20. Bölüm

2K 119 57
                                    

Medya: Mert Demir feat. Mabel Matiz- Antidepresan

Keyifli okumalar <3

------------

Büyüklerin söz verişleri, yürüyüp duran bir definedir; ehil olmayanların söz verişleri ise akıp giden bir zahmettir, bir eziyettir.   -Hz. Mevlana

Yalan söylemek ucu bucağı olmayan bir yoldu, bir kere girildiğinde hasar almadan çıkmak oldukça zor hatta imkansıza yakındı. İyi niyetli söylenen yalanlar bile ilişkilerinin temelini sarsabilirdi ama ben yine de kendimi yalan söylemekten geri alamamıştım.

Karşımda kaşlarını çatarak benden cevap bekleyen Barlas'a "O ne demek?" diye sordum. Aslında niyetim yalan söylemeye devam etmek de değildi yalnızca nerden ne öğrendiğini merak ediyordum.

"Yalan söylemeye ona göre devam edeceğim diyorsun yani." Barlas karşımda an ve an daha fazla sinirlenirken benim elim kolum bağlanmıştı.

"İş bakmaya gitmiştim." dedim kısık sesle.

"Sonra?" diye sordu devamını bilir gibi.

Bakışlarımı ona çevirdiğimde çatılı kaşları biraz olsun gevşediğini görmüştüm. "Ev bakmaya."

"Benden niye gizliyorsun?" diye sordu gerginlikle, cevabından korkar gibi.

"Sen bu haldeyken öyle şeylerle uğraştığımı düşünme diye." diyerek bu sefer doğruyu söyledim. Zaten utanıyordum gün boyu hiç soramadığım için bir de yalan mevzusu çıkmıştı.

"Ne diyorsun sen Afra?" Kaşları tekrardan çatıldığında neden böyle yükseldiğini anlamaya çalışıyordum.

"Gerçekten öyle." dedim bana inanmadığını zannederek.

"Gözünde o kadar düşüncesiz biri miyim?" dediğinde afallamıştım. Beni düşüncesiz görmesi gerekirken benim onu öyle gördüğümü mü zannetmişti.

Başımı hızla iki yana salladım. "Hayır Barlas, o nereden çıktı?"

Ellerini saçlarının içerisinden geçirdikten sonra ağzından histerik bir gülüş çıktı. "Yaşadığın onca şeyden sonra düzeltmeye çalıştığın hayatını anlayamayacağımı ve bu siktiğimin yarası için beni aramadığını düşünecektim yani öyle mi Afra?"

Gittikçe yükselen sesi beni de gererken "Ben öyle bir şey demedim!" dedim.

"Yaptığın şey ona çıkıyor!"

"Bağırmasana bana!" Bu sefer sesini yükselten taraf ben olurken Barlas sakinleşmek için gözünü kısa bir süreliği kapatıp açmıştı.

"Ben seni düşünürken gelmiş bana bağırıyorsun!" diye yükselmeye devam ettim.

Haklı olabilirdi ama bu ona bana bağırma hakkını doğurmazdı.

"Ne oluyor burda?" Yılmaz amcanın sesini duyduğumda bakışlarımı Barlas'dan çekerek ona döndüm. "Ne bağırışıyorsunuz?" Yılmaz amcanın bakışları bir bende bir de Barlas'da ne olduğunu anlamaya çalışır gibi dolanıyordu.

Yılmaz amca öfkeyle bana döndü. "Yaralı birine bağırmaya utanmıyor musun? Sesiniz mutfağa kadar geliyor." Anlaşılan ne olduğu pek de umrunda değildi.

Gözlerim yanmaya başlarken hak etmediğim her şeyi yaşadığım için içim üzüntüyle dolmuştu. Ben Yılmaz amcaya cevap veremeden Barlas cevap vermişti.

Vida NovaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin