2.8

1.1K 111 45
                                    

Anyong yorobun
Nasilsiniz
Bu bölümü erken atmaya calisicam
Hadi bakalım

[Jisung]
Minho hyung yanına çağırmıştı. Şuan onun yatağında oturuyordum.

"Hyung neden çağırdın beni?"
"Sana bir şey vermek istiyorum"
"Nedir?"
Arkasına döndü. Ve eline bir taç aldı.
"Sana bunu yaptım. Biraz çocukça gorunucek ama papatyaları sevdigini duyunca böyle bir şey hoşuna gider diye düşündüm."

Elinde papatyalardan yapılmış bir taç vardı. Çok hoştu. Kafama taktım ve aynanın karşısında kendime baktim. Gerçekten özenli bir şekilde yapılmıştı.

"Teşekkür ederim hyung bu çok güzel"
"Beğenmene sevindim"
"Böyle şeyler yaptığını bilmiyordum."
"Severim böyle uğraşmayı. İstersen bir ara seninlede yaparız"
"Aaa gerçekten mi?"
"Tabii. Bir tanıdığımızın papatya bahçesi var. Bunlarda ordan geldi. Bizi hiç kırmaz. İstediğiniz gibi kullanın der. İstersen seni götüreyim. Hem eglenmis oluruz hemde öğrenirsin."
"Çok güzel olur hyung çok teşekkür ederim."
"Rica ederim hanji"

Bunu demesi ile bir an duraksadım. Sanırım yüzün kızarmıştı. O da utanmış olucak ki kızarmıştı. Bana uzun zamandır böyle seslenmiyordu. Aslında lakaplardan hoşlanmazdım. Ama hoşuma gidiyordu işte.

"Özür dilerim hoşuna gitmediyse söylemem"
"Hayır hayır. Seviyorum böyle demeni"
Gülümsedi. Çok güzel gülüyordu. Acaba bunun farkında mıydı?

Bir süre sessizce birbirimize baktık.
"İnelim mi aşağı bekliyorlardır." Sessizliği bozmustum.
"Peki. Önden buyrun."
Birlikte aşağı indik.


Hepimiz hazırdık ve okula gitmek için arabaya bindik. Herkes kendi arasında sohbet ediyordu. Kimse tacımı fark etmedi sanırım. Kulaklığımı taktım ve okula gidene kadar uyudum.

.

Geldiğimizde minho hyung beni uyandırdı. Hepimiz öğle yemeğini birlikte yemek için anlaşmıştık. Daha sonra herkes sınıflarına dağıldı. Minho hyung sınıfa gittiğimde mesaj atmamı söylemişti. Onu bekletmemek için hızlı hızlı gidiyordum.

Giderken yolumu 3 kişi kesti. Yüzlerine baktığımda hiç sasirmadigim kişilerdi.

Kim jinwoo, kim sojun ve park doyun.

Okula ilk geldigim günden beri beni aşağılamaktan başka bir şey yapmıyorlardı. Sürekli benimle gay diye dalga geçiyorlardı. Ama kendileri yakışıklı bir erkek görünce peşinden ayrilmiyorlardi.

Nerden mi biliyorum. Minho hyungun yanında görmüştüm.

Kesinlikle minho hyungu izlediğim için değil. Göz kaymasından dolayı görmüştüm. Adamın agizina giriceklerdi.

"Hey sen ezik!"
"Ne var jinwoo?"
"Ne var mı? Sana efendim kelimesini ogretmediler mi?"
"Üzgünüm ama sadece anlayan kişilere karşı kullanıyorum."
"Ah ukalaya bak!" Sinirle bana dogru bir adım attı. Bir eli ile beni omuzumdan ittirdi.

"Bana bak! Sen hayırdır bir havalanmissin?"
"Bence ona cezasını vermeliyiz."
"Evet çok olmaya başladı!" Yanındakiler konuşmustu.
"Sizinle ugrasicak havanda degilim jinwoo" cidden değildim. Çünkü çok mutluydum. Bu mutluluğumu bozmalarına izin vermeyecektim.

Jinwoo bir anda beni ittirdi ve dengemi saglayamayip yere düştüm. Dirseğimi vurmuştum ve bu acitmisti. Gözlerim dolmaya başlamıştı.

Ah hayır hayır. Bunlarin yanında olmamalı. Eğer ağlarsam daha kötü bir duruma düşerdim.

"Haha ezik! Şuna bakın ağlıyor."
"Oww küçük bebek canın mı yandi?"
"Koca bebek seni! Anne diye aglasana!"

Dizlerimi kendime çektim ve yüzümün görünmesini engellemeye çalıştım. Evet ağlıyordum. Ama eğer aglamasaydim daha kötü olucakti.

İ lost control [Minsung]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin