"Babam geldi."üçüzler hep bir ağızdan bağırıp kapıya koşarlarken düşmelerinden korkarak peşlerinden ilerledim.
Fütursuz bir şekilde üçü birden kendini Ferhan'nın kollarına bırakırken babalarına dolu dolu birer öpücük bahşettiler.Bu anı gülümseyerek seyrettim.
Çok tatlı gözüküyorlardı...
"Bakın size neler getirdim."kolları arasına aldığı kızlarımız heyecanla el çırpıp sabırsızlıklarını belli ediyor kıpırdanıyorlardı.
Ferhan kenara koyduğu bir poşet dolusu çikolata, jelibon ve cips paketini eline aldı ve içlerinden çıkardıklarını kızlarımıza uzattı.
Şimdi tek kelime edip bunlar zararlı diye kızsam benden kötüsü olmazdı bu nedenle ses etmedim.
Babalarının onlara uzattıklarını büyük bir memnuniyet ile kabul ederlerken Mihri heyecanla atıldı.
"En sevdiğim çikolata bu."bıcır bıcır konuşmaları beni delirtiyordu o kadar sevimliydiki telafuzları... Ferhan bir kez daha onları öpüp kokladıktan sonra nihayet gözleri bana değdi.
Hey unutuldum filan zannetmiştim!
Yumuşak bakışları her zerremi titretirken adımlarını bana yöneltti ve tam karşımda durdu.
Sıcak dudakları boynuma sokulurken derin bir iç çekip kolları arasına girdim.
"Hoşgeldin."diye mırıldandım sevgiyle.
Dudakları yaşam alanını bulmuş gibi tenimde soluklanırken gerilen dudaklarından gülümsediğini anladım.
"Çok hoşbuldum güzelliğim."elleri belimi sardı fakat çok geçmeden ayrılmak zorunda kaldık.
Ufaklıklar babalarını paylaşmayı pek sevmedikleri için benimle yakın gördükleri her an olaya el atıyorlardı ve bir şekilde ikimizi koparıyorlardı.
"Baba atçılık oynayalım."küçük elleriyle Ferhan'ı çekelerlerken kahkaha attım.
Benim son derece yakışıklı ve karizmatik kocam at olacaktı şimdi.
Ferhan'nın kötü bakışları eşliğinde kıkırtılarımı kesmeyi denedim.Mutfağa kaçmak en iyisiydi.
"Yemek hazırlıyorum."başıyla onay verdiğinde mutfaktan içeri girdim ve hazırladığım birkaç yemeği ısıtmak için ocağın altını açtım.
İçeriden bağırış ve gülüş sesleri geliyordu.Bu bile huzur dolmama fazlasıyla yetiyordu.
Kızlarımız artık üç yaşındaydı onların doğduğu günü daha dün gibi hatırlarken şimdi üç yaşına girmiş olmaları zamanın ne kadar hızlı geçtiğinin bir kanıtıydı.
Aysun Hanım'ın ölümünden sonra hayatımızda hiç o kadar çalkantılı bir durum yaşamamıştık kendi yağımızda kavrulup gidiyorduk.
Serra verdiği bir karar ile iki ay önce evlenmişti.Bana aşık oldum dediği kişi ile hayatını birleştirmişti.Tabii Ferhan için küçük kız kardeşinin evlenecek olmasını kabullenmek zor olmuştu ama buna rağmen Serraya itiraz edici tek kelime etmemişti.Sanırım bize köstek olan insanlardan sonra öyle biri olmak istememişti.
Son derece haklıydı...
Babam hapisten çıkmıştı.Beş kuruş parası dahi yokken Ferhan yardım elini uzatmış ve onu bir eve yerleştirmişti.O günden beri kendisini görmüyorduk kocam bir daha karşımıza çıkmaması şartı ile yapmıştı bunu.
Etme bulma dünyasıydı işte.Ferhan'nın parası yok diye onu hor gören babama yine Ferhan el uzatmış ve başını koyacak bir çatı olmasını sağlamıştı.
"Yemek hazır."diye seslendim içeriye. Yanakları kıpkırmızı olmuş ve nefes nefese kalmış afacanlar girdi ilk olarak mutfağa arkalarında ise yorgunluğun yüzünde binbir tonu olan sevgili kocam.
Üçüzlerin enerjileri bitmek bilmiyor sanki her dakika şarj aletine bağlıymış gibi oradan oraya koşuşturuyorlardı hayır birde sürekli bizide peşlerinde istiyorlardı.
"Aç bakalım ağzını."küçük kaşığı ağzına uzattığım Lina elime vurarak yemeğin üzerime dökülmesine neden olurken homurdandım.
"Babam yedirsin bana."dokuz ay karnında taşı et sonra baba sevdalıları olsunlar.
"Bana bak küçük hanım,baban yorgun argın geliyor zaten nazlanmada ye şunu!"dudakları büzüldü ağlamak için fırsat kollarken Ferhan dayanamayarak kolları arasına aldı küçük bedenini.
Birbirimize yandık der gibi baktık...
Lina bana kıçını dönüp her sinirlendiğinde yaptığı gibi omuzlarını kaldırırken sıkıntıyla ofladım.
"Ben senin elinden yerim anne."Lina'nın boş bıraktığı koltuğa üzüldüğümü anlayarak oturan Ceylin'nin saçlarını okşadım ve bir ona bir Mihriye yedirdim.
Yemek faslı bittikten sonra masayı toplayarak kirlenen kıyafetimi değiştirdim ve Türk kahvesi yaparak odaya geçtim.
"Al bakalım."Ferhan maç izlerken üçüzler ise logolarla oynuyordu.
"Sağol sevgilim."hemen yanına oturdum.Beni sinesinde güvene alırken kahvemin dökülmemesine özen gösterdim.
"Çok yoruluyorsun."diye fısıldadım."Sence de kendine bir tatil verme zamanı gelmedi mi sevgilim?"soru dolu bakışlarıma burnumu parmakları arasına alarak karşılık verdi.
"Dükkanda halletmem gereken bazı işler var onlarda bitsin birlikte güzel bir tatile çıkalım ailecek."
Ah bu lafı duymak bütün gemilerimi suya düşürmeme neden oluyordu.Onunla aile olmak çok güzel ve bir o kadarda kalbe zarardı.
"Çok seviyorum seni ben."bir insanın sevgisinde un ufak bile azalma olmaz mıydı?İşte bizde olmuyordu.
Kaşla göz arası dudaklarıma tüy kadar ince bir öpücük armağan etti.
"Hele ben..."mutluluk dolu bir yaşam eksenine sıkışmıştık ne güzeldir ki.
"Bu ojeyi bana sürer misin baba?"koltuğun ucuna kadar gelip babasının dizine tutunan Mihri benim ojelerimden birini almış ve gözümüze gözümüze tutuyordu.
"Senin gibi süslüler."Ferhan'a kötü bakışlarımı yollarken diğer iki kızımız da gelmişti başucumuza.
"Bize de."onları hiç kırmayıp,gücendirmeyeceğini bildiğim için kabul edeceğini tahmin ediyordum.
Ve tahminlerimde yanılmayarak kazandım.Teker teker koltuğa oturtup beceremese bile gelişi güzel bir şekilde sırf üzülmesinler diye sürdü.
Duygulanmamak elde değildi.Onu hak edecek ne yapmıştım bilmiyorum ama onu karşıma çıkaran Allah'ım iyi ki çıkarmış ve yollarımızın kesişmesine neden olmuştu.
Şöyle bir düşünüyorum da kızlarımızın babalarından korkarak büyüyen, sürekli baskı altında kalan çoçuklardan olmayacak olması içime işliyordu.
Bir baba onların pişmanlığı değil gurur kaynağı olmalıydı.Ferhan iyi bir eş olmayı başardığı gibi çok iyi bir baba olmayı da başarmıştı ve bizi mutluluktan havalara uçuracak şeyler yapıyordu her yeni gün.
Sessiz gözlerle teşekkür ettim.Beni anlayacağını biliyordum.Nitekim anladı ve avuç içime bastırdı dolgun dudaklarını.
Dillerimiz sustu sadece bakışlarımız konuştu devamında...
***
Bu kitabımın çok eksiği var fakat yinede çok seviyorum...Bana ulaşmak için;
Wattpad:limonii3
Instagram: limonii3Dilerim hayatınızda Ferhan gibi seven erkekler ile karşılaşırsınız...Kendinize iyi bakın ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahallemin Esnafı +18
RomanceOna ilk kez izbe bir mahallenin arka sokağında rastladım.Adı bilinmeyen sokağın adı bilinmeyen kahramanıydı o. Arka sokağın izbelerinde sıkışıp kalmış ve beni de o hayata dahil etmişti. En güzel iyikilerim olmuştu varlığı... "Seni öyle çok seveceğim...