8.Bölüm

4.3K 85 9
                                    

Karakterlerimizin ilk karşılaşmaları yer alıyor bu bölümde...

1 Sene Önce

Tekleyen arabamla birlikte girdiğim dar sokakta yavaş yavaş ilerlemeye çalıştım ama nafile.

Sokaklarda oynayan çocuklar bir türlü önümden çekilmezken arabanın git gide sesi yükseliyordu.

Tek derdim kendimi arabayı gösterebileceğim bir tamir dükkanının önüne çekmekti şu an için.Ama bu maalesef ki gerçekleşmedi.Arabadan büyük bir ses yükselirken aniden öne doğru savruldum ve o an araba tamamen hareket etmeyi bıraktı.

Sıkıntıyla başımı kaşıdım ve birkaç kez daha çalıştırmayı denedim tekrar tekrar.

Çalışmadı.

Arabadan telefonumu ve  çantamı alıp inerken hızla şöförüm Erhan'ı aradım.

Hiç bilmediğim ve daha önce hiç böyle bir ortamda bulunmadığım için endişeyle dudaklarımı kemirmeye başladım telefonun açılmasını beklerken.

"Efendim Tuluğ Hanım."sonunda dedi iç sesim açılan telefon ahizesinden yükselen ses ile birlikte.

"Erhan arabam bozuldu hiç bilmediğim bir mahallede öylece kaldım gelip beni alabilir misin?"

"Tabii efendim yolu tarif edin bana."geldiğim yolu tarif edip telefonu kapattım ve arka cebime koydum.

Bakışlarım mahalleyi turlarken sokakta gözlerim oylanıyordu ama üzerimde hissettiğim gözler iyiden iyiye huzursuz olmama sebebiyet vermişti.Herkesin dönüp bana bakması aşırı rahatsız olmama yetmişti öyleki kimileri pencereden kafalarını çıkartmış ve direkt gözlerini bana dikmişti.

Ne vardı bu kadar bakacak?Uzaydan filan düşmemiştim ya...

Bu bakışlardan biraz olsun sıyrılmak ve kuruyan ağzımı bir nebze ıslatmak için karşımda duran bakkala doğru ilerledim.

Bir şişe su alsam iyi olurdu.

Bakkaldan içeriye girdim.Kasanın yanında oturan adamın bakışları okuduğu kitaptan kalkıp benim üzerimde durduğunda boğazımı temizledim ve konuştum.

"Bir şişe su alabilir miyim?"bu yakışıklı adam bu dükkanda çalışan biri miydi yoksa sahibi miydi bu dükkanın?Gözlerim mavi gözlerine tırmandı ve içimde bir heyecan belirdi.Bu kadar yakışıklı olur muydu bir insan?

Kafamı iki yana salladım kendime gelmek için elin adamının yakışıklılığı ile ilgilenmeye gelmemiştim ben buraya değil mi?

"Şurada solda."diye eliyle gösterdiğinde dediği yere ilerleyip jelatinlerle kaplı su kasalarını gördüm. Ben bu tırnaklarla bu jelatini yırtıp içinden nasıl çıkartacaktım suyu?

"Suları kasadan çıkartmamışsınız bende açamıyorum yardım eder misiniz?"

Ayağa kalktı ve yanıma gelerek arka cebinden çıkardığı falçata ile jelatini keserek bir şişe su çıkardı ve elime tutuşturdu.

Yeniden ilk noktaya ulaştığımızda çantamdan 200 TL çıkarıp karşımdaki adama uzattım.

Bir bana bir uzattığım paraya bakarken konuşmaya başladı.

"Bozuk yok mu?"ben bozuk para kullanmazdım ki genelde kart ile hallederdim işimi şu an bile yanımda para bulunması mucize gibi bir şeydi.

"Hayır."diye mırıldandım.

"Benden olsun o zaman."diyerek uzattığım parayı almadı.

"Kabul edemem hatta üstü kalsın bozmaya çalışmanıza gerek yok."parayı masanın üzerine koyup bakkalın dışına çıkmak için hareketlendiğimde o sert bariton sesini işittim.

Mahallemin Esnafı +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin