İyi okumalar:):)😆😆VEGAS
Zengin olmak kaç kişinin hayali? Bir şirketin yöneticisi olmak ya da istediği her şeye dakikalar içinde sahip olabilecek güce ulaşmak...
Paranın mutluluk getirmediğini zırvalayan bir grup insan vardır. Evet, dürüst olacağım ve bunun gerçekten de bir saçmalıktan başka bir şey olmadığını söyleyeceğim. Para, doğrudan olmasa bile sizi mutlu eder arkadaşlar. Mesela, çocuğunuz oyuncak istediğinde onu almak için paraya ihtiyacınız vardır ve eğer yoksa, yani oyuncağı alamazsanız buyurun size iki mutsuz kalp. Biri oyuncağa sahip olamadığı için üzülen çocuk, diğeri çocuğunu sevindiremediği için üzülen anne-baba.
Ben mutlu bir adamdım. Her şeye rağmen. Terkedilmiş bir kalbim ya da yalnızlığa mahkum edilmiş bir çocukluğum olsa bile, bugün hala gülebiliyorum. Çünkü param vardı. Oğlum bir şey istediğinde, yapabiliyordum. Babamın pahalı ilaçlarını alabiliyordum. Macau'yu dünyanın diğer ucundaki özel bir üniversitede okutabiliyordum. Haliyle onlar mutlu olduğunda ben de mutlu oluyordum.
Ancak aynanın biraz da arka tarafını görmeniz gerekiyor. Hani şu, duvara yapışık olduğu için hiç temizleme ihtiyacı hissetmedimiz ve uzun bir zaman sonunda örümcek ağları, katılaşmış kirler oluşan karanlık tarafı.
Önümde bir dosya var. İçi az önce karaladığım kağıtlarla dolu ve imzalarımın üstünde yazan cümleler, karşımda yayılmış beni alaycı bir sırıtışla izleyen adamla ortaklığımızı doğruluyor. Her biri, anlaşma belgesi. Sıkı durun, çünkü ben hala hazmedebilmiş değilim. Birkaç hafta önce, sikik bir miktar para uğruna oğluma saldıran adamla ortak olmuştum. Hayır, istediğim için değil. Ah, yapmayın lütfen. Şu anda aklımdan geçenin ona gülümsemekten çok uzak olduğunu en iyi sizin bilmeniz gerekir. Elbette bütün hayallerim, paraları kıçına sokup onu bir uçurumdan aşağı tekmelemekten geçiyor.
Ancak amcam, işine bağımlı bir adam. Kahrolası mükemmeliyetçi tavrı yüzünden, yolda görsem selam dahi vermeyeceğim tiplerle aynı masada kadeh tokuşturmak zorunda kalıyorum.
Yavaşça kalkarak, iri göbeğini gevşekçe saran kemerini düzeltirken, yüzümde engel olamadığım bir iğrenti duygusu vardı. Elini uzattı ve, "Nice ortaklıklarımıza, bay Vegas."diye mırıldandı. Ses tonu, alaycı ve küçümseyiciydi.
Neden mi? Çünkü Venice'ye yapılan saldırının sonraki günü beni arayıp kahkahalarla geçmiş olsun dileklerini sunarken ona söylediğim tek şey, 'Karşıma çıkma, orospu çocuğu!' ydu. 'Ama kaçma da... Çünkü seni bulduğumda bir de arıyor olmanın verdiği öfkeye sahip olmayayım.'
Tükürdüğünüz bir yemeği yemek kadar mide bulandırıcı bir şey yaptığım için, bana sırıtıyordu işte. Şiş parmaklarını sıkıca kavrayıp, dudaklarıma beceriksizce bir gülümseme yerleştirdim. "Umarım bundan sonra istediğiniz bir oyuncağı kaptırdığınızda öfkenizi 7 yaşından daha büyük birilerine kusarsınız."
'Yoksa, aynı boku tekrar yemem ve sizi mahvederim.'
Başını salladı. Venice'in benim için ne kadar kıymetli olduğunu çok iyi anladığına emindim çünkü koruması ve aynı zamanda kardeşi olan, o gün oğluma silah doğrultma cüretinde bulunan adam şimdi toprağın altındaydı. Anlıyor musunuz? Ailem, kırmızı çizgimdir. Basmaya cesareti olan, sırtında tabutunu da taşısa iyi eder. Zira ormanın derinlikleri artık yeni bir ceset kabul edemeyecek kadar doldu.
O gün eve giderken, düşündüğüm tek şey Pete'di. Onu götürmek istediğim bir yer vardı. Bir ev, bir oda... Neyden hoşlandığını artık öğrendiğime göre bundan çekiniyor olmam saçmaydı ama yine de sormaya, teklifini yapmaya korkuyordum. Neyden bahsettiğimi bence anladınız. Anlamayacak kadar masum olanlarınız varsa da açıklayayım, şehrin sakin bir yerinde göğe uzanan otelimizin en tepesinde kendime ait ikinci bir evim vardı. Yatak odamda ise, kullanırken inanılmaz eğlendiğim bir kaç oyuncağım...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KILLER || VegasPete
FanfictionSiyahlar içindeki genç adam kapı pervasında durmuş ifadesizce bana bakarken, nefesimin kesildiğini hissettim. Damarlarımdaki adrenalin aniden arttı ve titremeye başlayan ellerimle silahımı sıkıca kavrayıp suratına doğrulttum. "Hey!" Koyu pembe dudak...