12-En güçlü müttefik

475 54 27
                                    

Hagridin klübesinde oturmuş,karşımdaki Albus Dumbledore'a, yani ben doğmadan önce ölen dünyanın en güçlü büyücülerinden birine bakarak çikolata yiyordum. Çok fazla enerji harcamıştım ve beni görür görmez elime bunu tutuşturup önce yememi beklemişti. Onun hakkında o kadar şey duymuştum ki benim için bir masal kahramanına dönüşmüştü. Şimdi onu karşımda görmekse çok garip geliyordu.

"Artık konuşmalıyız." Elimdeki yarısı yenmiş çikolatayı masaya bıraktım yavaşça. Bana gözlüklerinin üzerinden bakıyordu.

"Geleceğin bir kısmını biliyorum. Sana yardım edeceğim." Direkt sadede gelmesi beni şaşırtsa da silkinip kendime geldim. Onun karşısında aptal gibi görünmek istemiyordum. O önemli biriydi.

"Profesör size görevimi tamamen anlatmıştır o halde. Şu an yardımınıza ihtiyacım var."

Başını aşağı yukarı salladı çayından bir yudum alırken.
"Size nasıl yardımcı olabilirim bayan Blanc?"

Ona kısaca her şeyi anlattım. Voldemort'un benden ekstra şüphelendiğini,buraya beni neden yolladığını ve muhtemelen bana yine güvenmeyeceğini.
Beni gülümseyerek dinledi. Evet,gülümseyerek.

"Onun böyle birine dönüşeceğini hep biliyordum. Yine de olmamasını umdum. Müritleri götürebilirsiniz bayan Blanc. Zaten zihinlerine girdik. Öğrenmemiz gereken her şeyi biliyoruz."

Ne öğrendiğini sormak istesem de bunu yapmadım. Geleceğimi bildiği halde Voldemort'u durdurmaya çalışmaya devam etmişti. Etmeliydi de zaten. Başaramazsam onun başarması gerekecekti. Umarım ikimizden biri başarabilirdi.

"Adamlarını sizinle artık irtibata geçmek için bayılttım. Başka türlü size ulaşmam mümkün değildi. Ama şüphelenecekler. Kendim de bayılmış gibi yapmalıyım. Ve bir şekilde onlar benden önce uyanmalılar. Yine de benden daha çok şüphelenecektir." Gözlüklerini düzeltip fincanını masaya bıraktı. Uzun kemikli parmakları sakalına dolandı. Sanırım düşünüyordu.

"Evet,siz de bayılmış gibi yapmalısınız ama ona çok istediği bir şey götürürseniz? O zaman ona kavuşmanın coşkusuyla mest olup sizi ödüllendirebilir bile."

Bunu bir süre düşündüm. Ne olabilirdi ki? Çok istediği ne vardı? Sonra aklımda bir şimşek çaktı.
"Çok istediği bir şey ve bir bilgi götürsem? Sizin için pek önemli olmayan ama onun için önemli olan bir bilgi?"

Sorumla gülümsedi.
"Sizi neden seçtiklerini anladım. Yalnızca güçlü değil,zekisiniz de. Pekala,çok istediği bir şeyi biliyorum. Ya bilgi? Ona ne çeşit bir bilgi götürmek istiyorsunuz?"

Onun çok istediği şeyi sormak istesem de yapmadım. Kabalık etmek istemiyordum. Duyduğum kadarıyla o da çok zeki biriydi ve ona güvenecektim. Aklımdaki planla gülümsedim.
"Bu adamlar kim?"

"Biri dolohov,öteki cicus." Cicus soyismi bana hiç tanıdık gelmiyordu ama dolohovun neler yapacağını biliyordum.
"Adamların anılarını ona ihanet etmişler gibi değiştirebilir misiniz? Ben yapardım ama asamı kontrol etmek isteyecek. Risk almak istemiyorum. Ayrıca cicus başından beri sizin adamınızmış gibi yapalım."

Bir süre düşünmesini izledim. Hala sakalını bırakmamıştı. Mavi gözleri parıldıyordu. Sonra bakışları benimkilere kitlendi.

"İkisini de öldürür." Onu onayladım.
"Ama yapmazsa bu adamlar yüzlerce kişiyi öldürecek. Profesör affedilemez lanet yasağını onlarda kullanmam için kaldırdı."

Yüzü beyazladı. Başı dönüyormuş gibi görünüyordu.
"O kadar mı kötü şeyler yaptılar?"
"Tahmin bile edemezsiniz."

Ayağa kalktı hızla. O kalkınca ben de kalktım. Duruşundan öfkeli olduğu belliydi. Onu Hogwarts ve büyücülük dünyasıyla o tanıştırmıştı. Pişmanlık duyuyordu. Bunu anlayabilirdim. Ama o yapmasa bile böyle birine dönüşecekti.

YANSIMA|Tom Marvolo RiddleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin