Herkese selamlar
Keyifli okumalar hepinize <3
(Medya: Göksel, Sen Orda Yoksun)
------------
"Hayat gerçekten basit, ama biz onu karmaşık hale getirmekte ısrar ediyoruz."
- KonfüçyüsHayatta eksikliğini en çok hissettiğim şeyin ne olduğu sorulsaydı bana hiç şüphesiz babam derdim. Belki yaşıyordu ama bana göre yaşamıyordu. Hiçbir zaman saçımın tek bir teli bile değmemişti ellerine, tek iyi cümle çıkmamıştı ağzından benim için. Ağzından çıkan 'kızım' kelimesi bile işlemiyordu artık bana.
Bana kapıyı açan karşımdaki adamda bile daha samimi ve içten duruyordu o beş harfli kelime. 'Kızım'
Aşırı bir yakınlığımız olmamasına rağmen hem Erva'ya hem de bana çok sıcak yaklaşıyordu. Bir baba olduğunu hissettiriyordu karşısındakine çünkü içerisinde benim daha önce hiç görmediğim baba şefkati mevcuttu. Buğlem'in çok şanslı olduğunu düşündüm ama imrenmedim. Aksine canım arkadaşım için çok sevindim.
''İyi misin kızım?'' Dedi Adnan amca ben ayakkabılarımı çıkartıp içeri geçerken. ''Durgun gördüm seni.'' Endişeli olması da yalandan değildi. Bu haline tebessüm ettiğimde, ''İyiyim Adnan amca.'' dedim. ''Sen nasılsın?'' Diye sormayı da ihmal etmemiştim. Gülümsemesi yüzüne yayıldığında, ''İyiyim ben de.'' dedi.
''Kuzum sen mi geldin?'' Neşesi en az Adnan amca kadar yüksek olan Selma teyze kapıya yaklaştığında dış kapıyı kapatıp tamamen içeri geçmiştim. ''Geldim geldim.'' Dedim gülümseyerek. ''Barlas nasıl?'' Diye sordu bu sefer sesindeki üzüntüyü belli ederek.
Barlas'ı gördüğüm hali gözümün önünde geldiğinde içim bir kötü olmuştu. Bu hayattaki en zor şeydi insanın sevdikleri ile sınanması. ''Eve getirdik az önce, daha iyi.'' Dediğimde Selma teyze de Adnan amca da derin bir nefes verdiler. Gerçekten bırakıp gittiğim bu güzel mahalledeki ilişkiler belki de sahip olduğum en değerli şeydi vakti zamanında.
Selma teyze, Adnan amcaya döndüğünde ''Yarın uğrayalım bir, merak ederim oğlumu.'' dedi. Adnan amca da onu onayladığında yarın akşam onlara gitmek üzere sözleşmişlerdi. Ben de gitmeliydim değil mi? Sonuçta bu evde ben de yaşıyordum. Ben de görsem fena olmazdı Barlas'ı.
''Ben Bilge'yi arayayım bir.'' Diyerek içeri geçen Selma teyzenin arkasından Adnan amca da geçmişti bana gülücük atmayı ihmal etmeyerek. Ben de daha fazla burada durmayarak üzerimdeki ceketi çıkarttım ve askılığa astım. Buğlem nerede bilmiyordum ama hiç sesi gelmiyordu.
Yavaş adımlarla Buğlem'in odasına ilerledim ve belki müsait değildir diye kapıyı tıklattım. İçeriden gelen, ''Gel.'' Sesiyle kapıyı açtım ve içeri geçtim. Buğlem ile göz göze geldiğimizde gözlerini devirerek söylenmişti. ''Kızım sen miydin? Ne diye kapıyı çalıyorsun?''
Çantama doğru ilerledim ve içerisinden gece giymek için kıyafetlerimi çıkarttım. ''Sen ne anlarsın kibarlıktan?'' Diye Buğlem'e cevap verdiğimde gülmesi dolmuştu kulaklarıma. Üzerimi hızla değiştirdikten sonra ellerimi de yıkayıp odaya geri döndüm. ''Erva nerede?'' Diye sordum. Uzun zamandır görmüyordum kardeşimi ve çok özlemiştim.
''Yan odada uyuyor bıdık.'' Buğlem'i başımla onayladım ve odadan tekrardan çıktım. Yan odaya sessiz adımlarla girdim ve yatakta rahat bir uykuda olan kardeşimi gördüm. ''Ablası kurban olsun.'' Sesimi kısık tuttuğum için uyanmamıştı. Yatağın yanına yaklaştım ve üzerini iyice örttükten sonra alnından öptüm. Ondan uzaklaştım ve sessizce odadan çıktım. Çıkarken de kapısını biraz aralık bırakmıştım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vida Nova
General FictionEvini terk eden Afra'nın çocukluğunu geçirdiği mahalleye kaçmasıyla eski yaşanmışlıkların da kapısı açılır. !Hikayede küfür, argo, yetişkin içerik, kavga, gürültü bulunabilir buna göre okuyunuz. Vida Nova: Yeni Hayat