41

1.4K 37 2
                                    

defteri kapatıp odadan çıktım
"benim oraya gelmem mümkün değil Yaren başka birini görevlendirsinler,tamam Yiğit'e falan söyle o girsin ameliyata dediğim gibi şuan ben şehir dışındayım ve bana bir ameliyattan da söz edilmedi,tamam görüşürüz" bana doğru döndü
"ne varmış çekmecede?"diye sordu
"defter"
"ne yazıyormuş peki?"
"annemin neden benimle birlikte Yunanistan'a gittiği falan yazıyor"
gözlerim yanmaya başladı
defterin son sayfası sanırım bana biraz ağır gelmişti
"ben duştayım sende istersen şurada ki banyoya girersin dolabın içinde temiz havlular var"dedim ve hızlıca yatak odasında ki banyoya girdim
kapıyı kapattığım gibi gözümden yaşlar düştü
burnumu çekip üzerimdekileri çıkarttım ve duşa kabine girip suyu ayarladım
sıcak suyla yaklaşık yarım saat kadar duş aldıktan sonra üzerime bir havlu geçirip banyodan çıktım
tek bir sorun vardı
valiz yatak odasında değildi
üzerimdeki havluyla odadan çıktım
valiz koridordaydı,hemen valize doğru yürüdüm
eğilip valizin fermuarını açtım
tam o esnada banyonun kapısı açıldı
Arhan'ın altında sadece koyu gri bir havlu vardı ve baş havlusuyla saçlarını kuruluyordu
gözlerini bana çevirdi
önce üzerimdeki havluyla,sonra bana baktı
hiçbir şey söylemeden valizin içinden iç çamaşırları ve rahat bir şeyler alıp tekrar yatak odasına girdim
tam olarak gözlerimin renginde,yeşil dantelli iç çamaşırlarını üzerime geçirdikten sonra göbeğimi açıkta bırakan siyah uzun kollu bir crop, altına da siyah yüksek bel bir tayt ve uzun beyaz çorapları ayağıma geçirdim
burası İstanbul kadar soğuk değildi ama az da olsa soğuktu

ıslak saçlarımı kurutma makinesiyle kuruttuktan sonra salaş bir topuz yaptım ve odadan çıkıp mutfağa girdim
mutfakta bir sürü eksik vardı, bugün yemeği evde yiyemezdik
"sana attığım dosyadaki her şeyin birebir aynısını istiyorum Caner,tüm detaylarıyla... En kısa zamanda hazır olsun,iyi çalışmalar"
arkamı döndüğümde Arhan telefonunu kapattı
"evde yiyecek bir şey yok bugün yemeği dışarıda yiyelim"dedim
"olur"dedi
o sırada benim telefonum çalmaya başladı,Çağla arıyordu,telefonu açtım
"efendim Çağla?"
"kızım nereye gittin sen? Bana niye söylemiyorsun! Haberleri sildirene kadar canım çıktı! Hâlâ daha da bazılarını sildirebilmiş değilim"
"ne haberi?"
"Muğla'da fotoğraflarınız çekilmiş taksiye binerken,senin Muğla'da ne işin var ve neden benim haberim yok?"
"sana söylemeyi unutmuşum özür dilerim, birkaç işim vardı burada,ya yarın ya da sonraki gün dönerim"
"ah benim salak Alaca'm,millet neler neler yazıyor hakkınızda"
"atsana bana bir"
"atıyorum"diyip aramayı kapattı, ardından mesaj attı
Arhan ve benim taksiye binerken bir fotoğrafımız vardı

birkaç sene önce boşanan Alaca ve Arhan çifti yeniden bir araya geldi! Çift,kaçamak olarak Muğla'ya gitti.

ardından bir haber daha gönderdi,yine aynı vardı

geçtiğimiz günlerde kaza geçiren Arhan Doran,bugün eski eşi Alaca Karayel ile Muğla'da görüntülendi!
Sizce barıştılar mı?

yorumlara girdim

"her ay aynı haber demek ki barıştılar"

"barıştılarrrrrr"

"Alaca çok güzel değil mi?"

"ben olsam barışmam"

"aralarında sanki 1 yaş değil 10 yaş fark var Alaca çok küçük duruyor"

"umarım barışmışlardır"

"belki arkadaşlar?"

"şu Alaca'da ne var anlamıyorum küçücük zap zayıf bir şey"

"Arhan tam bir big boy"

"ayyyy barışmışlar kesinnnn"

"bunların çocuğu gerçekten öldü mü? Niye hâlâ açıklama yapmadılar?"

"Arhan 🤢🤮"

"çok yakışıyorlar ya favori çiftimmm"

"#ArAl"

"Alaca'nın güzelliği peki...

"YA BUNLAR BOŞANMADI MI NİYE HÂLÂ BİRLİKTELER!!!!!"

"hani Alaca başka biriyle sevgiliydi?"

"pes yani insanda biraz gurur olur"

"#ArAl"

"çok tatlılarrrr"

"bir ömür yetmez ki sana doymaya ah be sevgilim"

"inşallah barışmışlardır"

telefonu kapattım ve Arhan'a döndüm

"Muğla'ya geldiğimizi öğrenmişler,Çağla sildirmeye çalışıyor haberleri"dedim
"iyi çıkmış mıyım?"
"Arhan gerçekten sen iflah olmazsın"
gülümseyip yanağından öptü
kaşlarımı çatarak ona baktım
"hayırdır? İzin aldın mı beni öpmek için?"
"izin vericek miydin?"
"yoooo"
"sen beni izinsiz öpebilirsin ama"
"yok saol"
o esnada aklıma Peynir ve Zeytin geldi
"KEDİLERİM EVDE KALDI!"
Arhan gülümsedi
"kedilerinin kaç gündür evde olmadığını fark etmedin mi?"
"ne?"
"kedilerini Yener çaldı"
"NE?!"
hemen telefonumu çıkarıp Yener'i aradım
"SEN BENİM YAVRULARIMI NE HAKLA ÇALARSIN?"
"onlar benim yavrularım"
"BOK SENİN YAVRULARIN!"
"sana onları ben vermiştim"
"verilen hediye geri alınmaz bir kere!"
"aldım bile"
"hain köpek! Bittin oğlum sen!"
"he he"
"benim yavrularımı çalmak neymiş göreceksin sen!"
"sus be kocası kılıklı"
"o benim kocam değil!"
"neyse ne"
"sana bu dünyayı dar edicem!"diyip aramayı kapattım
"piçe bak ya!"diye bağırdım
"sakin ol"dedi Arhan gülerek
"ne gülüyorsun be!"
"yok gülmedim ben sana öyle gelmiş"
"yok golmodom bon sono oylo golmoş"diye taklidini yaptım ve kapıyı vurarak mutfaktan çıkıp oturma odasına gittim
o da benim peşimden geldi ve yanıma oturdu
kafamı başka bir tarafa çevirdim
"küs müyüz?"
sorusuna cevap vermedim
kolumu tuttu
"Alaca,hadi barışalım"
kafamı iki yana salladım
çenemden tutup kendine bakmamı sağladı
"sana istediğin evi alırsam ve ayaklarına kapanıp özür dilersem benimle barışacaksın yani öyle mi?"
ilk önce neyden bahsettiğini anlamamıştım ama sonra İsabelle ile telefonda konuşurken 'eğer ayaklarıma kapanıp özür dilerse birde bana böyle kocaman havuzlu mükemmel bir ev alırsa neden olmasın?' dediğimden bahsettiğini anladım
bunu söylerken aslında ciddi değildim ama o ciddiye alıp böyle bir ev alabilirdi!
"belki"dedim
"o zaman sana bir haberim var"dedi
"ne haberi?"
"bahsettiğin gibi bir ev satın aldım"
gözlerim fal taşı gibi açıldı
"NE?"

ALACAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin