EP.22

670 51 92
                                    



İyi okumalar:):):😍😍

VEGAS

Porsche gecenin ilerleyen saatlerinde Bai'yi alıp kendi odasına taşıdığında, açılan boşluğa ben yerleştim. Aslında bu noktada size kendimle alakalı birkaç bilgi vermeliyim. Mesela, yalnızlığı tercih etmemle başlayayım. Yatağımı paylaşmak konusunda son derece bencil bir adamdım. Macau ya da Venice dışında ne kimseyle uyur ne de kimsenin yanında uyurdum. Ancak Pete... Umarım ona aşık olduğumu yazmanız için verdiğim kağıdı saçma sapan kalplerle kirletmemişsinizdir. Zira eklemeniz gerekecek bir kaç şeyim daha olacak.

İlkiyle başlayalım. Pete, yatağımı açtığım ve yanında gözlerimi kapatabildiğim ilk ve tek yabancıydı. Zeytin gözlerindeki ışıltının içinde kaybolduğumu düşünürsek muhtemelen sondu da.

Venice'i kolları arasına alıp, uyumaya devam ederken yüzümü boynuna gömdüm. Uyuşturu bağımlıları vardır ya, eğer onlara istediklerini vermezseniz çıldırırlar. İşte şu an da onlardan farksızdım. Gözlerimi kapatmış, kokusunu içime hapsedebilmek için hızlı hızlı nefesler alıyor, her seferinde mümkünmüş gibi onu kendime biraz daha yapıştırıyordum. Kolumun teki başının altından uzanmış, Venice'e yastık olurken diğeriyle incecik beline sarıldım. Pekala, elimin sweatinin altına girmiş kalça kemiğinin üzerinde durduğu detayını söylemeden edemeyeceğim. Endişelenmeyin, battaniyenin altındayız ve Venice bunu fark edemeyecek kadar baygın görünüyor.

İşte bu gece. Size hayatımın en güzel gecelerinden oluşan bir liste yapacak olsam muhtemelen ilk sıralara bu geceyi yazarım.

Sabah onlardan önce uyanmıştım. Her zamanki gibi aynı süre uyumuş olmama rağmen üzerimde inanılmaz bir enerji vardı. Sanki yıllardır uyuyordum da, yeni uyanıyordum. Pete'in başının altındaki kolumu çekip, dirseğimi yastığa koyarak elimle başımı destekledim. Bu anın tadını çıkarmışken, manzarasından geri kalacağımı düşünmüyordunuz herhalde. Onları öylece bir saat izledim. Daha da devam edebilirdim ancak sıkılmaya başlamıştım. Bir de... Pete huysunca kıpırdanıp, bana doğru kaydığında kalçası kasıklarıma sürtündü. Tanrım. Anında taş kesildim.

Homurdanıyorsunuz, duyuyorum! Ancak unutmamanızı istediğim bir detay var, ona aşığım. Bana tatlı bir dille Vegas dediğinde bile bu kulaklarıma erotik bir fısıltı gibi geliyor. Ellerim sürekli üzerinde olsun istiyorum. Sıcaklığı, tanrım kendimi içine gömüp bir ömür o şekilde yaşamayı teklif etseniz düşünmeden kabul ederdim.

Mırıldanarak sırt üstü döndü. Gözleri kısık bir şekilde açılmıştı. Hemen sonra Venice, rahatsız olarak küçük kollarıyla onu sıkıca sardığında tamamen uyandı ve dudaklarına sıcak bir gülümseme yayılırken, eğilip saçlarının arasına bir öpücük bıraktı.

Bedenini gererek kollarını iyice açıp esnemek istedi ancak dibindeydim ve kaldırdığı kolu sertçe yüzüme çarptı. Tamam, bu acıttı. Yüzümü buruşturarak elimi burnuma götürürken telaşla arkasına baktı. "Vegas!"dedi dehşete kapılmış bir sesle.

'Bekle, bir dakika.'

Onu duymuyordum. Aniden döndüğü için burunlarımız birbirine çarpmıştı ve o kahrolası zeytin gözlerini ilk defa bu kadar yakından görüyordum. Bakışlarım kısacık bir an Venice'e kaydı. Yanağı Pete'in göğsüne yaslanmış, yüzü ayaklarına bakıyordu ve uyuyordu. İşte bu kadar. Beklemeden öne eğildim. Aslında istediğim yumuşak ve yavaş bir öpüşmeydi ama dudaklarım dudaklarına dokunduğu an aklımı kaybettim. Başımı yasladığım kolum yatağa düştü ve parmaklarım saçlarının arasına karışırken diğer elim yanağına dokundu.

KILLER || VegasPeteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin