Keyifli okumalar <3
(Medya, Perdenin Ardındakiler, Her Gece)
Tamamen meraktan soruyorum, koyduğum şarkılara bakıyor musunuz hiç? kgwpgkprgpkwg
-----------------
''Koskoca şehrin hiç gelmediğin sokaklarında bile seni görme umuduyla etrafa bakmanın nasıl hissettirdiğini bilmiyorsun.''
Annem, huzursuz olduğunu hissettiğinde bize hiç hissettirmemeye çalışırdı. Sorardım her seferinde, ''İyi misin annecim?'' diye. Yüzünden hiç eksitmediği gülümsesiyle bana dönerdi ve, ''Şimdi bir çam havası, biraz mavi, bolca da yeşillik, semaverde çay..'' derdi. O zaman anlardım ki o günümüz çok güzel geçecekti çünkü pikniğe, bol yeşilliğe doğru yola koyulacaktık.
Kimselerin doğru düzgün gitmediği bir yere götürürdü annem bizi. Huzurun tanımı olarak görürdü orayı, gittiğimizde yüzünün aydınlandığını her seferinde görürdüm. Kendini hiç olmadığı kadar iyi hissederdi uzandığı yeşilliklerde semaya bakarak çayını yudumlarken.
Benzer bir huzurda hissediyordum kendimi Barlas'ın kollarında, annemin ne hissettiğini anlıyordum sanırım. Hastaneye düşmesi içimdeki geride kalmış hisleri açığa çıkarmıştı ve ben artık hiçbir şey için geç kalmak istemiyordum. Sevgi, sağlık gibiydi ve ben değerini ancak kaybedince idrak edebilmiştim.
Barlas'ın bırakmaması üzerine huzur bulduğum kollarındaki uykumdan yeni uyanmıştım. Uyku mahmuru halimle etrafıma bakınıyordum. Barlas'ın düzenli nefes alışverişleri hala derin bir uykuda olduğunu gösterirken boynunda nefeslenerek kendime gelmeyi bekledim. Kaç saat uyuduğumuzu bilmiyordum ama vücudumu dinlenmiş hissediyordum, sebebinin Barlas'ın yanında uyumak mı yoksa çok uyumak mı olduğunu anlamaya çalışmamıştım.
Yatakta dikleştiğimde elimle gözlerimi sildim ve gerindim. Barlas'ı uyandırmamaya özen göstererek yataktan kalktığımda o da yerinde huzursuzca kıpırdanmaya başlamıştı. Uyanırken çok sevimli göründüğünü söyleseydim tepkisi ne olurdu acaba diye merak etmekten kendimi alıkoyamamıştım.
''Afra.'' Gözlerini yavaşça açarak adımı söylemesiyle ''Burdayım.'' dedim. Gözlerini açıp gözlerimle birleştirdiğinde yarım gülümsemesini görmüştüm dudaklarında. Yerinde dikleşmeye çalışırken acı dolu bir inleme firar etmişti dudaklarından. Endişeyle yanına adımladım ve yardımcı olmak için kolundan tuttum. ''İyi misin?'' Vücudunu göz ucuyla tararken sargısından akan kan hareketlerimi kesmişti. ''Kanıyor.'' Diye mırıldandım.
Durup dururken yarasının kanamasının tek sebebi bendim. Gözlerimi doldururken, ''Benim yüzümden.'' Diye fısıldadım. ''Yatmayayım demiştim işte sana.'' Devam ettiğimde ellerimi zarar vermekten çekinir gibi vücudunan çekmiştim. Benim yüzümden yarası kanamıştı, benim yüzümden acı çekiyordu ama o bana hiçbir şey söylemiyordu.
''Afra.'' Dedi yumuşak tuttuğu ses tonuyla. Bana kızmamış mıydı?
''Senin suçun değil, ağlama yalvarırım.'' Gözlerini kısarak başını omzuna doğru eğdi. ''Ben hemşireyi çağırayım o zaman.'' Yerimde huzursuzca kıpırdandığımda kapının açılan sesiyle dikkatim oraya dönmüştü. İkimizin de bakışları kapıdayken içeriye Yılmaz amca girdi ve önce bana sonra da yatağında yatan oğluna baktı.
Bakışları yarasına düştüğünde akan kanı o da görmüş olmalıydı. Çattığı kaşlarıyla bana döndüğünde, ''Özür dilerim.'' dedim. Kendimi çok kötü hissediyordum. Yılmaz amcayla iyi ilerlemeyen ilişkimiz şimdi daha da kötü bir hal almış gibi görünüyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vida Nova
General FictionEvini terk eden Afra'nın çocukluğunu geçirdiği mahalleye kaçmasıyla eski yaşanmışlıkların da kapısı açılır. !Hikayede küfür, argo, yetişkin içerik, kavga, gürültü bulunabilir buna göre okuyunuz. Vida Nova: Yeni Hayat