Parazit: Sabah 10'da hazır ol.
Parazit: Önce küçük bir işimiz var, sonra senin şu serseriyle buluşuruz. Tamam mı güzelim?
Siz: Beni yaklaşık ne zaman salacaksın?
Parazit: Uzun bir süre salmayacağım.
Parazit: Salınca saçma sapan kazalara ismin karışıyor. Gördük. (22.43)
| ertesi gün
"Neden sabahın köründe evime geldin," asansör dura dura üst katlara ilerlerken anneme baktım. "Üstelik neden bu kıyafetleri giymem konusunda ısrar ettin?" üzerimdeki gömlek, kravat, ceket ve mini eteğin okul üniformasına benzediğini sabah söylesem de beni dinlememişti. Diretmişti.
Annem kumral saçlarını arkaya doğru savurup arkamıza baktı. Çalışanlarda gözünü gezdirdi. Onları inceledi. Yüzü memnuniyetsiz bir ifadeye bürünürken bana baktı, beni inceledi ve gülümsedi.
Asansör bu sefer bizim için dururken konuştu:
"İş dünyasında iddialı olmalısın, prensesim."
İş dünyası? Ben rüyalarımda bile çalışmıyordum...
Asansörden ilk inen o olduğunda görüş açımdan çıkmasıyla ayna ile göz göze kaldım. Üzerimde normal olarak nitelendirdiğim şeyler siyah dalgalı saçlarım ve çantamdı. Gerisi burası için abartıydı.
Silkelenip önümden giden annemin peşinden yürümeye başladım.
Adımlarım aramızda bir metre kala yavaşladı. Hedefi Bars'ın odasıyken etrafımızdaki insanların dönüp bize bakması ve önlerini iliklemesi annemin omuzlarını daha çok dikleştirdi. Gururla kapıya kadar yürüdü. Vardığında dönüp bana baktı, eliyle gülümsememi işaret etti.
Bu kadın bana iş mi bulmuştu?
Hem de burada?
"Bunu yapmamalıydın!" diye çıkışıp bir adım geri gittim. Bana sormadan Bars'a emrivaki yapmamalıydı. Üstelik Bars'ın da dediği gibi benim sorumluluğumu almak ona düşmemişti. "İşlerime burnunu sokmaktan vazgeç! Ben senden bunu istemedim." yüzünü hayal kırıklığıyla son kez inceleyip hızla arkamı döndüm.
Ve duvara çarptım.
"Yavaş ol, Sarışın."
"Bars..." ceketiyle uzun süre haşır neşir oldum. Kafamı kaldırıp yavaşça suratına baktım. Başını eğmiş beni izliyordu. Uzaklaşmak için yarım adımcık geriye gittim. Fakat, orada da duvarımsı bir şey vardı. Annemdi yüksek ihtimalle. Ona değmemle Bars'a tam adım yaklaşmam bir oldu.
Aniden olunca yaklaşmak zorunda kalmıştım.
Umarım bunu da yanlış anlamazdı.
"Ben de tam gidiyordum," dedim, yörüngesinden çıkıp defolmak için yan tarafıma adım atarken. Bars kolumu tutup bana engel oldu.
"İş görüşmen var, Sarışın." kaşlarımı çatıp bir ona bir kenarda bizi izleyen anneme baktım. Koyu mavileri durumdan haberdarmış gibi parıldıyordu. "Özgeçmişini getirmedin mi yoksa?"
"Ben getirdim Bars'cığım."
Anne..
Bars kendisine uzatılan dosyayı eliyle kavradı ve beni bırakıp kapısına doğru gitti. Kapı kolunu indirip bana işaret verdi geçmem için. Anneme baktığımda ısrarla "geç geç" diye hareketler yaptığını gördüm. Etrafımızdaki insanlarda göz gezdirince ise hepsinin buraya bakmasıyla yavaş yavaş Bars'ın odasına girdim. Annem tam peşimden gelecekti ki Bars ona "İş görüşmesi." diyip, kapıyı yüzüne kapadı.