14.Bölüm

3.5K 86 1
                                    

Karakterlerimizin ilişkisinin nasıl başladığını içeren bir bölüm...

1 sene önce

İçimde bir savaş halindeydim.Gitmek ve kalmak arasında...

İkilem bütün bedenimi kuşatmıştı.Korkularım gün yüzüne çıkmaya çalışıyordu.

Beş ay sonra ilk defa yeniden bu dükkandan içeriye girecek olmanın heyecanı ve stresi vardı üzerimde.

Saçımı düzelttim sanki bu eylemi hiç gerçekleştirmemiş gibi ... Nefesimi büyük bir solukla bırakarak içeri girdim.

Yüzünü ellerinin arasına yaslamış bir şekilde önündeki kağıda bir şeyler karalarken çok dalgın gözüküyordu.

Öyle ki beni bile fark etmemişti.

Boğazımı temizledim.

Dikkati üzerime evrildi.Bakışları kısılırken beni görmeyi beklemediği yüzündeki bozgun ifadeden belliydi.

"Gelmişsin!"gülümsedim.

"Kolay vazgeçmediğimi göstermek istedim..."bakışları yüzümde oyalandı birkaç saniye.

"Açıkçası bir an için hiç gelmeyeceğini düşündüm."dudaklarım büküldü sesine yansıyan acı tondan dolayı.

"Kabullenmek zor oldu."dedim fısıltıyı andıran bir ton ile .Hüzüne bulandım bir an için.

Çevik bir hareketle konuyu değiştirdi üzüldüğümü anladığında.

"Otursana."olumsuzca salladım başımı.

"Sahile inelim mi burada rahat edemiyorum,herkesin gözü üzerimde."camdan dışarıya odaklandı  ve meraklı gözlerle bizi süzenleri gördükten hemen sonra onay verdi.

"Olur,gidelim."telefonuyla arkadaşını arayarak bir saatliğine dükkana bakmasını rica ettikten hemen sonra dükkanı arkadaşına emanet etmişti.

Şimdi ise sahildeki bir bankta oturmuş öylece dalgaların sesini dinliyorduk.

O ve ben...Yan yana gelince ne güzel oluyorduk.

"Ferhan ben neden sürekli seninle olmak istiyorum?Sesini duymak,ne yaptığını bilmek bunları neden ister bir insan? "titreyen ellerimi birbirine bastırdım ve gözlerimi onun dışındaki herkese değdirdim.

Utanıyordum bazı sözleri ona söylemeye ama gerçekten çok  dolmuştum.İçimdeki her hissi aktarmak istiyor beni anlayıp ortak hisleri paylaşıyor mu öğrenmek istiyordum.

"Benden hoşlanıyorsun."diye söylendi.Kabul edemediğim gerçeği pat diye yüzüme vurmuştu.

"Peki,sen?"meraklı bakışlarım zırh gibi sabit yüzüne döndü.

"Yalan söylemeyeceğim."artık gözlerimin içine bakıyordu.Bakışları o kadar duruyduki göz bebeklerinin içinde adeta kendimi görüyordum.

"Senden hoşlanmayacak hiçbir erkek tanımıyorum ben Tuluğ.O kadar güzel ve dikkat çekicisin ki kapılmamak elde değil."parmakları yanağıma dairesel hareketler çizmeye başladı.Ondan ilk defa böyle bir yakınlık görüyordum.

"Duymak istediğin buysa, evet senden hoşlanıyorum!"kalbim hızlandı cümleleri üzerine sanki depar atan bir koşu esnasındaydı.

Konuşmak için ağzımı araladım ama parmağını dudaklarımın üzerine koyarak buna engel oldu.

"Daha fazlası olmamalı Tuluğ.Ben sana güzel bir hayat veremem kendini benimle harap etme."enkaza döndüm sanki.

"Bana neden umut veriyorsun o zaman!"sinirle bağırdım.

"Bana umut verip ikinci defa yarı yolda yan çiziyorsun!"hıçkırdım.

"Ağlama..."

"Ağlamama sebep olma o zaman."diye bağırdım.

"Benimle oynuyorsun ve bende salak gibi buna izin veriyorum!"

"Tuluğ."konuşmasına izin vermeden ayağa kalktım.

Keşke bugün gitmekle,gitmemek arasında kaldığım ikilemde gitmemeyi tercih etseydim...

"Bırak kolumu."bir yılan misali tısladım ona karşı.

"Dinle beni!"

"Seni dinlemek istemiyorum!Pes etme, vazgeçme dedin gururumu hiçe sayıp her şeye rağmen geldim.Sana geldim..."gözyaşlarım yanaklarımdan akıyordu.

"Bunları duymama gerek yoktu zaten biliyordum."

Dudakları büyük bir hızla dudaklarıma çarptı.Sözlerim ağzının içinde bir kara delik içerisindeymiş gibi kaybolurken kendimi ona teslim ettim.

Alt dudağımı dişlediğinde büyük bir inleme firar etti ağzımdan.Nerede olduğumuzu umursamadan dudaklarımdan içmeye devam ediyordu.

Dudaklarımız birbiriyle ahenk içerisinde dans ederken nefessiz kaldığımı hissedip kendimi dudaklarından kopardım.

"Bakma bana öyle melül melül."diyerek başımı göğsüne yasladı.

"Sana beni dinle dedim!Kendini benimle harap etme istiyorum, doğru daha fazlasını hissetmeni istemiyorum mesela aşık olma bana çünkü yeterli değilim.Ay sonunu bile anca çıkarıyorum kızım ben nasıl bencillik yapıp beni sev diyebilirim ki?"elleri saçlarımı okşadı.

"Bütün bunların hepsini kabullenip bana gelirsen ben senden zaten gitmem çünkü yıllar sonra ilk defa birine değer veriyorum."

"Ben seni yalnızca uyarıyorum Tuluğ sevme beni diyorum en baştan çünkü benim hayatım yeterince zor ve karmaşık bu karmaşıklığın bir parçası olmadan önce her şeyi ölçüp biç.Bir anlık duygularla yakma kendini."

Kokusu burnuma dolarken gözlerim yandı.Boğazımda bir düğüm vardı ne kadar yutkunursam yutkunayım geçmiyordu.

"Hem sen çok gençsin daha hayatında yaşayacağın çok şey var.Ben bunlara yetemeyebilirim..."

"Her şey para değil Ferhan!"sözlerime alaylı bir şekilde üst dudağını kaldırdı.

"Bu sikik dünyada her şey para,kendini kandırma."başparmakları yüzüme düşen yaşları sildi.

"Ağlama."diye tekrarladı.

"Elimde değil ki..."gözleri başka bir yere odaklandı ve bedenimi bırakarak oraya doğru ilerlemeye başladı.

Elinde bir pamuk şekerle geri dönerken alık alık baktım.

"Al bak seversin."pamuk şekeri tuttuğu parmakları arasından çekip aldım.

"Ağlamamam için bana rüşvet mi teklif ediyorsun?"birlikte güldük.

Tekrardan banklardaki yerimizi alırken poşetini açtığım pamuk şekerini yemeye başladım.

"Söylediklerini düşüneceğim."diye girdim lafa."Eğer yapamayacağımı düşünürsem bir daha karşına çıkmam  fakat tam tersi olursa bütün yollarım sana çıkar."

Birbirimize döndük.

Yutkundu.Yutkundum.

Dudakları bana yaklaşırken heyecanla nefesimi tuttum.Belli belirsiz bir öpücük kondurdu sıcak dudakları dudaklarıma.

"Allah'a emanet ol..."yanım boş kaldı.Heybetli bedeniyle öylece benden uzaklaşırken elimi kalbime bastırdım.

Hissediyordum benim bütün yollarım ona çıkmaya devam edecekti.

O gün benim için farklıydı.Hem ağlamış hem gülmüştüm.Bana pamuk şeker almıştı...

En önemlisiyse bugün ilk defa öpmüştü beni.

İlk defaydı ama son değildi...

***
Wattpad:limonii3
Instagram: limonii3

Mahallemin Esnafı +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin