5 aralık"selam." sıcak bir girişti bence.
"dersin yok muydu bugün? gelmen uzun sürdü."
"şey, yoktu. anma programı falan yüzünden iptal edildi."
"jeongin, yardımına ihtiyacım var."
telefonu kapattıktan sonra hızlıca etrafı bulduğum hâle getirmeye çalışıp taksi aramaya başladım. ki bu tanrının yarattığını unuttuğu yerde baya bir zor oldu. kesin gördü diye düşünmüştüm. kesin gördü ve şimdi beni azarlayacak. buna rağmen pişman değildim. ona dair bir şeylerle karşılaşmak, onun elinden çıkan şeylere temas etmek beni inanılmaz heyecanlandırmıştı. bir insana nasıl hem bu kadar yakın, hem de bu kadar uzak olabilirdim, anlam veremiyorum.
"ne yardımı?" elbette şaşkındım. onun gibi biri benden nasıl bir yardım isteyebilirdi ki?
"bana tıbbi malzeme lazım."
bir süre yüzüne mal mal baktım. tabii ki de beklediğim bu değildi. belki onu boşa-
jeong kes şunu.
"anlamadım?"
"bunu bir sürü yerden elde edebilirim aslında. ama sizinkilerin daha steril olmasına dikkat ettiklerini biliyorum."
"bu ne için lazım?"
"o kısmı sormamanı isteyeceğim. önemli bir mesele."
"hmm, bir nevi malzeme çalmamı istiyorsun."
"hayır, çalmamı falan istemiyorum. laboratuvarda bunlarla istediğiniz gibi çalışabiliyorsunuz, değil mi? yani serbestsiniz."
"ama malzemeleri oradan dışarı çıkarmamız yasak."
"ah, biliyorum. yapacak mısın? buna ihtiyacım var." bana ilk defa böyle bakıyordu.
bir süre bekleyerek yüzünü inceledim. "ne zamana lazım?"
"yarın. dersten sonra buluşalım burada." sol avucunun içindeki kağıdı önüme uzatıp hızlıca ayaklandı. kağıda uzanırken kafeden çıkışını izledim. biçimli bacakları vardı.
atölyesine gittiğimi bilmemesine sevinirken benden böyle bir şey istemesi içime kurt düşürmüştü.