İyi okumalar:):)🍑🍑(🤪)VEGAS
Biriyle ilk seviştiğimde daha lisenin birinci yılındaydım. Gece evde olmadığımı kimsenin öğrenmemesi için, Kinn'i uzun uzadıya uyardıktan sonra, son sınıflardaki bir kızın evinde kalmıştım. Anne ve babası yurt dışında çalıştığı için evde tek yaşıyordu. Uzun boylu, zayıf ve sarışın bir kızdı. Aslına bakarsanız, bu sizi rahatsız edebilir ama nasıl göründüğüyle ya da kim olduğuyla ilgilenmiyordum. Kafeteryada oturmuş arkadaşlarına BDSM nin açıklamasını yaparken kulak misafiri olmuştum ve o andan itibaren benim için bir hedef haline gelmişti.
'Ne olduğumu öğrenmenin en kolay yolu.'
Kız mazoşistti. Pespembe odasındaki küçük komidinin içi, dış görünüşündeki bebeksiliğe oldukça tezat oyuncaklarla doluydu. Dürüst olayım, ben bile onun evde sarı saçlı küçük bebeklerini emzirdiğini hayal etmiştim ancak gördüğüm şeyler...
Kırmızı tüylü iki kelepçe ile kendini yatağına bağladığında, "Üzerime gel."demişti ve o andan itibaren söylediği her şeyi uygulamaya başladım. Onunla mezun oluncaya kadar bir ilişki yaşadık. Yanlış anlamayın, duygusal bir ilişkiden bahsetmiyorum. Bana ne yapmam gerektiğini ve bir mazoşisti neyin mutlu edeceğini tek tek öğretiyordu. Bu yüzden, bugün bana bir sadist nasıl olur diye sorsanız vereceğim cevap belki adam akıllı bir cümle bile olmaz ama mazoşistliğin ne demek olduğunu bütün gün oturup anlatabilirim.
Ve şimdi gelelim önemli bir konuya. Pete Phongsakorn. Zeytin gözleriyle kalbimi eriten ve şu ana dek kimseye açmadığım yatağımın içinde kıvrılmış mışıl mışıl uyuyan adam bir mazoşistti. Tanrım... Bunu ondan kaçmaya çalışırken öğrenseydim sevinçten ölebilirdim ama şimdi içimi tuhaf bir huzursuzluk kaplamıştı.
Dün gece, yüzünü acıyla buruşturup, çığlık çığlığa gözyaşları içinde kaldığında bile devam etmemi istemişti. Sırf beni yarı yolda bırakmamak için. Ya da o böyle sanıyordu. Aslında istediği şey, kendi arzusunu bastırmaktı. "Daha hızlı... Daha sert... Daha fazla..."demişti değil mi? Uzanıp bileklerini çözmek istediğimde bile buna izin vermeyip, devam etmem için yalvarmıştı. Bu sahne o kadar tanıdıktı ki...
Elimdeki kadehin dibinde kalan şarabı da bitirip yaslandığım balkon kapısından ayrılarak yatağa ilerledim. Size onun inanılmaz hareketli uyuduğundan bahsetmiş miydim? Aman tanrım. Sabah uyandığımda, bacaklarını boynuma sarmış bir halde uyuyordu. Tamam, pozisyonun cazip geldiğinin ben de farkındayım ama durun bir dakika, size uyuyordu diyorum.
Kasıklarının üzerine kadar inmiş İpek örtüyü tamamen kaldırıp bembeyaz tenini ortaya çıkarırken, bakışlarım kızarıklık ve diş izleriyle dolu boynunda, göğsünde ve karnında gezindi. Sanki dayak yemiş gibi vücudu yara bere içindeydi ama size yemin ederim bunları yaparken daha fazlası için yalvarıyordu.
Yatağa çıktım. Hafif bükülmüş dizlerinin arasına uzanarak, göbeğine ıslak bir öpücük bıraktım. Mırıldanarak elini sinek kovalar gibi savurduğunda yanağıma çarptı. Kıkırdadım. İnanılmaz bir adamdı. Temiz ve yumuşacık kasıklarına dilimi değdirdiğim anda bacakları hareketlendi ama kaçmasına izin vermeden kollarımı kalçasına sardım.
Sonra penisini ağzıma aldım. Yavaşça emmeye başladığımda, "Mmm..."diye mırıldandı. Gözlerini açtı ve kollarını gererek esnerken, "Günaydın."dedi yavaşça. Ağzım dolu çarpık bir şekilde sırıttığımda, dirseklerinin üzerinde doğrulup bana baktı. Yüzüne bir bakın. Kızarmış gözleri, bembeyaz teni ve şiş yanaklarıyla bile nefes kesici görünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KILLER || VegasPete
FanfictionSiyahlar içindeki genç adam kapı pervasında durmuş ifadesizce bana bakarken, nefesimin kesildiğini hissettim. Damarlarımdaki adrenalin aniden arttı ve titremeye başlayan ellerimle silahımı sıkıca kavrayıp suratına doğrulttum. "Hey!" Koyu pembe dudak...