Onu böylesine keyifli görmek benim için paha biçilemezdi .Dudaklarına yapışan gülümsemesi ve dişlerinin arasındaki sigarayla birlikte öylesine mükemmel duruyordu ki onun benim olduğunu bilmek kendimi fazlasıyla özel hissetmeme neden oluyordu.
"Neden öyle bakıyorsun?"camdan dışarı bakan gözleri bana doğru döndü ve izmaritini kül tabağına söndürerek bedenini yaslandığı yerden ayırdı.
"Seni ne kadar çok sevdiğimi düşünüyorum."hafif bir tebessüm peyda oldu tekrardan çehresinde ve yanıma gelene kadar o tebessümü korudu.
"Bak sen..."dedi kelimeleri çocuksu bir şekilde uzatırken hemen ardından ise devam etti.
"Yerim seni ben."sakalları boyun giritimi yuva mesken belleyip orada soluklanırken derin bir öpücük bırakarak huylanmama neden oldu.
"Güzelliğim benim."kıkırdadım.Sakallarının tenimi kırmızıya buladığını görmeden de anlayabiliyordum artık.
"Ya Ferhan!"diyerek itiraz ettim öpücüklerine ama o bu uyarımı zerre dikkate almadan küçük buseler ile hüküm sürüyordu benliğimde.
Dün itibariyle dokuzuncu ayımı doldurmuştum hamileliğimde.Bebeklerimiz bugün yarın gelmek için eli kulağında bekliyordu.
Ve bizim tam üç tane kızımız olacaktı.
İlk öğrendiğimizde o kadar mutlu olmuştuk ki,Ferhan sevinçten havalara uçmuştu.Ne güzeldi ki kız erkek ayrımı yapan cani,kendini bilmez bir kocam yoktu.
Mide bulantılarım bu süreçte beni en çok zorlayan unsurdu.Önceleri kokulara karşı duyarlılığım oluşmuş ve yemek yememi uzun süre etkilemişti bu durum.Kilo almak yerine vermeye başlamış sürekli Ferhan tarafından azarlanıp durmuştum bu nedenle.
Kokulara karşı olan duyarlılığım bittiğinde ise her gördüğüm yemeğe deyim yerindeyse saldırıp hızlı bir kilo artışı yakalamıştım.
İşte Ferhan'nın en mutlu olduğu nokta...
Bu dokuz aylık süreçte okulumu dondurmuş devam etmeme kararı almıştım.Birkaç kez daha babaannemle görüşmüştük öyle çok sıkı fıkı değildik ama kötü de sayılmazdı aramız.Bir türlü tam anlamıyla kanım kaynamıyordu,bu onlarsız geçirdiğim çok fazla zaman olduğu içinde olabilirdi.
Babam ise tahmin edildiği üzere bütün mal varlığına el konulmuş ve hala dışarıya çıkmamıştı bu gidişle sicili kabarık olduğu için çıkamayacaktı da uzun bir süre.
Ferhan beni kendi annesinden uzak tutuyordu.Ara sıra onları yokluyor ve her ay yüklü bir miktar para bırakıyordu.Annesi birçok kez benden özür dilemişti ama ketum tarafım asla bu özürlere kanıp kabul etmemişti.Bazen yalnızca Serra geliyordu evimize ondan da büyük bir zarar görmediğim için konuşuyor,dertleşiyorduk.
Ayaklarım artık fazlasıyla şişmişti, hareketlerim oldukça kısıtlıydı.Küçük bir yarım dünya olmuştum.
"Ayakların ağrıyor mu?"kafamı sallayarak onayladım.Öyle güzel ilgilenmişti ki bu süreçte benimle kocam o olduğu için şükür edip duruyordum.
"Biraz."diye mırıldandım.Bu küçük cümle bile yetti benim güzel adamıma ve ayaklarımı dizlerinin üzerine koyarak ovalamaya başladı.
"Seninle doğuma girmek istiyorum."bu konuyu daha önce hiç konuşmamıştık, isteğine şaşırdım doğrusu.
"Emin misin?Bu tip durumlarda eşler birbirinden soğuyor diye okumuştum bir yerde."
Kaşları derinden çatıldı.Yüzündeki gülümseme silindi ve kara bir katrana dönüştü.
"Saçmalama yavrum benim bebeklerimi doğurup acı çekeceksin birde bunun üzerine ben senden soğuyacak mıyım?Saçmalık!"
Dudaklarına dokundu yangın yangın olan parmak uçlarım.Okşadım o güzel pembelikleri,yetmedi küçük küçük öptüm.
"Hemen çatma o güzel kaşlarını sevgilim."diyerek elim ile kaşlarını eski haline döndürmeye çalıştım.
"Kötü bir şey söylemek istemediğimi biliyorsun."
Sert yüz hatlarından taviz vermedi ama içten içe bana kıyamadığınıda biliyordum.
"Benim sana olsa olsa her geçen dakika hayranlığım artar kadın,sakın bir daha öyle şeyler duymayayım o güzel ağzından!"
Haşin ve sert erkeğim benim...
Karnımda hissettiğim sert tekmelerle bir an için yerimden kaykıldım.
"Ne oldu tekme mi attılar?"kocamın sorusunu avuç içini karnıma yaslayarak cevaplandırdım.
Kızlarımız babalarını hissetmiş gibi tekmelerde hız kazanırken Ferhan karnıma öpücükler kondurmaya başladı.
"Güzel kızlarım benim,babalarının canları...Az kaldı kavuşacağız."daha şimdiden onları öylesine nazlıyordu ki gözlerim dolu dolu bir vaziyette babaları ve kızları arasındaki diyologları dinliyordum.
Üstelik babalarına tekme ile yanıt veriyordu benim güzel kızlarım.
"Ferhan?"karnıma son bir öpücük kondurarak doğruldu.
"Söyle Ferhan'nın canı."
"Ben çok acıktım."dedim alttan alttan bakıp gözlerimi kırpıştırken.Bu halime güldü.
"Ne yemek istersin?"sorusu karşısında dudaklarımı büzerek yanıtladım.
"Senin sabahları yaptığın menemen çok güzel oluyor,ondan istiyorum yine."alnıma derin denizi andıran manalı bir öpücük kondurup mutfağa yöneldi.
"Çocuklarımın annesi isterde ben hiç kırar mıyım onu."
Gözden kaybolurken mutluluk dolu bir iç çektim.Huzursuz dolu günleri çok geride bırakmıştık şimdi yalnızca kocam ve bebeklerim ile huzur dolu günler yaşama vaktiydi.
Bebeklerimiz için bir sürü kıyafetler,oyuncaklar ve daha nice şeyler almıştık.Odalarınıda hazır etmiştik sadece onların yuvamıza tamamen gelmesini bekliyorduk.
Aradan geçen onbeş dakika sonra Ferhan elindeki tepsi ile yanıma bağdaş kurdu.
"Aç bakalım ağzını."menemen bandığı ekmeği üfleyerek ağzıma verdiğinde memnuniyetle kabul ettim.
"Çok güzel olmuş sevgilim,ellerine sağlık."
"Afiyet olsun benim biriciklerime."yemeğimi afiyetle bitirip koltukta Ferhan'nın göğsünün üzerinde mayıştım.Burası benim evimdi.Bu ten,bu koku...
Gözlerim kapanıyordu uyku tatlı tatlı beni içine çekiyor derin bir girdaba sürüklüyordu ama bu anı hissettiğim çok şiddetli bir sancı bozdu.
Gerçekliğe tamamen adım attığımda can havliyle ayağa kalktım.
"Bir şey mi oldu güzelim,sancın mı var?"kuvvetli bir sancı daha vururken bütünüyle belim ortadan ikiye ayrılmış gibi ağrıyordu.
Vücuduma bir sıcaklık yayıldı.Gözlerimiz aynı anda oraya yönlendi.
Suyum gelmişti...
Heyecan ve şoke olmuş bir ses ile soludum.
"Ferhan sanırım doğuruyorum."
***
Wattpad:limonii3
Instagram: limonii3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahallemin Esnafı +18
RomanceOna ilk kez izbe bir mahallenin arka sokağında rastladım.Adı bilinmeyen sokağın adı bilinmeyen kahramanıydı o. Arka sokağın izbelerinde sıkışıp kalmış ve beni de o hayata dahil etmişti. En güzel iyikilerim olmuştu varlığı... "Seni öyle çok seveceğim...