(Medya, Yüzyüzeyken Konuşuruz- Son Seslenişim)
---------
''Sevgilimizi de öpemeyeceksek..''
Üzerimdeki şaşkınlığı attığımda boğazımı temizleyerek cama doğru döndüm. Barlas'ın dudaklarından bir gün bu kelimenin çıkacağını asla tahmin edemezdim hala da duyduklarıma inanmakta zorluk çekiyordum.
''Utandın mı sen?'' dedi gülerek.
Bakışlarımı camdan çekip ona doğru döndüm. ''Ne utanıcam be?'' derken kendimi onu incelerken bulmuştum. Üzerine giydiği beyaz gömleğini dirseklerine kadar katlamıştı ve çok hoş görünüyordu. Tek eliyle sürdüğü arabanın direksiyonunu kusursuz bir şekilde tutuyordu. ''Olmuş mu bari?'' diye sordu sesindeki bariz hissedilen neşeyle.
''Ne olmuş mu?'' dedim anlamayarak.
''Kıyafetlerim.'' dedi. ''Olmuş mu?'' Bu sefer de onu incelediğimin ortaya çıktığı utancını yaşıyorum ama bu defa belli etmek istememiştim. ''Çok iyi olmuş.'' dedim.
Şaşkınca bana döndüğünde bunu beklemediği yüzünden okunuyordu. Kaşlarını kaldırdığında yüzünü yola doğru çevirdim. ''Yola baksana!'' Güldüğünde bana cevap vermeyerek yola odaklanmaya başlamıştı.
''Sen işe falan gitmeyeceksin değil mi?'' Diye sorduğumda bunda ne var der gibi, ''Gideceğim.'' demişti.
''Ne demek gideceğim?'' Sinirlendiğimde arkada Erva'nın varlığını hatırlayarak sesimi kısmıştım. ''Yaralısın farkındasın değil mi?'' Cevap vermesine fırsat vermeden devam ettim. ''Gerçi farkında olsan böyle mi yaparsın? Bendeki de soru işte.''
Ses tonu oldukça sakin çıkarken, ''İyiyim diyorum.''
''İyiyim diyorum.'' Diyerek onu taklit ettiğimde erkeksi kahkahası kulaklarıma dolmuştu. ''Çocuksu hallerin çok hoşuma gidiyor.'' Dediğinde sinirimden arınarak yüzüme yerleştirdiğim tebessümle ona döndüm. ''Ya..'' Dedim şımarmamın sesime yansımasını engelleyemeden.
Yolun geri kalanı sakin geçerken Erva'nın okulunun önüne gelmiştik. Araba okulun önünde durduğunda kemerimi çıkarttım ve kapıyı açarak arabadan indim. Arkamdan da Barlas inerken ben kardeşimin kapısını açmıştım. ''Gel fındığım.'' Erva aydınlanan yüzüyle hızlıca indi arabadan.
Kapıyı kapattıktan sonra Erva'nın elini tuttum ve okula doğru ilerlettim. Barlas'ın da arkamızdan geldiğini hissettiğimde omzumun üzerinden ona baktım. Elleri cebinde etrafı incelerken ona baktığımı hissedip bana dönmüştü. Hafifçe gülümsediğinde ben de gülümsedim ve önüme tekrardan döndüm.
Okulun içerisine girdiğimizde geçen gün karşılaştığımız öğretmenin öğrencileri sevecenlikle karşıladığını görmüştüm. Bu durum beni gülümsetirken öğretmenin bakışları bize dönmüştü. Erva'ya bakıp gülümsedikten sonra bakışları beni bulmuştu. Değişen yüz ifadesini anlamlandıramazken bize doğru yaklaşmasını izledim.
''Hoşgeldiniz.'' Dedi elini uzatarak. Ben de elini tutmak için elimi uzattığımda, ''Merhaba.'' Dedim gülümseyerek. Öğretmen gülümsememe karşılık verdikten sonra Erva'ya doğru eğildi. ''Hadi bakalım güzellik, sınıfına geçebilirsin ben de hemen geleceğim.'' Erva heyecanla başını sallayarak öğretmenini onayladı ve yine bana bakmadan koşarak sınıfına doğru gitti.
Öğretmen hanım eğildiği gibi doğrularak bana döndü. ''Servise yazdırmamışsınız?'' Dedi sorarcasına. Bu konu onu neden bu kadar ilgilendirmişti asla anlamamıştım. Çatılan kaşlarımı gördüğünde kendini açıklamak istercesine tekrardan söze girmişti. ''Lütfen yanlış anlamayın.'' Dedi hızlıca. ''Ben siz her gün yorulmayın diye diyorum.'' Konuştukça daha da bulanan aklım ne düşünmem gerektiğini bilmediğimi hissettirmişti bana.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vida Nova
General FictionEvini terk eden Afra'nın çocukluğunu geçirdiği mahalleye kaçmasıyla eski yaşanmışlıkların da kapısı açılır. !Hikayede küfür, argo, yetişkin içerik, kavga, gürültü bulunabilir buna göre okuyunuz. Vida Nova: Yeni Hayat