayken bir radyo kanalında Haeven'ın son şarkısı çalıyordu ve Sunghoon kendi şarkısını duymaktan bıktığını söyleyip kanal değiştirmişti. Fakat değiştirdiği dört diğer kanalda da aynı şarkı çalıyordu. Müzik yapmayı seviyordu, şarkı söylemeyi seviyordu ama ünlü olmayı amaçlamamıştı. Tek derdi müziklerini yaşatmak, insanlara ulaşabilmek, kalplerine dokunabilmekti. Hayranlarını seviyordu. Fakat medyaya röportaj vermek falan onluk işler değildi.

Gazetecilere el sallayıp stüdyonun kapısını açtım ve kendimi içeri attım. Layla kalabalıktan kurtulmanın vermiş olduğu rahatlıkla neşeyle havladı ve resepsiyondaki kızı ürküttü. "Üzgünüm Lily, babasını göreceği için biraz heyecanlı." Lily bana zarif bir gülümseme yolladı. İçeriden müzik sesi gelmiyordu. Bu da ya ara verdiler ya da bir şeyler tartışıyorlar demekti. "Onlar müsait mi?" diye sordum Lily'e. Kafasını sallayarak beni onayladı.

"Junseo bir dolap sipariş etti ve Sunghoon da dolabı kurmaya yardım etmeleri için birini çağırmasına izin vermedi. Hala daha dolabı kurmaya çalışıyorlar."

Kafamı sallayarak holde biraz daha ilerleyip sola döndüm ve nihayet ellerini beline yerleştirmiş çatık kaşlarıyla Jay ve Junseo'ya emirler yağdıran Sunghoon'u görebildim. Layla'nın tasmasını bıraktığım gibi koşarak Sunghoon'un bacaklarına sürtündü. Sunghoon da onu gördüğüne sevinmiş olacak ki yüzünde kocaman bir gülümsemeyle eğilip tüylerini okşadı.

"Selam." dedim gülümseyerek. "Size çikolatalı kurabiye getirdim. Fırından yeni çıktı."

Riki hoplaya zıplaya yanıma gelip yanağıma bir öpücük kondurdu ve içinde kurabiye bulunan paketi elimden aldı. Üzerinde Sunoo'nun onun için tasarladığı göğüs kısmında 'Kalbim sadece Kim Sunoo'ya aittir' yazan cırtlak pembe tişört vardı. "Kurabiye getirdiğin için Sunghoon'un üstsüz bir şekilde kahvaltı hazırladığı videoyu fanlara sızdırıp sızdırmamayı tekrar düşüneceğim." dedi yanağımı tekrar öperek.

"Sil o videoyu." dedim kolunu çimdikleyerek. Sahteden acıtla inledi ve kolunu kurtarmaya çalıştı.

"Sevgilinin rock yıldızı olması benim suçum değil abi."

"Jaeyun! Lütfen bizi kurtar!" diye acıyla inledi elinde büyük bir tahta tutan Junseo. Muhtemelen elindeki şey dolap parçasıydı.

"Size eziyet ediyormuşum gibi konuşmayın." dedi Sunghoon kaşlarını tekrar çatarak. Albüm anlaşması yapıldıktan sonra grubun menejerliğini üstlenmiş olan Jay'in kaşları havalandı. Böyle yapınca çok komik oluyordu.

"Dostum, son iki saattir dolap kurmaya çalışıyoruz. Jungwon'a tek bir mesaj bile atamadığım iki koca saat!"

"Jungwon meşgul. Muhtemelen mesajlara bakmazdı." Sunghoon'un yanından geçerken yanağına bir öpücük bıraktım ve kendimi koltuğa attım. Hayatlarımız güzel ilerliyordu. Sunghoon'u zaten öğrendiğinize göre biraz da diğerleri hakkında duymak ister misiniz?

heaven' jakehoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin