🕸28.Bölüm🕸

126 15 83
                                    

@pile16 @dystinabell @reem133x @HilalYucel7 @ece373738 @Leth_28 @M_merve14 @Daryoosh @KrishnaMukherjeeSurb @snglss @TeffyLeal @almalta @user62209598 @Rose_Rain26 @Karadenizperisi61 @HilalYucel7 @yaghazask97 @elena_rl16 @HazanEgemen1 💜💜

Zehra, abisi ve arkadan gelen koruma ordusu ile birlikte konağın bahçesine giriş yaptığında annesinin ve Melike'nin endişeli bir şekilde beklediğini görünce yüzüne onları iyi olduğuna ikna edebilmek amacıyla bir gülümseme yerleştirmişti. Havuzun kenarına yaklaşıp duran arabadan indiğinde annesi ve Melike'yle endişe ve özlemle karışık bir hisle ikili sarılma yapmışlardı.

"Kızım... İyi misin hı? İyisin dimi Zehra'm? Dur bakayım sana" diye karşılık verirken hafifçe geri çekilip kızının herhangi bir yarası beresi olup olmadığını kontrol etmişti.

Zehra gülümseyerek "İyiyim Ebru Sultan merak etme, gerçekten iyiyim... Ufak bir aksiyon yaşadık öyle ya da böyle geçti gitti" diye mırıldanmıştı.

"Çok şükür kuzum ya iyisin"

"İyiyim ama bir an önce duş alıp rahatlamaya ihtiyacım var, çok bunaldım çünkü"

Ebru tebessümle "Haydi içeri geçelim sende dinlen" diye karşılık verirken ailecek birbiri ardına içeri girmişlerdi. Zehra birkaç dakika ailesinin yanında oturduktan sonra kendini odasındaki banyoya atmıştı. Üzerine o evin kokusu sinmiş gibi hissediyordu. Üzerindeki kıyafetleri kirli sepetine atıp kendini sıcak suyun, duş jelinin rahatlatıcı kollarına bırakmıştı. Birkaç dakika sonra banyodan bornozuna sarılmış bir şekilde çıkıp odasına geri dönmüştü. Yaşadığı şu son birkaç saati unutmak hatta yaşanmamış saymak istiyordu. Makyaj masasına doğru ilerleyip önündeki pufa oturup saçlarını taramış, ardından da kremlerini sürüp bakımlarını yapıp üzerini değiştirmek için gardırobuna yönelmişti. İç çamaşırlarını giyip üzerine de ince askılı bluzunu ve saten şortunu giydikten sonra yatak örtüsünü kaldırıp yatağının huzurlu kollarına bırakmıştı kendini. Tanıdık koku, alışılmış huzur hepsine değerdi.

Geçip giden yorucu birkaç saatin içinde abisinin onu kurtarmasını beklemek onun için olağan bir şeydi ama genç adam... Serdar Kılıçaslan'ın gelmesi ve geçmişin tekerrür etmesi garip bir tesadüf olmuştu. Genç adam ile o ilk karşılaşmaları da böyle bir anda yaşanmıştı çünkü. Genç adam ilk karşılaşmalarında da hayatını kurtarmıştı. Mesele hayatını kurtarması da değildi aslında hiç düşünmeden peşinden gelmiş olmasıydı, üstüne bir de yaralanmıştı. Neden ona sarıldığında bu kadar güvende hissetmişti ki? Uzak durabilirdi ama bunu ikisi de pek başaramamış gibi görünüyordu. Hayatında ilk defa sınırlarının dışına çıktığını farkındaydı; güya abisinin çevresinden uzak duracaktı ama her şey kontrolünden çıkmış gibi ilerliyordu. Ve Zehra bu duyguyu hiç sevmiyordu ama o sevse de sevmese de kalbi çoktan genç adamın aşkına kapılmış ve ona sınırlarını açmıştı bile. Bu hissiyat onu bir yandan korkutuyordu ama zamana bırakmaktan başka bir yapacağı da yoktu çünkü kendi de ne yapacağını bilmiyordu. Belki de uzak durmak en iyisiydi. Gergin düşünceler arasında gidip gelirken telefonu çalmaya başlamıştı. Arkadaşı Eylem görüntülü arıyordu.

"Kuzum neler olmuş öyle ya? Şimdi duydum eve gelmişsin iyisin dimi bir şeyin yok? Gelemiyorum da şehir dışına çıkmak zorunda kaldım"

"İyiyim Eylem, merak etme canım benim... Maalesef aksiyonsuz geçen günü günden sayamıyoruz" derken derinden bir nefes vermişti. "Neyse ki sorunsuz halloldu diyelim, konuşmayalım bu konuyu... Sen ne yaptın teyzen nasıl oldu?"

"Daha iyi, görünmez kaza işte gece uyku sersemi haliyle merdivenlerden inerken bir anda ayağı burkulunca dengesini sağlayamayınca baş parmağı güme gitmiş ama çok şükür ki ameliyatlık bir durum yok birkaç hafta alçıda kalacak o kadar"

GECENİN MATEMİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin