12

2.1K 42 1
                                    

yarım saat kadar yürüdükten sonra eve dönmeye karar verdim
yürürken telefonum çaldı,Yener arıyordu
telefonu açtım
"efendim Yener?"
"sana sürprizlerim var hemen eve gel"
"ne sürprizi?"
"eve gel, görürsün"
"gelmek üzereyim"
"tamam o zaman,bu arada Arhan nerede?"diye sordu
"evdeydi"
"hayır evde değil"
"hastanede falandır"
"neyse, alayım mı seni neredesin?"
"az kaldı, geliyorum"
"iyi"
"kapatıyorum"
"kapat"
aramayı kapattım ve eve doğru yürümeye başladım
Arhan'ın evde olmaması işime gelirdi çünkü onun yüzünü görmek istemiyordum

eve gelince sabah çıkmama engel olan korumaya bir bakış atıp zile bastım
Emine teyze kapıyı açtı,arkasında da Yener vardı
"hoşgeldun"dedi Emine teyze
"hoşbulduk, neymiş sürpriz?"dedim Yener'e bakarak
"gel"dedi ve kolumdan tutup beni oturma odasına doğru çekistirmeye başladı
"ne oluyor ya?"

tam oturma odasına gireceğimiz sırada gözlerimi kapattı
"dümdüz yürü"
dediği gibi dümdüz yürüdüm
"dur"
yerimde durdum
Yener gözlerimi açtı
karşımda kedi taşıma çantası vardı
"bu ne?"diye sordum
çantayı açınca içinde 2 tane kedi olduğunu gördüm
biri simsiyah diğerine göre baya büyük bir kediydi diğeriyse bembeyaz küçücük bir kediydi
"siyah olan beyazın annesi, diğer yavruları ölmüş"
resmen 32 diş sırıtıyordum uzun zaman sonra
iki kediyide kucağıma aldım fakat siyah olan kaçtı
"veteriner arkadaşım vardı ve benim daha önce kedi baktığımı bildiği için beni aradı normalde bir tane daha vardı onun rengi siyah beyazdı ve çok hastaydı,ona bakmam için beni aramıştı ama o çok yaşayamadı bende onun kardeşini ve annesini istedim, normalde sana asla getirmezdim ama kendi evimden çok burada olduğum için..."
"bir şeyler yediler mi?"
"evet buraya getirmeden önce yavruya süt,anneye de mama verdim"
"isimleri ne olsun?"diye sordum
"Peynir ve Zeytin"
gülmeye başladım
"Peynir ve Zeytin mi?"
"evet, gayet uyumlu bence"
"iyi tamam, öyle olsun"

zilin çalmasıyla ikimizde bakışlarımızı kapıya çevirdik
Emine teyze elindeki havluyla ellerini sildikten sonra kapıyı açtı
"hoşgeldun Arhan oğlum"
"hoşbulduk"
gözleri önce beni sonra Yener'i ve en sonda kucağımdaki kediyi buldu
"Yener,bu ne?"
"kedi"
"onu görüyorum,neden benim evimde?"
"Alaca'ya getirdim"
"aldığın yere geri götür,alerjim olduğunu biliyorsun"
"Arhan sende iyice Drama Queen oldun, aşı olursun geçer"dedi Yener kediyi kucağımdan alırken
"Yener bir daha söylemeyeceğim!"diye sesini yükseltti
bu sefer Zeytin'i kucağıma aldım
"hayır Yener, götürme onları"dedim
Arhan derin bir nefes aldı
"götürmüyorum zaten,istemiyorsa gitsin"dedi Yener
"Allah Allah niye ben evimden gidiyorum?"
"şu küçük yavruları bu soğukta dışarı bırakmamı isteyecek vicdansızlığa sahip olduğun için"
"benden uzak tutun"dedi ve odadan çıktı
"kabul etti"dedi Yener
"oyyy şunların tipine bak ya!"dedim tüylerini severken
"onu bunu boşver de,benim şu kızla konuşmam lazım"
Bade'yle ikisi gerçektende yakışıyorlardı
Yener yapılı bir çocuktu ve Bade ise minyon bir kızdı
hatta Yener tahmini 1.90 desek,Bade'de 160-1.65 desek
tamamdır,oldu bu iş
"numarasını vereyim mi?"
"önce bir yüz yüze konuşmamız lazım"
"tamam o zaman yarın şirkete gidersin,Bade'ye yazarım"şu dosyayı Yener'e verir misin?"diye sende bir sohbet başlatırsın artık"
"iyi,tamam"

Arhan üzerini değiştirmiş bir şekilde odaya girdi
"akşam yarış var"dedi Yener'e bakarak
"gitmeyeceksin değil mi?"dedi Yener
"gidicem,o Zehir piçini bulmam gerekiyor"
"sana da zarar verebilir,gitme boşver"
"amına koyucam onun beklesin o"
"madem gidiceksin,bende geliyorum"dedim
"Alaca, orası senin gelebiliceğin bir yer değil, esrar, uyuşturucu her bok dönüyor orada"
"peki,sizin böyle bir ortamda ne işiniz var?"diye sordum
"Arhan bırakmıştı ama belli ki birileri kaşınıyor"
"gelmiyorsun Alaca, otur oturduğun yerde"
"merak ediyorum, ayrıca kolumu vuran kişi Gecem'i..."derin bir nefes aldım
"Gecem'i vuran kişiyle aynı kişi olabilir"dedim
"değil"dedi net bir şekilde
"nasıl bu kadar eminsin?"
"seni vuran kişi mesajında "bu daha başlangıç"demişti"
"yani başka bir düşmanın daha var"dedim
kafasını salladı
"yemek hazur çocuklar!"diye seslendi Emine teyze
Zeytin ve Peynir'i saldım,biraz evi dolaşıp tanısınlar diye ama Peynir uyumayı,Zeytin'de onun yanında yatmayı tercih etti
gülümsedim ve odadan çıkıp mutfağa girdim
Emine teyze gerçekten müthiş bir kadındı
ÇÜNKÜ SARMA YAPMIŞTI!
gözlerimin parıl parıl parladığına emindim şuan
tam sarmalardan birini alacakken tabak çekildi
Yener elindeki tabakla gülmeye başladı
"onlar benim!" sanki küçük bir çocukmuşum da oyuncak bebeklerimi misafir çocuk almış gibiydim şuan

inadına bana baka baka dolmaları ağzına attı
tabağı önünden aldım ve kendi önüme koydum
"yiyemezsin"dedim
"öyle mi? yiyorum ama"dedi ağzı dolu dolu konuşurken
sonra öksürmeye başladı
"kızım sende nasıl bir göz var"dedi öksürükler arasında
"yaaa öyle bana ters ters konuşursan Allah'da seni çarpar"
"çocuk gibi davranmayı keser misiniz artık?"dedi Arhan

sarmalardan birini ağzıma attım

"ımmmmh Emine teyze ellerine sağlık"dedim
"afiyet olsun kizum"

Gecem'de sarma yemeye bayılırdı
ama tabiki ben sarma yapamıyordum
babasının yanına gittiğinde hep Emine teyzenin ona sarma yaptığını anlatırdı hep
hatta bir gün beraber sarmışlardı

"ne oldu?"diye sordu Arhan
"hiç, dalmışım sadece"
sarmadan bir tane daha attım ağzıma
"yarışlarda senin olduğunu haber yapmıyorlar mı?"diye sordum konuyu değiştirerek
"yarışlarda herkesin takma adı var ve kasktan dolayı da kimse seni tanımıyor"
"senin takma adın ne?"
"ona 'fırtına' derler çünkü o arabasıyla yanımızdan geçtiğinde fırtına gibi esiyor her yer"dedi Yener
"bende izlemek istiyorum,çok merak ettim"
"çizgi film değil bu,senin öyle kafana göre gelip gidebiliceğin bir yer hiç değil"dedi Arhan
bir sarma daha attım ağzıma
"otur evde kedilerinle oyna"dedi Arhan
"iyi tamam ya"dedim
"hadi Yener"dedi Arhan

Yener önümdeki sarmadan 4-5 tane attı ağzına ve mutfaktan çıktılar

hazır tek başımayken ayı gibi yiyebilirdim tüm sarmaları

sinsice gülümsedim ve ağzıma sığdığı kadar attım
"yuh!"diye bir ses duydum
hemen mutfağın kapısına baktığımda Yener'i gördüm
"senden beklemezdim Alaca..."dedi ve telefonunu masadan alıp gülerek çıktı
ağzımdakileri yutup mutfaktan çıktım ve yatak odasına girdim
Arhan'ın üzeri çıplaktı ve altında siyah bir eşofman altı vardı
siyah kısa kollu tişörtü başından geçirdi
sonra bana döndü
başımı başka bir yöne çevirdim,ona gerçekten sinirliydim ve bir özür bile dilememişti
"sabah sana öyle demek istemedim, özür dilerim"dedi içimden geçenleri duymuş gibi

ALACAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin