@pile16 @dystinabell @reem133x @HilalYucel7 @ece373738 @Leth_28 @M_merve14 @selfinaz52 @Daryoosh @KrishnaMukherjeeSurb @snglss @TeffyLeal @almalta @Rose_Rain26 @ortak_hikayeler61 @kediciteyze2 @HilalYucel7 @yaghazask97 💜💜
"Fethi gülümseyerek Meltem Teyze" derken elini tuttu ve nazikçe öptükten sonra sarıldı. "Bu ne güzellik böyle? Her gördüğümde daha da güzelleşiyorsunuz dikkatimden kaçmadı"
"Ahh deli çocuk ve bu iltifatların hiç değişmiyor" dedi ve konuşmasına gülen gözlerle devam etti.
Fethi gülerek "Gerçekler" derken az ilerde dans eden en yakın arkadaşları olan Gözde'yi ve Serdar'ı görmesi uzun sürmemişti.
"Ben gidip Gözde'yi çalayım" diye mırıldanırken Meltem'in yanından ayrılırken dans pistne doğru ilerlemişti.
"Selam gençler" diye seslendi gülerek.
"Aaa Fethi sen nerden çıktın ya? Ne zaman geldin?" diye sorularını sıralarken özlemle arkadaşına sarılmıştı.
"Bir insan hep mi güzel olur ya? " diye arkadaşına neşeyle iltifat ederken o da sarılmıştı özlemle.
"Kardeşim hoş geldin"
Fethi "Hoş buldum kardeşim" diye karşılık verirken avuçlarını birleştirip tokalaşırken sarılmışlardı.
"Uçak rötar yapınca biraz geç kaldım ama Gözde'yle dans etme fırsatını kaçırmamışım" dedi ve ekledi.
"Serdar eğer izin verirsen arkadaşımı çalacağım"
"Gözde'ciğim seni Fethi'ye emanet ediyorum" diye mırıldanırken tuttuğu eli Fethi'nin avucuna bırakmıştı. Tam o esnada da bakışları az ilerde elinde kadehiyle bir şeyler içerek etrafı izleyen Zehra'ya takılmıştı gözleri. Yanından geçen garsonun tepsisine uzanıp viski bardağını aldı ve genç kadını izlemeye devam ediyordu ki yanına gelen bir davetliyle manzarası kesintiye uğramıştı ama Zehra'nın yanına gelen Ferman'ı görünce nedensizce hem gerilmiş hem de dikkat kesilmişti. Ferman'ı yaptığı işlerden tanırdı, babası Nedim'in gölgesinde takılan biriydi.
"Zehra Hanım nasılsınız?" diye sordu davetlilerden biri. Bu genç adamı hatırlamıştı, geçen sene ona arkadaşlık teklifinde bulunmuştu Zehra da her zamanki gibi kabul etmeyip geri çevirmişti çünkü bu tekliflerin abisiyle iş yapmak isteyenlerin ve ondan korkanlar tarafından yapıldığını biliyordu. Abisinin çevresindeki adamlardan hiçbirini etrafında istemiyordu, bu konuda gayet netti.
"Ne vardı?"
"Hiç öylesine selam vermek istemiştim"
"Ben tanıdığım insanlardan selam alırım, siz de bayağı yabancısınız" derken elindeki kadehi masanın üzerine bırakıp çıkış kapısına doğru ilerlemişti, çatının sakin olacağını umuyordu. Ve bunların Serdar tarafından izlendiğinden habersizdi.
Zehra asansörle çatı katının girişine kadar gelmişti. Asansörün tiz sesle açılan kapısından krem rengi taşlarla döşenmiş geniş koridora çıktı, çatıya açılan kapı az ilerde koridorun sonundaydı. Adımlarını sıklaştırıp koridorun sonuna doğru yürümeye başladı.
Serdar yanındaki genç adamdan müsaade isteyip az önce salondan çıkış yaptığını gördüğü Zehra'nın peşinden salondan çıktı. Genç kadının asansöre bindiğini fark ettikten sonra merdivenlere yönelmişti.
Zehra, çatıya girdiğinde serin bir hava karşılamıştı onu ama bu hava onu üşütmemiş aksine iyi gelmişti. Yıldızlar ışıl ışıl parlayışıyla karanlık gökyüzünün üzerince inci tanesi gibi ışıldıyordu. Zehra aşağıdaki balodan sıkılmıştı böyle baloları sevmiyordu, bunalıyordu ama özel davetiye geldiği için ve ailesini yalnız bırakmamak için gelmişti. Yıldızları çocukluğundan beri çok severdi, babasının yıldız masallarıyla büyümüştü çünkü. Etrafındaki tüm silah seslerine rağmen sevgi dolu bir ailede sevgi dolu birbirine çok aşık ik insanın evladı olarak yaşamıştı ve hala da yaşıyordu. Ve abisini de asla unutamazdı çünkü dünyanın en iyi abisine sahip olabilirdi.
Serdar koridorda biraz ilerlerken etrafta göz gezdirmişti, koridor son derece sakindi bu sakinliğin sebebi çatıda olmasından kaynaklıydı tabi ki de. Az ilerdeki çatıya açıldığını tahmin ettiği yarı aralık kapıya doğru yürüdü. Yarı aralık kapıdan içeri süzüldüğünde az ilerde sakin bir şekilde manzarayı izlemekte olan Zehra'yı bulmuştu bakışları. Üzerindeki tarçın renkli elbise ve omuzlarına döktüğü kelebek tokayla tutturduğu saçlarıyla muazzam görünüyordu, inkar edemezdi.
"Oğlum ne yapıyorsun burada ya? Ne işin var senin burada? Niye geldin ki" diye söylendi kendi kendine. Genç kadının peşinden neden sürüklendiğini bilmiyordu, daha önce hissettiği hiçbir duygunun benzeri değildi bu hissettiği. Zehra'yı hayatında ilk defa birkaç gün önce görmüştü, genç kadın hayatına tabiri caizse resmen bomba gibi düşmüştü. Mezarlıkta karşılaşmış, ardından Beliz'i almak için gittiği Artemis'te karşılaşmış ve yeğeninin buz pateni hocası olduğunu öğrenmişti. Şimdi de abisiyle trilyonluk bir ihale için anlaşma imzalayacaklardı. Adımlarını genç kadının olduğu yöne doğru çevirip birkaç adım ilerledi. Birkaç adım gerisinde ama tam arkasında durmuştu.
"Güzel bir gece ama sıkılmış gördüm seni" diye mırıldandığında Zehra'nın bakışlarıyla karşılaşmayı beklese de söyledikleriyle şaşırmıştı.
"Sizde çok sıkılmış olmalısınız ki beni takip edip çatıya kadar geldiniz, yanlıyor muyum?" diye söylenirken genç adama dönmemişti bile.
Serdar yakalandığını ve genç kadının onu izlediğini fark edeceğini düşünmemişti nedense, gökyüzünü izlemeye koyulduğunu düşünmüştü.
"Sessizlik bir kabulleniştir yalnız, beni takip edip izlediğinizi kabul ediyorsunuz yani"
"Yakalanmışken inkar etmenin manası yok tabi ama"
"Ama hayal aleminde olmakta iyi bir şey değil" diye mırıldandı alaycı bir tebessümle.
"Hayal alemi mi? "
"Bence hayal alemi... Ne düşünüyorsunuz merak ediyorum doğrusu, hayatımı kurtardığınız için kollarınıza atlayacağımı mı?"
"Hayır tabi ki"
"Abimin etrafındaki her insanın klasik sözü bu ama bir şey söylemeliyim ki konu erkenden kapansın" derken genç adama doğru ilerledi.
"Hayatımı kurtardığın için teşekkür ederim"
"Kim olsa aynı şeyi yapardı"
"Muhtemelen yapmazlardı ama sen yaptın ve şimdi de göz hapsinden kurtulamıyorum, neden her yerde karşımdasın Serdar Kılıçaslan?"
"Tamamen tesadüf, kader işte"
Zehra "Hıhı kesin öyledir, inandım" diye karşılık verdi muzip bir gülüşle, ardından da gülüşü sönmüş ve ciddi bir yüz ifadesine bürünmüştü.
"Ama yanlış sulardasınız söyleyeyim de sonra o sularda boğulmayı" dedi ve arkasını döndü, yürümeye başlamıştı ki durdu ve genç adama yaklaşıp kulağına fısıldadı.
"Ben oynayabileceğin bir piyon değilim çünkü"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN MATEMİ
FanfictionSevdiğini kaybeden bir kalp yeniden ne zaman atardı? Yeniden aşka düşebilir miydi? Bir kadın... İki adam... Bir yanı buz bir yanı ateşe mahkum aşk...