İyi okumalar:):):🐈⬛🐈VEGAS
Hayatınızla ilgili bir karar alırken ne kadar düşünürsünüz? Aslına bakılırsa, çok da pimpirikli biri değilimdir. Özellikle üniversite yıllarımda hayatı olabildiğine boş ve saçma sapan işlerle meşgul olarak yaşayan o zengin şımarık veletlerden biriydim.
Ancak sonra Venice ile tanıştım. O hayatıma dahil olana dek bir Macau'nun varlığının bile farkında değildim. Görevli memur elime küçük bir kart verip beni tebrik ettiğinde... İşte tam da o an omzumdaki yükü hissetmiştim. Artık bir babaydım. Eve döndüğümde kucağında daha birkaç günlük bir bebekle odasında gezinen, ona tatlı tatlı ninniler söyleyen çocuk benim kardeşimdi. Kucağındaki oğlum, kardeşimiz... Bu gördüğünüz tablo benim ailemdi.
Hani evden çıkarken, bir şey unuttuğunuzu hisseder ama ne olduğunu bir türlü hatırlayamazsınız ya. Ta ki eve tekrar dönemeyecek bir konuma gelinceye kadar...
Pete'i ilk gördüğümde hissettiğim şey tam da buydu. Onunla karşılaşıncaya kadar bir şeye ihtiyacım olduğunu hissediyordum, içimde bir yer her daim özlemle doluydu. Ne zaman ki onu gördüm, yüzündeki solgun ve yorgun ifadeye rağmen ışıl ışıl gözleriyle oğluma gülümsediği o ilk an tam olarak neye ihtiyacım olduğunu anlamıştım.
Bana kızmayın. Düzenimizi alt üst edecek her yenilik, bizler için korkunçtur. İlk etapta bunu kabullenmek, alışageldiğimiz düzen bozulsun istemeyiz. Eğer bunca zaman bunu itiraf edemediysem, bilin ki bütün sebep buydu. Ancak ona aşıktım. Ona gülümsediğini gördüğüm ilk andan beri aşıktım.
Ve bugün, onu tamamen kendimin yapma yolunda önemli bir adım atacağım gündü. Üzerimde, uzun zamandır giymediğim yepyeni ve vücudumu sıkıca saran beyaz bir takım elbisem vardı. Son model arabamın koltuğuna kurulmuş, ağır ağır akşamüzerinin yoğun trafiğinde ilerlerken, radyodan çalan kısık müziğe eşlik ediyordum.
"Gerçekten büyüdün, kardeşim." Yan koltuktaki telefonumun açık hoparlöründen Macau'nun keyifli sesini duyduğumda gülümsedim. "Ben de sonsuza dek, yalnız kalacağından korkuyordum. Bilirsin,'İlk aşklar ölümsüzdür.'zırvalıkları falan filan..."
Bakın size ne diyeceğim. Bazen aile üyelerine-özellikle sizden küçük kardeşinize-mesafeli olmak iyidir. En azından sizinle dalga geçecek cesaretleri olmaz.
Gözlerimi devirerek, "Yemeğin daha gelmedi mi senin?"diye homurdandığımda bir kahkaha patlattı.
Benimle ilgili bir konuşmanın içinde, Pete'den başkasının sözü geçmesinin beni delirttiğini bilmelisiniz. Aynı şekilde onun adının yanında da yalnızca benim adım olmalı.
"Onunla gerçekten tanışmak istiyorum, abi."
Bir kırmızı ışıkta durduğumda, uzanıp radyoyu kapattım. Konuşmanın nabzı değişiyor, daha duygusal bir hale bürünmeye başlıyordu.
"Seni milyon kere buraya çağırdım." dediğimde, derin bir nefes verdi.
"Ben de sana milyon kere şu sıralar okulu boşlamamın mümkün olmayacağını söyledim."
Gözlerimi devirdim. Size bir akıl vereyim. Sakın kardeşim gibi olmayın. Eğer tanrı size bir güç ve bunu kullanacak bir akıl verdiyse, bunu görmezden gelmek ya da elinizin tersiyle itmek sizi mütevazi yapmaz. Sadece koca bir aptal olursunuz, hepsi bu.
Macau'nun öğrencisi olduğu üniversite Theerapanyakun vakfına aitti. Yani bize. Okula hiç gitmeden bile mezuniyet belgesini alabileceği anlamına gelen bir güçten bahsediyorum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KILLER || VegasPete
FanfictionSiyahlar içindeki genç adam kapı pervasında durmuş ifadesizce bana bakarken, nefesimin kesildiğini hissettim. Damarlarımdaki adrenalin aniden arttı ve titremeye başlayan ellerimle silahımı sıkıca kavrayıp suratına doğrulttum. "Hey!" Koyu pembe dudak...