Anyong yorobun
Nasılsınız
Bir önceki bölümü yayinladim ve hemen buna başladım. Bakalım ne zaman aticam.
İyi okumalarrrr.[Jisung]
Minho hyung ile birlikte odaya girdik. Girer girmez koltuğa oturdu. Biraz centilmen olsaydı keşke."Çok düşüncelisin biliyorsun değil mi?"
"Oyleyimdir"
"Ben nereye oturucam"
"Ne bileyim"
"Hadi ama kenara kay"
"Nereye kayayim jisung"
"Of bilmiyorum"Biraz etrafıma baktım. Ve burası cidden pisti.
"Burayı hiç temizlemiyor musunuz?"
"Hayır nedenki?"
"Çok tozlu"
"Oyy yoksa minik jisung tozlardan iğreniyor mu?"
"İgrenmekle ilgisi yok. Alerjim var. Çok kötü etkiliyor beni"
"Hadi ya"Hapşurmaya başladım. Kendimi durduramiyordum. Gözlerim yasarmaya başlamıştı.
"Eee ne yapcaz?"
"Bilmi-HAPSUUU"
"COK YAŞA"
"NİYE BAGİRİYON"
"Of ne bilim" burnumu kaşımaya başladım. Ama daha fazla hapsuruyordum."Aklıma bir fikir geldi"
"Ne geldi"
"Gel buraya" gittim ve önünde durdumBelimden tutup kucağına oturttu. Yüzüm ona doğru dönüktü. Kafamı tutup kendi boynuna gömdü. Çok hızlı hareket etmişti bu yüzden engel olamamıştım.
Ama bir dakika. Hapşırmam kesildi. Gerçekten işe yaradi.
"Hey ne oldu dilini mi yuttun"
"Nne hayır. Şaşırdım sadece"
"Fazla alışma oraya. Hoşuna gitmiş olabilir ama her zaman yapamam bunu"
"İsteyende yok zaten"
"Kalbin neden bu kadar hızlı atıyor. Gerçeği bilmesem benden hoşlandığını düşünücem"Haklıydı kalbim çok hızlı atıyordu. Ondan hoşlanmıyorum. Yani sanırım. Hoşlanma duygusunun ne olduğunu bilmiyorum.
"Kendini kasma ellerini koyabilirsin."
"Peki"Ellerimi iki yanına koydum. O da ellerini hafifçe belime sardı. Çok huzurlu hissettiriyordu.
Nefes alırken göğsünün hareketlerini hissedebiliyordum. Umarım o benim kalp atışlarımı hissetmiyordur.
Şu an hissettiğim duyguları ilk defa hissediyordum. Yani sanırım. Bilemedigim bir huzur vardı. Mutluydum. Bana o kadar laf etmesine rağmen bu hareketi yapması, benim ise o kadar laftan sonra böyle oturmam..
Acaba aşık mı oluyordum?
Aramızda tuhaf bir sessizlik vardı. Bu sessizliği bozan o oldu.
"Burdan çıkınca telefonunu sarja tak. Baban ararsa ulaşamaz."
"Ne?"Telefonumu çıkardım ve kapandığını gördüm. Dur bir dakika.. yani...
Kafamı karıştırıyorsunuz Lee Minho.
10 dakika sonunda bitmişti. Felix kapıyı açtı.
"Oha siz işi pisirmissiniz"
"Kapa çeneni Felix" minho hyung söyledi.Dışarı çıktık ve oturduk. Herkes tuhaf bir şekilde bana bakıyordu.
"Ne oldu?"
"Yüzün niye kızarık" changbin hyung sordu
"İçerisi çok sıcaktı"
"Hemen mealini söylüyorum. Abim dudağını öpmüş." Felix söyledi.
"Ya ne saçmalıyorsun ya of"
"Tamam sakin ol jisung. Yani gerçek değilse bu kadar sinirlenmeye gerek yok."
Göz devirdim. Son iki kişi kalmıştı. Felix ve Hyunjin. Sıra onlardaydi.İçeri girdiler ve kapıyı kapattık.
[Felix]
İçeri geçtik ve koltuğa oturdum. Hyunjinde ayakta bekledi."Hyunjin hyung. Seninle bir şey konuşmak istiyorum"
"Nedir?"
"Jeongine ile ilgili. Bak şimdi uzatmicam direk konuya giriyorum. Bizim bu jeongin azgın picin tekiymis. Yeni öğreniyorum. Hayal kırıklığına uğradım orası ayrı. Neyse. Yani sen bir adım atarsan o ayıp konu ile ilgili, o da kabul edicek."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İ lost control [Minsung]
FanfictionMinho Bangchan jeongin ve Felix babalarından onlara kalan büyük mafya şirketinin varisleridir . Babalarının hayattayken bir türlü kendi eline alamadığı han şirketinin sahibi jongho yu öldürme planı yaparlar fakat işler düşündüklerinden daha farklı o...