6 aralık
sabah herkesten önce laboratuvara gidip kilitli dolabı açtım. elimdeki kağıda bakarken upuzun listede yazan her şeyi alamayacağımı anladım. yoksa fark edilmem saniyeler bile almazdı.bir penset, birkaç küçük makas, bistüri, kastrasyon çengeli, iki tane de küçük neşter aldım. malzemeleri çantaya doldururken içim tedirginlikle dolmaya başladı.
dersten sonra kafeye gittiğimde her zamanki yerde beni bekliyordu. önüne oturdum. "hyunjin. yaralı biri mi var?"
"ne? hayır-hayır. getirdin mi?"
çekinerek masaya çıkardığım çantayı hızlıca alarak masanın aşağısına indirdi. "gitmem gerek."
"hey! hey! bekle bir saniye-" kolunu tuttum.
arkasını dönerek bana baktı. "ne var?"
"beni arayabilirsin. sırrını saklarım."
güldü hafifçe.