◘3◘ Persephone

11.3K 611 34
                                    

Nasılsınız? İyisiniz İnşallah. Tamam buraya ne yazmam gerektiği konusunda şu anda aklımda hiç bir şey yok ama eminim ki daha sonra yatağa yattığımda aklıma gelecek ve ben o zaman üşeneceğim için bir daha ki haftaya buraya bir şey yazarım herhalde.

Daha mantıklı bir şey.

Kesinlikle.

Sınır koymama gerek yok diye düşünüyorum çünkü hikayeye başlayalaı bir ay bile olmadı ama 100 okuyucuyu geçmiş. Hemde iki bölümde.

Neyse sizi seviyorum. Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin ♥

Önümde duran çiçek hareketsizce dururken ben bir kez daha sıkıntıyla ofladım. Bir ay önce zevkle izleyeceğim bu manzara bana şimdi o kadar da ilginç gelmiyordu. Şu bir aydır aklım çok başka şeylerdeydi.

Çiçek hafif bir rüzgarla sallanınca ellerimi yere yerleştirip üzerine çenemi koydum. Kırmızı bir güldü ve nasıl olmuşsa küçücük gövdesine rağmen bir gül vermişti. Sadece tek daldı. Tek dalda rastlanan bir gül çok görülmezdi ama bu gül özeldi. Ama bu bile şu anda dikkatimi çekmiyordu.

Sağ elimi çenemin altından kurtardıktan sonra güle yavaşça sürttüm. Bir aydır tam tahmin ettiğim gibi olmuştu. İnsanlarla konuşmuyor sürekli onu düşünüyordum. Annem bir anda beni dürtüp gerçek dünyaya dönmemi sağlıyor, beni Hades heykelinin önünde buluyordu.

Ve bu annemin kesinlikle sevmediği bir durumdu.

Hades ile zaten anlaşamıyordu ve benim ona karşı bu kadar karmaşık olmam doğal olarak canını sıkıyordu. Annemin yanında bin bir kat daha tedirgin oluyor, hareketlerimi kontrol etmeye çalışıyordum. Bu artık o kadar zor bir kıvama gelmişti ki annemin yanında saçmalıyor, belki gelir diye sürekli tedirgin bir şekilde bekliyordum.

Güle yoğunlaşmayı denedim. Bunu anneme göstermek isterdim. Yerden bitme tek dallık bir gül. Belki de bunun sorumlusu annemdi. Hades'e kırmızı yakışır mıydı acaba? Ah! Ne düşünüyorum ben!

Hades'i ve kırmızının ona yakışıp yakışmayacağı beni ilgilendirmezdi.

Ama yakışırdı da. Kırmızı çoğu tanrı da bulunmayan çikolata kahverengi gözleri için fazla uyumlu bir renkti. Her şeyi hallettik diyelim ben kırmızıyı Hades'in üzerinde nasıl görecektim? Kırmızı bir zırh? Hah. Gene aptallık ta sınır tanımıyorum.

Gülün üzerinde elimi gezdirmeye başladım. Kırmızı yaprakları dokunduğum zaman parmağımla birlikte geliyor ama daha sonra ellerimin istilasından kurtuluyordu. Kadifemsi bu yapraklar gözlerimi kapatmama yol açtı.

Parmağım daha aşağılara inince kadifemsi dokunuşlar dikenli, can acıtan bir dokunuş oldu. Tam dikenin ucuna parmağımı koydum. Bu şekilde biraz şekerleme yapabilirdim.

"Kore!" diyen annemin tedirgin sesi yüzünden elim bir anda gülün dikeniyle iç içe geçti.

"Ah!" diyerek yavaşça inledikten sonra anneme döndüm. Ani girişi beni korkutmuş ve germişti. Bana şüpheci bakan gözlerini görmemek için parmağımı ağzıma götürerek emdim.

"Sen iyi misin tatlım?" diyerek yanıma oturan anneme döndüm. Bir anne olarak benim için endişelenmesi normaldi. Yanında gerilmem saçmaydı çünkü benim için her zaman en iyisini isterdi ve incinmemi istemiyordu.

Güle dönerek hem gülü göstermek hem de neler olduğunu anlatmak istedim ama gülün yerinde olmaması planlarımı sekteye uğratmıştı. Kaşlarım şokla birlikte çatıldığında aklıma o gelince durdum.

Yasak Meyve: Nar.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin