Merhaba herkese, umarım iyisinizdir.
Keyifli okumalar <3
——————
Uyandığımda kolumu yatağın diğer tarafına atarak Barlas'a sarılmayı umut ederken karşılaştığım tek şey koca bir boşluk olmuştu.
Gözlerimi zorlanarak açtığımda odada gerçekten kimsenin olmadığını gördüm. Gözlerimi ovuşturup yatakta doğrulduğumda ayaklarımı yataktan aşağı sarkıtmıştım.
Odanın dışarısından gelen seslere kulak kesildiğimde vakit kaybetmeden yataktan kalktım. Önce banyoya uğrayıp yüzümü yıkamıştım sonrasında ise seslerin geldiği mutfağa doğru sessizce adımladım.
"Barlas abi bu çok güzel koktu." Kardeşimin neşeli sesiyle yüzümde gülümseme peydahlanmıştı. Mutfağa girdiğimde ikilinin bakışları da bana dönmüştü. "Abla!" Erva, oturduğu mutfak tezgahından atlamaya çalışırken Barlas ona yardımcı olmuştu ve yere indirmişti.
Erva koşarak bana doğru geldiğinde onu hızlıca kucağıma aldım. Artık büyüdüğü için ağırdı ama mutlu olması benim için her zaman daha önemliydi. "Günaydın fındığım."
Erva yanağımdan sulu sulu öptükten sonra, "Neler yaptınız bakalım ben uyurken?" diye sordum.
Erva uzunca yaptıkları şeyleri anlatırken ben de kulak kesilerek anlattıklarını dinliyordum. Gerçekten anlattığı gibi de vardı çünkü mutfak çok güzel kokuyordu.
Erva'yı sandalyeye oturtup beklemesini söyledikten sonra ocağın başındaki Barlas'ın yanına gittim. Beni koluyla belimden çektiğinde yanağımdan narince öpmüştü. "Günaydın sevgilim."
Gözlerinin içine bakan gözlerimin sevgilim kelimesiyle aydınlandığının farkındaydım. Gülümsememe eşlik eden Barlas beni biraz daha kendine çektiğinde öksürerek ayrıldım ondan. Gözümle Erva'yı işaret ettiğimde umursamadan hızla dudağıma öpücük kondurmuştu. "Deli şey." diye mırıldandıktan sonra yanından ayrıldım ve masadaki eksiklikleri tamamlamak üzere dolaba yöneldim.
"Buğlem iyi miymiş?" diye sordum işleri tamamlarken.
"Konuşmadım." diyerek cevapladığında kaşlarımı kaldırarak ona baktım. "Aramadın mı?" Şaşkınlığım sesime yansırken o bana dünyanın en garip tepkisini veriyormuşum gibi bakıyordu.
"Aramam mı gerekiyordu?"
Buğlem konusundaki düşüncelerini değiştirmek için ne yapmam gerektiğini bilmiyordum ama böyle devam etmemesi gerektiği kesindi. "Neyse Barlas, demedim say." diyerek konuyu kapattığımda o da devam ettirmemişti zaten.
Masayı tamamen hazırladığımızda evimdeki ilk kahvaltıyı en sevdiğim insanlarla yapıyor olmamın verdiği bir huzur vardı içimde.
Kahvaltıyı Erva'nın şen sohbeti eşliğinde tamamladığımızda içeri geçmelerini söylemiştim. Ben de hızla ortalığı toparladıktan sonra içeri yanlarına geçerken önce odaya uğrayıp telefonumu almıştım.
Barlas'ın aksine ben arkadaşımı merak ediyordum. Açtığım telefonumdan Buğlem'in numarasını bulduktan sonra telefonu kulağıma götürdüm. Birkaç çalıştan sonra açılan telefonu Buğlem, "Efendim." diyerek yanıtlamıştı. Yeni uyandığı sesinden belli olurken onu uyandırdığım için suçluluk hissetmiştim.
"Özür dilerim Buğlem, uyuyor muydun?"
"Yok uyanmıştım canım, günaydın." Beni üzmemek için böyle söylediğini anladığımda daha fazla uzatmadan asıl konuya geçtim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vida Nova
General FictionEvini terk eden Afra'nın çocukluğunu geçirdiği mahalleye kaçmasıyla eski yaşanmışlıkların da kapısı açılır. !Hikayede küfür, argo, yetişkin içerik, kavga, gürültü bulunabilir buna göre okuyunuz. Vida Nova: Yeni Hayat