@pile16 @dystinabell @reem133x @HilalYucel7 @ece373738 @Leth_28 @M_merve14 @selfinaz52 @Daryoosh @KrishnaMukherjeeSurb @snglss @TeffyLeal @almalta @Rose_Rain26 @ortak_hikayeler61 @kediciteyze2 @HilalYucel7 @yaghazask97 💜💜
Zehra'nın söylediği cümle üzerine bir hayli şaşırmıştı Serdar. Zehra daha fazla bir şey söylemeden bir iki adım geri gidip arkasını döndü ve genç adamı ardında bırakıp merdivenlere yöneldi. Ardından da şaşkın bir adam bıraktığını farkındaydı ama bir tek şeyi farkında değildi; genç adamı yakıp kül ettiğini... Gerçi genç adam da hiçbir şeyin farkında değildi, içinde beliren o garip his varlığını sık hissettirir olmuştu şu son birkaç günde. Zehra asansörle balo katına indiğinde salona açılan koridorda duyduğu sesle bakışlarını çevirmişti.
"Zehra... Güzelim"
"Abiciğim"
"İyi misin?"
"İyiyim niye sordun?"
"Ellerin buz gibi"
"Çatıya çıkmıştım hava almak için sanırım hava biraz sertleşmiş"
Yiğit gülümseyerek "Hadi gel içeri girelim ısınırsın" diye mırıldanırken Zehra'nın koluna girmesi için beklemişti.
"Peki benim prensesim benimle dans eder mi acaba?"
Zehra gülümseyerek "Zevkle abiciğim" diye karşılık verirken çantasını masanın üzerine bırakmış ve abisinin uzattığı eli tutmuş, dans pistine doğru yürümüşlerdi. Abi kardeş müziğin ritmiyle dans etmeye başlarken az ilerde kapının girişinde Serdar görünmüştü. Gözlerine değen mavileri hissettiğinde bakışlarını kaçırmamıştı Zehra aksine bakmaya devam etmişti. Çatıda söylediklerinde haklıydı, bu yüzden de herhangi bir pişmanlık hissi ve çekincesi yoktu. Bir anda hiç beklemediği bir şey oldu ve genç adam adımlarını onlara doğru çevirmiş yürümeye başlamıştı.
"Yiğit eğer müsaaden varsa Zehra Hanım da kabul ederse yeni ortağımla dans etmek isterim"
"Güzelim ister misin?"
"Abiciğim ben biraz yoruldum, o yüzden teklifinizi geri çevirmek zorundayım Serdar Bey, teşekkürler"
"Peki siz nasıl isterseniz Zehra Hanım" diye mırıldandı tebessümle.
"Abiciğim hatta ben artık eve geçeyim diyorum zira burası beni sıkmaya başladı"
"Peki Zehram sen bilirsin, Emre de gelsin seninle"
Zehra gülümseyerek "Gerek yok abi eve geçeceğim sadece" diye karşılık verirken Serdar'a da hafifçe tebessüm ettikten sonra çantasını almak için masasına doğru ilerlemişti.
"Kuzum nereye?"
"Sıkıldım eve kaçıyorum biliyorsun pek sevmem böyle yerleri"
"Tamam kuzum" diye karşılık verirken Zehra çantasını almış ve çıkış kapısına doğru yürümeye başlamıştı.
Ertesi Sabah
Zehra ekru renk çiçek dantel işlemeli gömleğini ve bordo renk deri pantolonunu giymişti bugünkü toplantı için. Abisi Serdar Kılıçaslan ile nerdeyse trilyonluk bir anlaşma yapmıştı ve imzalar bugün atılacak ilk toplantı yapılacaktı. Ayağındaki mat renk pudra renk topuklularının sert zeminde bıraktığı sesle şirket sınırlarına giriş yapmıştı bile. Asansörün düğmesine basıp odasının olduğu yönetim kata kadar çıkışını bekledi. Geniş bir koridora açılmıştı asansörün kapısı. Krem tonlarda döşenmiş koridora mat renkte altın sarısı eşlik ediyordu. Sol köşede görüşmeye gelenler için bekleme odası, sağ çaprazda da abisinin odası vardı. Onun tam karşısında da kendi odası bulunuyordu. Odasının kapısını açıp içeri girerken sekreteri Ekim de adımlarıyla onu takip etmişti.
"Günaydın Zehra Hanım"
"Günaydın Ekim" diye mırıldandı gülümseyerek masasına doğru ilerlerken. Masanın üzerinde bir buket kırmızı gül vardı.
"Ekim bu güllerden nerden geldi?"
"Bir sat oldu sanırım, evet oldu bir saat oldu Zehra Hanım çiçekçi getirdi, bende odanıza bıraktım" diye açıklama yaparken Zehra elindeki çantasını, ceketini koltuğun üzerine bırakırken uzanıp çiçeğin üzerindeki notu aldı. Küçük siyah renkli zarfı açtığında kırmızı bir kağıdın üzerinde siyah renkli kalemle yazılmış yazıyı okudu.
"Dün gece için özür dilerim" - Serdar Kılıçaslan-
"Ekim buketi alıp çöpe atabilirsin"
"Peki Zehra Hanım" diye karşılık verirken uzanıp buketi almış ve odadan çıkmıştı.
Zehra birkaç dakika sonra toplantı için elinde dosyasıyla odasından çıkacaktı ki genç adamla burun buruna gelmişlerdi. Serdar birkaç adım geri çekilirken Zehra da odasının kapısını kapatmıştı.
"Günaydın"
"Size de" dedi ve merakla sordu Zehra. "Odama geliyordunuz sanırım"
"Öyle, dün gece hakkında konuşup özür dilemek istemiştim"
"Dün gece? Ha çatıdaki mesele... Ben çoktan unuttum onları" diye cevapladı Zehra bir çırpıda, uzatmaya gerek yoktu.
"Yanlış anlaşıldığımı..."
Zehra "O kadar ciddiye aldığımı sanmıyorum maalesef" diye karşlık verirken yüzünde son derece keskin bir ifade vardı.
"Pekala" dedi ve ekledi Serdar. "Yalnız dolaşman ne kadar doğru?"
"Pardon da sen hayırdır ya? Bu ne ilgi anlamadım"
"Peşinde olan bir dünya düşmanın var"
"Sen ben sevmem, ayrıca kırmızı gül de sevmem"
"Neden korkutuyorum seni?" diye sorduğunda Zehra istemsizce dudaklarından dökülen kahkahayla gülmeye başlamıştı. Birkaç saniye sonra kendini topladığında genç adamın mavilerine baktı öylece.
"Güzel hayal gücü yalnız, sevdim öncellikle bunu söylemeden geçemeyeceğim. Ayrıca egonuzu da tebrik etmem gerek"
"Doğru kelimeyi bulamadım sanırım"
"Ortada doğru olan bir şey göremiyorum ben, belki de o yüzdendir boşuna aramayın bence" dedi ve toplantı odasının kapısını işaret etti.
"Toplantı başlayacak, saati geldi" diye mırıldanırken koridorun sonunda olan kapıya doğru ilerledi.
"Korktunuz mu Serdar Bey? Kaldınız orada öylece gelmiyorsunuz" diye seslenmeyi de ihmal etmemişti, zira altta kalmayı hiç sevmezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN MATEMİ
FanficSevdiğini kaybeden bir kalp yeniden ne zaman atardı? Yeniden aşka düşebilir miydi? Bir kadın... İki adam... Bir yanı buz bir yanı ateşe mahkum aşk...