Öncelikle merhaba.
Yine o ciddi konuşmalara döndüm sanırım :D
Şöyle uzun bir açıklama metni yapayım da siz sıkılın diye düşünmüyorum o yüzden yapabileceğim kadar kısa keseceğim.
9 aylık bir süreç olan ve benim eğitim hayatım açısından oldukça zor bir sene olan 10. sınıfı bitirmeiş bulunmaktayım. Gerçekten zordu. SAnırım şu zamana kadar hep çalışmadan bir şeyleri elde edebildiğim için de özellikle senenin başında beni oldukça zorlayan bir seneydi. Bu yüzden sorumsuzca davranıp -sanırım 4 veya 5 ayı geçti- bölüm yüklemediğim için özür dilerim.
İstesem belki de hepsini bir arada idare edebilirdim ama ilgi alanım bir tane yoktu ve sorumluluk isteyen bir senemdi zaten. Okulda düzenlenen yarışmalar, düzenlediğim yarışmalar, sınıf etkilikleri, gözü kör olasıca sınavlar -özellikle anatomi ve matematik-, performanslar, projeler, kitaplar, kapakalr... Bir sürü buna benzer şey. ama inşallah döndüm.
Aslında çok kez oturup yazmak istedim ama doğru düzgün kitap okyamadığım için kelimelerimi de kaybetmiştim. Bu yüzden yazdığım iki saçma sapan bölümü de sildim. Aslında bu bölümün başı da çok sinirimi bozsada bu gidişle yazamayacağımı düşündüğüm için amaaan deyip yazdım. Umarım beğenirsiniz.
Yarına veya diğer güne kısa bir bölüm daha yayınlarım. Belki 1000-1500 kelimelik. Ondan sonra da bir şeyler artık yerine oturmaya başlar.
Sizleri çok ama çok seviyorum. Bu yazmadığım dönem içerisinde mesaj atanlar ve bölümü soranlar ya da yorumlarla bölümü soranlara cevap vermesemde, gerçi yorumlara cevap verdim. Mesajlar çok fazla olduğu için cevap veremedim, işte bölüm!
Tekrar sizi çok seviyorum beni en güzel yorumlarınızla ödüllendirin. Keşke daha iyisini yapabilseydim ama daha fazla bekletmek istemedim.
Keyifli okumalar!
Music: Charlie Puth - One Call Away
Alan Walker - Faded (Restrung)
Aslında düşününce hayatım pembe ve sarının karışımı kadar saçmaydı. Araya karışan siyah ve beyazların oluşturduğu düzen olmasa kimse dönüp yüzüme bakmayacaktı. Zorlaya zorlaya hayatıma soktuğum beyaz ve kendiliğinden oluşan siyahlığım hayatımda neyseki var dediğim şeylerdendi. Beyazlığımın masumiyetim olduğunu savunanlara karşılık siyahın ne olduğunu biliyordum ve kabul etmesi diğer herşeye göre daha zordu.
Siyahlık hayatıma giren en karmaşık şeydi. Pembe ve sarının karışımından daha saçma ve karışıktı.
Bir şeyleri farkına vardığım ilk gün kırmızı ve yeşilin birbirine çok güzel uyduğunu fark ettiğim gündü. Zaten sarı ve pembenin karışımından saçma bir şey çıkacağını da o zaman anlamıştım. Küçükken sevdiğim pembe ve sarıdan artık nefret etmeye başladığım gün büyüdüğüm değil uyandığım gündü. Ve yine uyanma zamanım gelmişti.
Ve bu seferki her sabah kendimce yapmak zorunda olduğum saçma sözlerden olmayacaktı. Mesafe koyacaktım. Mesafe!
"Uyan."
Burnumda hissettiğim ufak baskı ile yerinde huzursuzca kıpırdandım ve homurdandım. Düşünmem gereken şeylerin arasına girmemesi gereken bir huzursuzluğun somut haliyle uğraşmak istemiyordum.
"Uyan Persephone." Uykum santim santim dağıldı. Bu sesin sahibiyle uğraşmak güzel olabilirdi.
Gözlerimi yavaşça açtığımda karşıma çıkan ateş rengi gözler ilk olarak yutkunmamı sağladı. Bu kadar güzel gözlerin sahibi olmak nasıl hissettirir gerçekten merak ediyordum. Gözlerinin önüne düşen bir kaç perçem ıslaktı. Sanırım duş almıştı. Üzerinde ne olduğunu göremiyordum ama hiçbir şey olmamasını istediğimi biliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yasak Meyve: Nar.
FantasyO bana yasaktı, ama ben ona değildim. O beni kaybetmeyi göze alamazdı ama ben alırdım. Ben karanlıktan korkardım ama onun karanlığında korkmuyordum. Belki onu bana saplantılı hale getiren aptal bir oktu. Ama benim onun kaba, sert, korumacı, kırıcı...