Merhaba herkesee
İyi okumalar
"Ölene kadar sorumlusun gönül bağı kurduğun her şeyden." Antoine de Saint Exupery
''Merhaba'' Tahmin ettiğim gibi Erva samimiyetini göstermekten çekinmemişti. Kardeşimin benden daha cesur olması bana oldukça tuhaf hissettirmişti. Bu sefer Erva'nın eli Barlas'a doğru uzanmıştı ve karşılık bekliyordu minik eliyle. Barlas da biraz eğilerek kardeşime karşılık verdiğinde dudaklarımda gerçek bir gülümseme oluşmuştu.
''Merhaba ufaklık, Barlas ben.'' Erva yerinde heyecanla kıpırdandığında meraklı bakışlarımı ona daha da odaklayıp neye heyecanlandığını çözümlemeye çalışıyordum ama istediğim yanıtı alamamıştım. Barlas ile bakışlarımız tekrar kesiştiğinde ortamı bozan şey elim yüzümden acı dolu bir inleme çıkarmamdı dudaklarımdan. Hem Bilge teyzenin hem de Barlas'ın bakışları elime döndüğünde yerimde huzursuzca sallandım.
''Kızım unuttuk elini, hemen hastaneye gidelim.'' Başımı olumsuzca iki yana salladım. Erva'yı bırakamazdım. Sanki ne düşündüğümü anlayan Barlas yüzümde oluşan buruk tebessüme sebep olmuştu. ''Anne sen Erva'nın yanında dur.'' Dedikten sonra bakışlarını elimden çekip gözlerime çevirdi. ''Hazırlan.'' Başka da bir şey demeden kapıya doğru ilerleyip dışarı çıktı.
Bilge teyzeye dönüp mahcupça baktım. Ona karşı çok borçlanıyordum ve bu omuzlarımdaki yükü çok arttırıyordu. Tabii ki kardeşime bakmak zorunda değildi ve ben reddederse hiç gocunmadan burada onunla kalırdım. ''Kızım, bekletme hadi. Git sen daha da kötü olmadan.'' Naif sesi bana kötü hiçbir şey hissettirmemişti. Daha fazla beklemeden merakla bizi dinleyen minik kardeşime doğru yaklaştım. Hissettiğim acı çok yoğundu ve bir an önce buradan gitmek istiyordum.
Erva'nın önünde dikkatlice diz çöktüğümde güzel mavileri bana dikkatlice bakıyordu ve ağzımdan çıkacak olan tek bir kelimeyi bekliyordu. ''Ben hemen geleceğim ablacım, sen Bilge teyzeyi üzmeden bekle beni oldu mu?''
Önce beni kafasıyla onayladı ama aklına bir şey geldiği hızla açılan gözlerinden belliydi. ''Söyle hadi fındığım, ne oldu?'' Erva önce dönüp Bilge teyzeye baktı, oldukça içten bir gülümsemeyle karşılaştıktan sonra bana döndü ve kulağıma doğru eğildi. ''Uyuyabilir miyim?'' Masumca sorduğu soru dudaklarımdan küçük bir kahkaha çıkmasına sebep olmuştu. Ona güldüğüm için bana çattığı kaşlarıyla bakmaya başlamıştı. Bu bakışının onu ne kadar tatlı gösterdiğinden haberi yoktu.
''Bunu bana söylemeyeceksin küçük hanım. Utanma da git söyle.'' Diyerek onu burada bırakıp çıktım. Çantam zaten kolumdaydı ve param da içerisindeydi.
Elimin acısı tekrar gün yüzüne çıktığında yüzümün buruşmasına engel olamamıştım. Evden çıktığımda etrafa bakınıyordum Barlas'ın nerede beklediğini anlayabilmek için . Gözüme çarpan siyah arabaya doğru ilerlemeye başladım. Gerginliğim kat ettiğim yolla doğru orantılı şekilde artıyordu ve hızlanan kalp atışlarım da bana hiç yardımcı olmuyordu. Elimi kalbime götürüp geçmesini bekledim ve elimi kapının koluna uzatarak kendime doğru çektim. Açılan kapıyla birlikte arabaya bindiğimde Barlas'ın bakışlarının üzerimde olduğunu hissedebiliyordum.
Mahcup bakışlarımın hedefi bu sefer Barlas'dı. ''Özür dilerim beklettim.'' Beklediğim cevap kesinlikle aldığım yanıtla aynı değildi.
''Kemerini bağla.''
İçimde verdiğim savaşlara bir de Barlas eklenmişti ve bana neden böyle davrandığına dair aklımda binlerce olası sebep vardı. Mesela hiçbir açıklama yapmadan buralardan çekip gitmemiz olabilirdi ama onun için bu kadar önemli miydim bilmiyordum. Tek bildiğim, onun benim için çok önemli olduğuydu. Tahmin edemeyeceği kadar çok.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vida Nova
Fiksi UmumEvini terk eden Afra'nın çocukluğunu geçirdiği mahalleye kaçmasıyla eski yaşanmışlıkların da kapısı açılır. !Hikayede küfür, argo, yetişkin içerik, kavga, gürültü bulunabilir buna göre okuyunuz. Vida Nova: Yeni Hayat