İ lost control [Minsung]

4.5

Selam selam
Nasılsınızzzz
İyi okumalarrr

[Bangchan]
Arabayı eve doğru sürerken seungmine baktım. Uyuya kalmıştı. Onun için stresli bir gün olmalıydı. Toplantıdan önce gayet keyfi yerindeydi. Toplantı gayet iyi geçmesine rağmen morali bozuktu. Sormaya bir türlü fırsatım olmamıştı. Onunla konuştuktan sonra yüzü düşmüştü zaten.

Jisung onu ilişki konusunda biraz fazla zorluyor sanırım. Acaba o yüzden mi kendini stresli hissediyor. Minho onun benden hoşlandığını söylemişti. Ama buna  inanasim gelmiyordu. Onu kardeşim gibi görüyordum.

Tabi o da beni görüyorsa.

Aslında bir ara ondan etkileniyordum. Ama daha sonra vazgeçmem gerektiğini düşündüm. Çünkü çocuk sahibi olmak, baba olmak istiyordum.

"Umarım bu hoslantindan vazgeçersin seungmin. Tek taraflı aşk yaşayıp uzulmeni istemiyorum."

Bir süre sonra eve vardık ve seungmini uyandırmak istemedim. Kucağıma aldım ve kapıyı çaldım.

"Ne oldu?"
"Bir şey yok uyuya kaldı."
"He tamam odasına götür o zaman." Jisung demişti. Bende götürüp yatağına yatırdım.

"Hyung otur istersen biraz?"
"Yok jisung ben gideyim. Bir kaç küçük isim var."
"Hyung bende geleyim." Arkadan Minho çıkmıştı.
"Tamam hadi gel." Jisungun dudaklarına küçük bir öpücük bıraktı ve evden çıktık.

[Jisung- Onlar toplantidayken]
Minho gelmişti. Hiç ses çıkarmadan oturuyorduk. İkimizde birimizin bir şey söylemesini bekliyorduk. En son Minho konuşmuştu.

"Jisung. Bebeğim bana kırgın olduğunu biliyorum. Konuyu da biliyorum ama sadece beni dinle."
Kafama devam etmesi için onayladım.

"Bak ben daha önce böyle bir şey yapmadım. Belki sen yaptığımı düşünmüş olabilirsin ama kesinlikle olmadı böyle bir şey. Ve bu konu hakkında hiç bir şey bilmiyorum. Bu yüzden uzak duruyorum. Güvenle alakası yok. Sana güveniyorum. Sonuna kadar hemde. Değiştiğini biliyorum. Jisung sen bana aşkını fazlasıyla hissettiriyorsun. Ama bende sana bu işi en güzel şekilde yapmak istiyorum senide memnun etmek istiyorum. Ve kendimi hazır hissetmiyorum."
"Biliyorum Minho. Sende haklısın. Ben gereksiz bir itiraz yapmış olabilirim. Özür dilerim. Senin de durduk yere canını sıktım."
"Sorun yok sevgilim. Sen benim yüzümü güldürüyorsun. Bir kaç defa canımı sıksan ne olur ki?"

Gülümseyip ona sarılmıştım. Cidden durduk yere canını sıkmıştım. Ama şimdi aramız iyi.

...

Aradan bir kaç saat geçti. Şoför yanımıza geldi.

"Jisung bey seungmin bey arıyor. Ne demeliyim?"
"Ona arabaların bozuk olduğunu söyle."
"Peki efendim."

Seungmin şoför ile konuşuyordu ama çok sinirliydi. Acaba toplantı da mı bir sorun oldu?

"Acaba toplantı nasıl geçti?"
"Chan hyung ile konuştum. Gayet iyi geçmiş. Anlaşmışlar."

O zaman seungminin sesi neden öyle çıkıyordu? Kesin Chan hyung ile ilgili bir şey oldu. Neyse gelince öğrenirim.

...

Bir kaç saat sonra gelmişlerdi. Chan hyungun kucağında uyuyan seungmin vardı.

"Ne oldu?"
"Bir şey yok uyuya kaldı."
"He tamam odasına götür o zaman." Emir verir gibi oldu ama olsun.

"Hyung otur istersen biraz?"
"Yok jisung ben gideyim. Bir kaç küçük isim var."
"Hyung bende geleyim." Arkadan Minho çıkmıştı.
"Tamam hadi gel." Eğilip dudağıma öpücük kondurmustu. Daha sonra evden çıktılar. Bende seungminin odasına adimladim.