28. Bölüm

865 67 3
                                    

Selamlar herkese

Keyifli okumalar <3

—————

"Abla!" Erva'nın yüksek sesini duyduğumda fırına son bir kez bakıp sesin geldiği yöne doğru ilerledim.

Erva'yı oturma odasında orta sehpaya yaslanmış bir şekilde yerde otururken bulmuştum. Kaşlarım çatılmıştı, "Niye yerde oturuyorsun ablacım, koltuklar süs diye mi var?"

Omzunu umursamazca silktiğinde ben de yanına çöktüm. Bana baktı ve güldü. "Sen de oturdun." Bu durumun onu eğlendirmesine gülümsedikten sonra elimle çenesini tutup kendime yaklaştırdım ve yumuş yumuş yanağından sulu sulu öptüm.

Erva, koluyla beni itekleyerek kendini kurtardığında elinin tersiyle de ıslanan yanağını silmişti. "Uf!" demeyi de ihmal etmeden.

"Rahatsız mı ettim küçük hanım?" Yalandan bir üzüntüyle kardeşime seslendiğimde güzel gözlerini bana çevirdi. "Yaklaşır mısın ablacım?"

Kardeşimin komutuna uyarak yaklaştığımda bana benzer bir şekilde beni öpmeye çalışmasıyla yalandan yüzüme yerleştirdiğim üzüntümü bir kenara atıp gülümsedim.

Erva geri çekildiğinde, "Beni niye çağırdın fındığım?" diye sordum.

Erva beni neden çağırdığını hatırlamış olacak ki omuzlarını düşürüp dudaklarını büzdü. Onu üzen şeyin ne olduğunu anlayamamıştım. "Ablacım?" dedim sakince, anlatması için.

"Öğretmen ödev verdi." Hala onu üzen şeyin ne olduğunu anlamadığımda sorarcasına bakmaya devam ediyordum. "Sorun nedir fındığım?" Saçlarını geriye doğru atıp okşamaya başladım.

"Ödev yapmak istemiyorum ki!" diye mızmızlandığında bir gün okulun bu yönüyle karşılacağını bildiğim için hiç şaşırmamıştım.

"Sen okulunu çok seviyordun hani?" dediğimde kararsızca yüzüme baktı. "Seviyorum ama..ödev yapmasam olmuyor mu?" Masumca sorduğu soru karşısında yüzümde gülümseme belirmişti.

Erva'yı ödev yapması konusunda ikna etmem oldukça uzun sürdüğünde bu duruma eğlenceli hale getirmesinin de kendi elinde olduğunu belirtmiştim. Ödevini çantasından çıkartmak üzere sağına döndüğünde kapının zil sesi duyulmuştu. Erva'nın çantasına ilerleyen elleri duraksadığında bana döndü. "Kim geldi ki abla?"

Ellerimi yerde iki yana koyup destek aldığımda ayaklandım. "Bilmiyorum ablacığım, sen ödevini çıkart ben bakıp geliyorum hemen."

Erva beni başıyla onayladığında tekrardan çantasına dönmüştü. Ben de kapıdaki kişiyi bekletmeden kapıya yöneldiğimde delikten bakmak üzere parmak uçlarımda yükseldim. Gördüğüm kişi Buğlem olurken onu daha fazla bekletmeden kapıyı açtım.

"Hoşgeldin!" Neşeli sesime karşılık biraz daha buruk bir gülümseme gönderen arkadaşımı gördüğümde durumun ciddiyetini daha çok merak eder olmuştum.

İçeri geçtiğinde montunu vestiyeri asıp etrafa şaşkın gözler ile bakmaya başladı. "Burası.." Ben de aynı şaşkınlığı yaşamıştım o sebeple ona hak veriyordum. "Çok hızlı olmuş." dedikten sonra etraftan bakışlarını çekerek bana döndü. "Sen..nasıl?"

Vida NovaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin