◘11◘ Gerçekler

7K 409 36
                                    

Genelde bu uzunlukta bölüm yazdığım olmamıştır ama bu oldu.

Öncelikle herkesin yaz tatilini iyi geçirmesini diler ve Ramazan Ayı'nın bereket ve bolluğu içerisinde boğulmalarını isterim. Oruçlu oruçlu hiç yazasım yoktu doğrusunu isterseniz. Ama nedense sürekli bu hikayeye bölüm yazmak istiyorum.

Artık birleşseler diye ben bile dua etmeye başladım ama ağırdan almak istiyorum. Hikayeyi "He he, kesin hemen aşık olmuştur." diyerek kapatmanızı ve kütüphanenizden kaldırmanızı istemem.

Böyle iyi gidiyor bence ama işte tek sorun çok fazla olay yok. O da herhalde bir veya iki bölüme gerçekleşir. Aklıma harika şeyler geliyor. Yazmak için sabırsızlanıyorum.

Kendinize yeni bölüme kadar iyi bakın ve yorum-vote ikilisini benden hiç eksik etmeyin. Nasıl yazdığım hakkında düşünceleriniz önemli. Eksiklerimi söyleyin ki düzelteyim.

Neyse ben galiba çok konuştum.

İyi okumalar.

Gözlerimi büyük bir sakinlik çerçevesi içerisinde açtım. Her zamankinin aksine terden veya başka herhangi bir şeyden ötürü uyanmadım. Sıcak, beni büyük ihtimalle dünden önceki gün içtiğim şey yüzünden bunaltmıyordu. Sıkılmamıştım da doğru düzgün. Daha doğrusu düşünmekten sıkılmaya fırsatı olmayan bir ruh hali içindeydim.

Yatakta dönerek ilk olarak bir kaç saniye bekledim ve daha sonra yorganı üzerimden atarak bacaklarımı aşağıya doğru sarkıttım. Kahrolası yeni bir güne başladığımı varsayıyordum ama aynı zamanda bir çok şeyin değiştiği yeni bir hayata başlıyordum. Bundan sonra benim için öylesine hareket yoktu. Yaptığım, yapacağım, bana karşı yapılan veya beni ilgilendiren her şey üzerinde uzun sayılabilecek bir süre düşünecektim. Artık hata olmayacaktı ve Hades de bende rütbemizi bilecektik.

Yataktan kalktım ve aynamın karşısına geçerek çekmeceleri karıştırmaya başladım. Banyo yapmak istiyordum, temiz kıyafetler istiyordum, saçlarımı artık düzene sokmak istiyordum. En azından karıştırdığım çekmece de bir tarak ve bir toka bulmuştum. Saçlarımı hızlıca tarayarak tarağı aynanın önüne bıraktım. Dün kafamı çok sert vurduğu için başımın ortası acıyordu ve dolaşmış saçlarım o acıyı tetikliyordu. Ama acımamış saçlarımı sertçe taramıştım. Bana kendime gelmemi söylüyordu bu acılar. Saçlarım uzun bir süre taranmamışlığı ve teri barındırdığı için de tarakta bir kaç sarı saç telim duruyordu. Hızlı bir şekilde yandan doğru mısır örgüsü ördüm ve tokayla tutturdum.

Kahvaltıya inmem gerektiğini biliyordum. Onunla yine kavga etmek istemiyordum. Bana hiç düşünmediğim şeyleri yaşatmıştı. Hayal kırıklığına batırıp çıkarmış ve beni paramparça yapmıştı. Beni ne fiziksel yönden ne de ruhsal yönden kırmayacağını düşünmem bir bakıma benim de aptallığımdı aslında. Ama ilk defa yer altına kaçırıldığım bir yana ilk defa yer altına kaçırılan birisi olduğum için aklıma ilk olarak onun her şeyi olduğum geliyordu. Ama değildim. Bu canımı acıtmıyordu. Canımı acıtan şey, dün beni Aella önünde küçük düşürmesi ve bana, bakire olduğum için kolay kandırılabilecek birisi olduğumu aşağılık bir şekilde göstermesiydi.

"Aptal herif. Dengesiz."

Sinirle soludum ve gözümün önüne düşen bir parça saç tutamını geriye doğru atarak kapıya yöneldim. Kapıdan çıkar çıkmaz düşündüğüm tek şey ise Hades'in benimle dün kavga ettikten sonra nereye gittiğiydi. Bundan sonra beni asıl yaralayan şey ise Aella olmuştu. Zira dünkü görüntü gözümün önünden gitmiyordu.

Hades Aella'ya gülmüştü.

Kesin benden sonra da Aella'nın yanına gitmişti ve Aella onu güldürmeye devam etmişti. Aptal herif. Dengesiz. Büyük ihtimalle ölü olan bir bedeni kıskanıyordum. Ama bu elimde olan bir şey değildi. Ben bana kısa süreliğine de olsa iyi davranan veya gözüme hoş gelen her şeyi hemen sahiplenirdim. Hades'i de sahiplenmiştim. Bunun saçma olduğunun farkındaydım. Hatta Hades bunu duysa sanırım bana kızardı ama elimde olan bir şey değildi.

Yasak Meyve: Nar.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin