24.Bölüm

609 45 11
                                    

Hellooo. Nasılsınız askolar?





Çocuklarımız mı?

"E-evet"

"E tamam o zaman."

"Dediklerine değil Acar teklifine evet."

"Ne?"

Sanırım herşey çok değişecek. Artık eskisi gibi kafam esince çocuklarla kalamıcam ama olsun bu yaşama da ayak uydururum.




Gezmekten ayaklarım acıyo. Yeter artık. Acar la o konuşmanın üzerinden 4 gün geçti. Ve bu 4 günde birbirimizi çok görmeye vaktimiz yoktu.

Ya benim işim oluyodu ya da onun. Bir kaç gün sonra göreve gidicem ve daha Acar a söylemedim bile.

Telefondan söylemek istemiyorum. Tepkisini merak ediyorum. Büyük ihtimal üzülüp erteleyip ertelemeyeceğimi sorucak.

Ama vatan benden yardım isterken keyfi bir şekilde gelmem diyemem. İki elim kanda olsa yine bi seçenek oluşturur giderim.

Son dükkana girip gerekli eşyaları alıp arabaya götürdüm. Ilgız benim evimde de oda istedi. Şimdi onun odasını döşüyoruz.

Gerçi yüksek bir ihtimal ile Acar la evlendikten sonra benim evimde yaşarız.

Ne garip ya. Ben ve evlenmek. Erkekler ile muhabbetim bile çok yoktu bu zamana kadar. Yani öyle boş muhabbet. Yoksa görev de veya iş yerinde sürekli erkeklerle muhabbet içerisindeyim.

Boş konuşmaları genel olarak sevmiyorum ama. Kızlarla da boş konuşmam.

Arabaya binip evime sürmeye başladım. Aynı zamanda Acar ın numarasını bulup arabaya bağladım. 3 çalışan sonra nihayet açtı.

"İşin mi vardı geç açtın?"

"Ohoo daha evlenmeden bu sorular soruluyorsa evlenince neler sorarsın kim bilir."

"Tek sorduğum işinin olup olmadığı be Acar amma abarttın. Sanki kimliğindeki şeyleri sordum."

"Tamam susuyorum. Ve işim yoktu. Telefon uzaktaydı. Hayırdır bişey mi oldu?"

"Yok çok önemli değil ama bugün içinde konuşursak daha iyi olur."

"Tamam benim 2 3 saate işim bitiyor."

"Ben eve gidiyorum. Eşyaları bırakıp senin yanına gelirim müsaitsen."

"Sana her zaman müsaitim güzelim."

"Olması gereken o zaten. Gelirken istediğin bişey var mı?"

"Sadece sen."

"I-hı."

Telefonu kapatıp aynadan kendime baktım. Yanaklarım kıpkırmızı olmuş.

Eve geldiğimi görüp arabayı boş bir yere park ettim. Bagajdan eşyaları çıkartıp kapının önüne koydum.

Cebimden telefonu çıkartıp Ilgız ı aradım.

"Efendim ablacım?"

"Eşyalarla geldim gülüm aşağa fırla hemen."

"Tamam geliyorum."

Bir iki dakika içinde kapıya geldi.

Yarım saat içinde bütün eşyaları yukarıya taşıdık.

"Ben gidiyorum bebeğim nişey olursa ara."

"Müstakbel kocanın yanına mı?"

"Ilgız!"

BERZAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin