VegasPete (Firstlove)

Bırakma peşimi

PETE

3 gün önce...

Arabamı durdurup içinden çıkmadan bana doğru gelen ecelimi bekliyordum. Ondan beklentim, canımı yakmadan beli öldürmesiydi. Zaten canım fazlasıyla yanıyordu, başka bir acıyı karşılayacak gücüm kalmamıştı.

Ben arabamda otururken Yılanın adamlarından biri kapıyı açıp beni dışarı çıkardı. Kolumdan tutup öyle sert çekmişti ki beni, asfalta düştüm. Avuçlarımla yüzümün yere değmesine engel olurken, asfalt avuçlarımı kanattı.

Adamın biri ensemden yapışıp beni arabaya yasladı. Daha dün bana 1 hafta vermişlerdi, şimdi ne değişti?

"Biz seni öldürmemeye, canlı olarak geri götürmeye çalışırken, sen adamlarımızı öldürüyorsun"

Konuşan adamın adını bilmiyordum ama ben aralarından ayrılırken, yeni gelenlerin arasında görmüştüm. Yaşta benden küçüktü. Onu görmeseydim bile acemi olduğu her halinden belli oluyordu.

"Üzerime iki adam gönderdiniz,ben de ikisini de öldürdüm. Ne yapacaktım? Beni öldürmelerini mi bekleyecektim?" Bağırmadım ama sakin de konuşmuyordum.

Etrafımı çevreleyen adamlara baktım. Bazılarıyla eskiden birlikte çalışıyordum. Şimdiyse asıl nefret edilmesi gereken adama değil de bana nefret ediyordular.

"Ne saçmalıyorsun sen? Hiç bir adamımıza seni öldürme emrini vermedik. Öldürdüğün iki adamımızdan sonra birini de gönderdik ama sen onu da öldürdün" . Neden bahsettiğini anlamıyordum. Ondan sonra benim için dün bir adam göndermiştiler. Ama ben onu öldürmedim ki.

"Dünkü adamınız bana 1 hafta zaman verdi. Bu ne şimdi? Yılan ne zamandan verdiği sözü tutmuyor?"

Adamın dudakları kıvrıldı ve yakamdan yapışarak beni sertçe arabaya çarptı. Omurgam kırılmış gibi ağrırken sırtüstü yola düştüm. Ben yolda acıyla kıvrılırken iki adam beni yerden kaldırıp arabanın üzerine oturttu. Belimin acısından oturamuyordum bile.

"Öldür beni" diye bağırdım adama. Ağlamamak için ağzımın içini ısırıyordum. Güçsüz görünemezdim.

"Ne ölmesi, Pete? Bizimle geliyorsun" dedi adam. Elinin tek bir hareketiyle iki adam gelip benim kollarımdan tuttu. Onlardan birini hemen tanıdım. Sam.

"Ben hiç bir yere gitmiyorum. İstediğiniz hiç bir şeyi yapmam zaten. Ya şimdi beni öldürürsün, ya da ben seni öldürürüm. İnan bana yaşarsam seni öldüreceğim"

Adam gülerek cebinden bir bıçak çıkardı ve ben titrerken bana yaklaştı. İki adamının yardımıyla elimi arabanın üzerinde sabit tuttular. Yardım için Sam'a baktım. Ama o hiç oralı bile olmadı.

"Ne yapıyorsun?" Dedim adama. "Neden öldürmüyorsun? Size ihanet ettim, bir daha asla size çalışmam. Sadece öldür beni"

Adam gülerek bıçağı elimin tam ortasına dayadı. Başını kaldırıp göz göze gelince yutkundum. Hâlâ bana bakıyorken, bıçağı kaldırdı ve aniden elimin ortasına geçirdi. Bıçağın ucunun arabaya dokunmasını duydum.

Bağırmama engel olmak için ağzımı kapattılar. Gözlerimden yaşlar akarken içime doğru bağırıyordum. Elimin ağrısı tüm vücuduma yayıldı. O kadar acıdı ki dünyada onunla kıyaslayacağım başka bir fiziksel acıyla karşılaşmamıştım daha önce. Bıçağın elimi daha fazla kesmemesi için hareketsiz kalmak zorundaydım.

Adam aniden bıçağı elimden çekip çıkardı ve aynı acıyı bir daha hissettim. Elimden kan akarken beni tutan adamlar çektiler ellerini. Yaralı elimi diğer elimle bastırdım.