gözlerimi açtığımda daha önce hiç görmediğim bir odada yatıyordum
etrafa baktım,kimse yoktu
en son,en son Arhan vurulmuştu,on neredeydi?
ben niye Arhan vurulduktan sonrasını hatırlamıyordum
odanın kapısı açıldı
içeri Efkan girdi
"Efkan?"
"Alaca? uyanmışsın sonunda"
"benim burada ne işim var?"
"önce yemeğini ye sonra konuşuruz"
"Efkan ne olduğunu anlatır mısın? aç değilim"
"tamam sadece çorbayı bitir"
"Arhan nerede?"
"çorbayı bitir"
"Efkan aklıma kötü şeyler geliyor,bana anlatır mısın ne olduysa?"
"Alaca bir daha söylemicem"dedi
derin bir nefes aldım ve çorbadan bir kaşık aldım
"anlat hadi"
"çorba biticek"
"ya aç değilim diyorum!"
"bana sesini yükseltme ve dediğimi yap Alaca! o orospu çocuğu sana yemek yedirmiyor mu? çok zayıflamışsın"
"düzgün konuş Efkan sana ona orospu çocuğu deme hakkını kim veriyor?"
"birinin vermesi mi lazım?"
derin bir nefes aldım
"hadi bitir şunu"
"Efkan umarım bu olaylarla bir alaka. yoktur"dedim
yanıma oturdu ve gözleriyle çorbayı işaret etti
"içine bir şey mi kattın neden bu kadar ısrar ediyorsun?"
"saçmalama Alaca,senin iyiliğin için yemeni istiyorum,sana onu yapacak son kişiyim"dedi
"güvenemiyorum"
"güvenmelisin çünkü burada epey uzun bir süre kalacaksın"
"Arhan hastanede mi?"
"hayır"
"nerede?"
"ben nereden bileyim kızım?"
"o zaman hastanede olmadığını nereden biliyorsun?"
"o kurşundan sağ çıkması mümkün değil muhtemelen şimdi yoğun bakımda falandır ya da morgta"
"ne? n...ne morgu saçmalama!"
"dur hemen ağlama şaka yaptım"
"şu durumda şaka mı yapıyorsun?"
"nerede olduğunu bilmiyorum muhtemelen hastanededir ama yaşıyor mu yaşamıyor mu hiçbir fikrim yok"
"ben neden buradayım? onu kurtarman gerekirken beni neden kurtardın? gerçi bana ne oldu onu da bilmiyorum"
"onu kurtarmam,asla"
"onu kurtarmışlardır zaten"dedim
"çorbayı bitir artık"
"ya sen delirdin mi? ben daha kocamın yaşayıp yaşamadığını bilmiyorum ne çorbası ya!"
"eski kocam demek istedin herhalde"
"ha eski ha yeni ne fark eder!"
"niye boşadın o zaman?"
"bana düzgün cevaplar ver çorba falan da içmiyorum! Olaylarla alakan var mı?"
"çorba-"
çorba kasesini fırlattım
çorbanın ne günahı vardı
"içine zehir koydun değil mi?"
"neden bunu yapayım Alaca,zaten yanımda duruyorsun istesem burada sana her şeyi yapardım"
"seni gebertirim orospu çocuğu!"tam yumruğumu suratına geçirecekken elimi tuttu
"ben orospu çocuğuysam sende orospu çocuğu oluyorsun"
"ne alaka?"
"baba!"diye seslendi
babasının sadece ismini duyuyordum çok ünlü bir tasarımcıydı ve bir kere benim tasarımımı satın almıştı
odanın kapısı açıldığında içeri beyaz uzun saçlı bir adam girmişti
uzun saçlarını ensesinde topuz yapmıştı
gözleri yeşil renkteydi
"kızım..."dedi beni görünce
kaşlarımı çattım
"baban eilzhmer hastası mı?"diye sordum kısık sesle
gülerek kafasını iki yana salladı
"neden bana 'kızım' dedi o zaman?"
"çünkü kızısın"
"ne?"
adama döndüm
gözlerimiz çok benziyor tesadüf olamayacak kadar...
hayır!
"seni çok aradım,öldün sandım!"dedi ve bana sarıldı
"biri bana her şeyi anlatabilir mi?"diyip geri çekildim
"birkaç senedir seni arıyorduk,ismini Sandra sanıyorduk ve Sandra Pala diye birisi yoktu, hiçbir yerde bulamadık seni çünkü annen ismini ve soyismini değiştirmiş,hem kendinin hem de senin,annenin adı normalde Katherine Sideras,babamla ile evlenince Katherine Pala oldu ve sen doğunca da ismini Sandra koyduk fakat sen doğduktan 1-2 hafta sonra annen seninle birlikte Yunanistan'a döneceğini söyledi,babam ona karşı çıktı ama annen yani annem onu dinlemeyip seninle birlikte gitti...
biz sizi hâlâ Yunanistan'da sanıyorduk sonra babam tesadüf eseri senin tasarımlarını gördü ve satın aldı,aradan 1 sene sonra annemin öldüğünü daha yeni öğrenmiştik,mezarı da buradaydı,bu da demek oluyordu ki sende Türkiye'deydin ama dediğim gibi Sandra Pala diye birisi hiçbir ülkede yoktu,eğer annem senin çocukken birkaç fotoğrafını bize mektupla göndermeseydi seni bulmamız imkansızdı,seni magazinde görmüştük ilk ama sadece benziyor diyip geçtik,sonra sen annemin ölüm yıldönümünde onunla bir fotoğrafını hikâye atmıştın işte o zaman bütün parçalar birleşti,seninle tanışmak için şirketine geldim tasarım satın alma bahanesiyle falan sonrasını zaten biliyorsun"
kulaklarım uğulduyordu, gözlerim bulanık görüyordu
gözlerim yavaş yavaş kapandıgözlerimi açtığımda karşımda Orkun Pala ve Efkan Pala vardı
"Allah'ım niye rüya değil!?"diye bağırdım
"ah uyandı sonunda"dedi Orkun
babam...
hayır hemen güvenme,belki yalan söylüyorlar!
"yalan söylüyorsunuz!"diye bağırdım
"hayır daha bu kadar değil, anlatcağım şeyler daha bitmedi"dedi Efkan
"inanmıyorum size! yalan söylüyorsunuz!"
"neden yalan söyleyelim Alaca istersen hemen şimdi DNA testi yaptırmaya gidelim, sonuçları sen gör"dedi Efkan
derin bir nefes aldım
"daha ne anlatacaksın?"
"bizim üvey kız kardeşimiz vardı,senden birkaç yaş küçük..."dedi
"eeee?"
"benim kardeşim intihar etti,her şeyden çok sevdiğim kardeşim bir adam uğruna intihar etti..."
ölüm tüylerimi diken diken yapıyordu...
"neden intihar etti?"diye sordum
"sadece aşıktı..."gözünden bir yaş geldi
"sana çok benziyordu biliyor musun? ismi Nefes'ti..."
anladığım kadarıyla sanırım birine aşıktı ama o kişi ona aşık değildi ya da aşık olduğu kişi ona kötü davranıyordu
"onu intihara sürükleyen neydi?"
"aşık olduğu adam onu defalarca reddetti çünkü..."
ağzından cımbızla laf alıyordum resmen!
"çünkü o adam seni seviyordu"
"ne?"
bu adam kimdi?
beni şuana kadar 3 kişi sevmişti benim bildiğim
ve bunlardan biri yüzünden bir kız hayatına mı kıymıştı!
"k...kim o? adı ne?"diye sordum ve hemen ardından yutkundum
"Arhan Doran"deyince direkt elim ağzıma kapandı
gözlerimden yaşlar gelmeye başladı
"hayır..."diyebildim sadece
"Arhan'dan nefret ediyorum bu yüzden! Onun yarışlara katıldığını bildiğim için yarışlara katıldım belki yenilir ve ceza çeker diye ama hayır her seferinde cezayı çeken ben oldum! O da ölsün diye elimden geleni yaptım,yapıcam da..."dedi
Zehir...
"Zehir sen misin?"
"benim..."
"ben,yani ne diyebilirim bilmiyorum,inanmalı mıyım onu da bilmiyorum ama bu yaptığın yanlış Efkan,herkes birbirini sevecek diye bir şey yok tabi ki,Nefes onu takıntı yapmış"dedim
"hayır!"diye bağırdı
"Efkan kendi ağzınla söyledin,Arhan onu defalarca reddetmiş,burada onun bir suçu yok"dedim
"var! her şey onun suçu!"
bir anda tişörtünü çıkarttı ve sırtını döndü
her yeri yara içindeydi,kabuk tutmuştu yaraları
"o yarışları her kazanamadığımda orada sopalarla dövüldüm ben onu yüzünden!"
girmeseydin o zaman o yarışlara!
tişörtü üzerine geçirdi tekrar
"onun canını yakmak için seninde canını yaktım, özür dilerim çok özür dilerim Alaca hiçbir şeyi bilmiyordum!"dedi ağlayarak
"G...Gecem'i sen mi öldürdün?"diye sordum
gözlerimden yaşlar tek tek süzülüyordu
"ben öldürdüm"dedi Orkun Pala
dudaklarımı birbirine bastırdım
"hayır!"diye bağırdım
"siz,siz nasıl insanlarsınız! DEĞDİ Mİ BUNU YAPMAYA!"
gözümden akan yaşı sildim
"ben bunları yaşamak zorunda mıydım..."
"bilmiyorduk Alaca, bilsek yapar mıydık?"
"ne fark eder! kim olursa olsun bu yaptığınız canilik! o kızın ne suçu vardı daha 4 yaşındaydı 4!"
boğazım yırtılırcasına bağırıyordum
"intikam almak istedik"
"sizin alıcağınız intikamı sikeyim sizin! siz insan değilsiniz! yaşamayı hak etmiyorsunuz!"
o esnada odanın kapısı açıldı
"bu kadın kim?"
gözümden bir yaş çeneme doğru süzüldü
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALACA
ChickLitbir hata yapıp evlenmiştim,bir de üstüne ondan çocuğum olmuştu ama kızımın 4 yaşında öldürülmesi bizi tekrar birleştirmişti...