◘14◘ Yanmaya Razı Gül

6.8K 397 19
                                    

Selam!

Hadi kapak yapmaktan dolayı yeni bölüm yazamayan yazarınıza sövün hadi :D

Kızmayacak size. Diğer bölüm yakında gelir ondan sonra okullar açılana kadar bölüm gelmez herhalde.

Buradan tüm şehit ailelerine Allah sabırlar versin diyorum. Pkk'nın da malum partininde Allah belasını versin inşallah. Yaşattığınız acıların binlerce katını çekersiniz umarım.

#TerörüLanetliyoruz

♥♦♣♠

Hades'i bulma hevesim olmasaydı eğer bacaklarımın benden kopacağını ve benden bağımsız hareket edeceğini biliyordum. Zaten sabahtan beri yorulmuş olan bedenim bir de biraz önce masada yaşadığım gerginlik yüzünden daha da yorgun düşmüştü. Merdivenleri ellerimi dizlerime dayayarak çıktıktan sonra kendi odamın kapısını es geçerek Hades'in odasına yöneldim.

Sinirlenerek dövüş odasına gidip sinirini atmak isteyeceğini düşünüp ilk olarak oraya bakmıştım. Orada değildi, hatta odaya bugün kimsenin girmediği belliydi. Oradan sonra terasa inmiştim ama ne yazık ki Hades'i orada da bulamamıştım. Oradan sonra kıyafetlerini değiştirmek ister diye kıyafet odasına bakmıştım ama Hades toz olup uçmuş gibiydi. Beki de ona özel görünmezlik pelerini ile ortadan kaybolmuştu ama anlayamadığım şey kendisini aradığım halde neden hala bana görünmediğiydi. Son olarak Hades'in odasının da kapısını açarak içeri girdim.

Karşılaştığım odada Hades'e ait erkeksi kokudan başka ona ait bir iz yoktu. Yatak hala düzenliydi, Hades'in çalışma masası hala temizdi. Dışarıdan bakılınca hiçbir eksiği olmayan oda da Hades'in varlığı olmadığından mı yoksa başka nedenden mi bilmem, boşlukta gibi hissediyordum. Birinin gelip o sonsuz boşluğu doldurmasına ve hayatıma anlam katmasına ihtiyacım var gibiydi sanki.

Birisi artık gelmeli ve hayatımda ki bütün anlamsızlıkları bir kılıfa sokmalıydı. Belki birisi gelmişti de bana uygun kılıfı bulamıyordu. Ya da ben o kılıfı onun eline yakıştıramıyordum.

Adımlarım yatağa doğru çizdiği yolda ilerlerken neden ben olduğunu düşünmeye çalışıyordum.

Dünyada ve Olimposta o kadar çok güzel kız vardı ki, aynaya baktığımda sıradan bir yüz görüyordum. Yeşil gözler ve sarı saçlar güzel olmak için yetmiyordu. Özellikle kafanızı allak bullak eden adam tam tersi şeylerden hoşlanıyorsa. Yatağın başına oturarak elimi başlığına dayadım. Yanağımı da başlığına dayadığım elimin üstüne koyduktan sonra düşünerek kendi acıma devam ettim.

Ona baş kaldıran tek kadın olduğum için mi? Buna gülerdim doğrusu. Onunla ilk karşılaştığımda gözlerine 5 saniyeden fazla bakınca kendimi tebrik ederdim. O yemekten itibaren ilgisini bana yöneltmesinin bir nedeni vardı ama bu aşk değildi. Bir anda alevlenen bir şey aşk olamazdı. Hayatımda hiç aşık olmamıştım ama eğer bu aşksa da bir anda alev alan bir aşktan hayır gelmezdi. Aşk dediğin usul usul olurdu, tadını çıkara çıkara ve tanıyarak. Bu kişiyi bu yüzden seviyorum diyebilmeliydi gerçekten aşık olan bir kişi.

Bir anda alev alan bu şey sadece heves olabilirdi. Bir hevese kapılıp beni yer altına sürüklemişti ve artık geri dönüşüm de olmayacaktı. Sonsuza kadar onunla birlikte olacaktım, daha da kötüsü ileride benden sıkıldığında da ayağına dolanan bir ayak bağı olacağımın da farkındaydım. Büyük ihtimalle bir zamandan sonra varlığımı göz ardı etmeye başlayacaktı. Dahası o kadar sıradan birisiydim ki yerimi doldurabilecek birisini kolayca bulabilecekti. Ve beni istemeyecekti.

Gözlerim acımaya başladığında yanağımı yatağın başına yasladığım elimden çektim ve acıyan gözlerimi bastırdım bu sefer elime. Düşününce o kadar çaresiz bir durumdaydım ki soluduğum hava bile beni terk etmek istiyordu. Ne değişecekti ki? Eğer onunla birlikte olursam bir süre sonra hayatında ki tek kadın olmamdan sıkılacaktı. Onunla birlikte olmazsam da peşimden koşmaktan sıkılacaktı. Her türlü benden vazgeçecekti.

Yasak Meyve: Nar.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin