15-Voldemort'un Planı

504 50 16
                                    

Voldemort
Çenesini eline yaslamış bir şekilde birkaç gün öncesini düşünüyordu. Cadı, ona eğer başkası tarafından getirilseydi, büyük bir ödül vereceği bir haber getirmişti. Aylardır bu toplantının olacağını biliyor, ama zamanı ve yeri öğrenmek için yolladığı tüm casuslar başarısız oluyordu.

Ama şimdi, her şey değişmişti. Şimdi her şeyi biliyordu. Toplantıya baskın yapıp, katılan herkesi öldürmemesi için hiçbir neden yoktu. Karşısında olanlar, yakın zamanda yapılmış savaşın etkileriyle zaten zayıflamıştı. Yorgun olmasalardı bile çok büyük bir topluluk değillerdi.

Şimdi, ona karşı tam bir birlik olamadan onları teker teker yok etme ihtimali çok yüksekti. Bunun onu keyiflendirmesi gerekirdi. Amacına çok yaklaşmıştı. Ve keyiflendiriyordu da. Ama, cadının bu kadar başarılı olması canını çok sıkıyordu.

Normal şartlar altında bunu umursamazdı. Umursamaması da gerekirdi. Melez bir cadının, onun yapmak istediklerine bu kadar bağlı olması mümkün olmamalıydı. Ama mümkündü. İşte bu yüzden bu kadar kafasına takmıştı.

Tamam, kız melezlerin eziyet çekmesindense, öldürülmelerini ya da hiç var olmamalarını istiyor olabilirdi. Bunu anlardı. Ama yine de bir terslik vardı. Hissediyordu.
Bunu kalbinde hissediyordu. Yalnızca kan pompalayan, yalnızca öfke ve nefret duyan kalbinde.

Bir de gücünü açığa çıkardığı zaman vardı. Kız güçlerini derin, sonu olmayan bir okyanus gibi üzerine saldığında heyecanlanmıştı. Çok heyecanlanmıştı.

Daha önce hiçkimsenin onun olduğu odada gücünü kontrolsüzce yaydığı olmamıştı. Kimse buna cesaret edememişti. Ama kız daha ilk günlerinde bunu yapma cüretini gösteriyordu.

Bunu başkası yapsa onu öldürürdü. Ama kızdaki bir şey, verdiği sözün haricinde bir şey, onu öldürmesini engelliyor gibi görünüyordu. Çünkü bir şekilde, sinirlerine hakim olamayacağını düşündüğü anlarda bile, kendini dizginleyebiliyordu.

Onun dominant olduğunu ilk gördüğü an anlamıştı. Anlamaması zaten imkansız olsa da, yine de şaşırmadan edemiyordu. Bu kız tüm bunlara nasıl cesaret edebilirdi?

Nasıl hiçkimse o toplantıdan bir haber alamazken, o yeri ve saati öğrenebilmişti? Abraxas, içlerinde en yetenekli ve zeki olan olmasına rağmen bu bilgilere bir türlü ulaşamamıştı.

Şimdi o kadın gelmişti ve her şey yolunda gidiyordu. Aylardır ona ihanet edenler ortaya çıkıyordu. Öğrenemediği toplantıların yerini öğreniyordu. Kadın, onun yolu için kendi akrabalarını yakıyordu. Her şeyi olması gerektiği gibi yapıyordu.

Bu imkansızdı. Kimse bu kadar doğru olamazdı. Abraxas bile defalarca kez hata yapmıştı. Öyle ki sayısını unutmuştu. Yalnızca en yanlış kişiler böyle davranırdı. Böyle mantıklı, böyle buyurgan, böyle baskın..

Şimdiye kadar tanıdığı hiçkimsenin kendisininkine yakın bir gücü olduğunu görmemişti. Ama o farklıydı. Fırtına bulutları rengindeki gözlerinde gücünün parıldadığını görebiliyordu. Öyle bir güçtü ki, kendini dizginlemese onu öperdi.

Onu istediği için değil. Onu kendi tarafında istediği için. Onu yanında tutmanın en garanti yolu, onu yatağına almaktı. Gücü için, o serin okyanus için onu birden fazla kez yatağına alırdı. Bir istisna gösterirdi. Eğer bu ona tamamen sadık olmasını sağlayacaksa, kesinlikle yapardı.

Kadın ilk günden ona yatağını istemediğini söylemesine rağmen şansını deneyeceğini biliyordu. Bugüne dek, kimse ona hayır dememişti. Yalnızca biraz yakınlık, sonra kollarında olurlardı. Tanrının ona verdiği güzellik, hissetmeyen kalbi için harika bir yoldaştı.

YANSIMA|Tom Marvolo RiddleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin