3.5

819 88 42
                                    

Selaaam
Yeni bolummmm
Umarım karışık olmuyordur
Eğer bir sorunuz olursa buraya yazın cevaplarımmmm
İyi okumalar

[Minho]
Sabah erkenden uyandım ve kahvaltı sofrasına gittim. Herkes uyanmış ve sofraya oturmuştu.

"Hazırsınız değil mi?" Sorum ile hepsi kafasını salladı.
"Okul çıkışı eve gelip planı son kez gözden geciricez. Sakın geç kalmayın."
"Tamam hyung" hepimiz masadan kalktık ve odalarımıza dağıldık.

Odaya girdim ve masanın üstündeki fotoğrafları tekrar gözden geçirdim.
"Sonun geldi.."

"J.ONE..."

[Jisung]
Okula geldim ve minhoyu beklemeye başladım. Dün okuldan sonra hiç konusamamistik. Bu akşam baskın duzenliyeceklerdi. Bende daha geç gideceğim bu yüzden rahattım. En azından bir süre canımı kurtarsam yeter. Ayrıca bugünden sonra sevgili olayına da bir son vericem.

Kısa süre sonra minho okulun kapisindan girdi.
"Minho!" Sesimi duyup yanıma geldi.
"Hoşgeldin!"
"Hoşbuldum."
"Nasıl gidiyor?"
"İyi gibi. Sende?"
"Benimde iyi işte." Morali bozuk gibiydi.

"Moralin bozuk senin"
"Hayır iyiyim. Biraz fazla çalıştım sanırım ondanda olabilir"
"Pekii. Şu işten sonra biraz kafa dağıtmak için bir yerlere gidelim mi?"
"Tamam gideriz"

Biraz yanyana durduktan sonra konuştu.
"Benim gitmem lazım sonra görüşürüz"
"Peki görüşürüz."

Soğuk yapıyordu. Acaba ben olduğumu öğrendi mi? Ama bu imkansız. Kamera kayıtlarında bile dikkatli davranmıştım.
Bu akşam belli olucakti. Geç gidicektim. Kamera kayıtlarından takip edicektim.

Üzgünüm bebeğim ama bu savaştan sadece birimiz sağ çıkabilir. Ve ben adımı karalamam.

Akşam olmuştu. Saat 10du. Kameralardan izliyordum ve bir kaç kişi gidip beklemişti. Şimdide geri dönüyorlardı. Bir kaç dosyayı kontrol etmek için babamla ofise gidicektik. Fakat kardeslerimde gelicekti. Etrafta hala adamlar olabilirdi.

İçeri girdik ve dosyalara bakmaya başladık. Yarım saat o şekilde devam etti. Daha sonra kapıda bir patırti oldu.
"O da neydi?"
"Bakıyorum" seungmin kameralardan baktı.
"Kimse görünmüyor. Ama jisung senin adamlardan biri yeri boylamis"
"Salak kendine sıktı galiba"
"Neyse biz devam edelim"

Kaldığımız yerden devam ettik. Bir kaç dakika sonra adamlarimizdan birisi pat diye içerdi daldı.
"Kapı çalmayı bilmiyor musun sen?!"
"Efendim.. Geldiler"
"Kim?"
"Lee kardeşler"
"NE!"
"Çabuk çıkın çıkın"

Duyduğum ile şok olmuştum. Demek ki anlamıştı. Beni oyuna getirdi. Bunu sana odeticem Lee Minho.

"Seungmin kameralara bak. Neredeler?"
"Ah bulamıyorum." Kameraların hepsini tek tek patlattılar. Bir anda kapı açıldı ve içeri bir sis bombası atıldı. Önümüzü goremiyorduk. Sadece çocukların bir bir kenara çekildiğini gördüm. Bir kaç saniye sonra sisler dağıldı. Tahmin ettiğim gibi Hyunjin jeongini. Chan seungmin ve changbinde felixi tutuyordu. Karşımda ise..

Lee Minho.

"Merhaba Jisung. Merhaba sevgilim. Merhaba J.ONE. hangisini kullanmamı istersin. Ah aslında sana hiç biri fark etmiyor değil mi? Sonuçta oyunbaz insanlar hepsini yapabilir."
"Ne istiyorsun Lee Minho?"
"Ne mi istiyorum? Açık değil mi? Babamın katilini kendi ellerimle öldürücegime söz vermistim. Ve tabi babasini."
"Babam nerede? Nereye götürdün onu!"
"Ah merak etme baban iyi. Şimdilik"
İçeri bir adam ve yanında babam girdi.
"Onu rahat bırak beni al"
"Hadi ama sevgilim babandan nefret ettiğini ikimizde biliyoruz. Ne bu kahraman oyunlari. Yoksa böyle demezsen sana miras düşmeyecek mi?"
Bunu dediğinde adamları güldü. Çok komik!

İ lost control [Minsung]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin