sabah uyanır uyanmaz telefonumu elime aldım ve Yener'i aradım "alo Alaca?" "Yener,var mı bir gelişme?" "henüz yok,bu arada Emine teyze kahvaltı hazırladıysa geliyorum kurt gibi açım" "bir bakayım..." odadan çıkıp mutfağa girdiğimde masanın hazır olduğunu gördüm "tamam gelebilirsin"dedim "okey geliyorum o zaman"dedi ve arama kapandı "günaydın"dedik Emine teyzeye "günaydun kizum,Arhan oğlumdan var mi bir haber?" "dün gittiğimde uyuyordu,ne zaman uyanır bilmiyoruz" "nasıl olmuş kaza?" "araba sürerken alevler almış" "ayyy Allah korumuş oğlumu valla" "evet,ölmeden kurtuldu çok şükür" "sen nasilsun peki kizum,iyi görünmüyorsun" "sorma Emine teyze ya her şey üst üste geldi,yine haberlerim çıktı saçma sapan" "ha bunlar da geçecek kizum" "geçsin bir an önce" o sırada kapı çaldı "Yener gelmiştir, açarım ben"dedim ve gidip kapıyı açtım Yener, düne göre daha iyi görünüyordu "günaydın"dedim "günaydın"diyip içeri girdi "ooo Emine teyze döktürmüşsün"dedi Emine teyzenin yanağından öperken "senun geleceğunu bilseydum biraz daha hazirlardum bir şeyler"dedi Emine teyze "neyimize yetmiyo bu kadar yemek Allah Allah Emine teyze ya"dedi ve masaya oturdu Arhan'ın her zaman oturduğu sandalyeye baktı ve iç çekti "uyanıcak uyanıcak üzmeyun kendunizi"dedi Emine teyze "uyanması uzun zaman alır, arabanın tüm camları kırılmıştı,Allah'tan kask takmıştı yoksa neler olurdu düşünemiyorum"dedi Yener "bunu ona neden yaptılar?"diye sordum kısık sesle Emine teyze yarış olaylarını bilmiyordu "Arhan senelerdir yarışlarda birinci,kimse onu geçemiyor bu yüzden düşmanları çok fazla" "ama bu sadece bir yarış,Gecem'in hiçbir suçu yoktu masum, küçük bir çocuğu saçma sapan bir rekabet yüzünden mi öldürdüler yani?" "onların gözünde bir yarıştan çok daha fazlası, çünkü kazanan kişiye yüklü bir miktarda para geliyor" "Arhan'ın zaten parası var, bıraksın da onlar kazansın" "Arhan için mesele para değil, tutku" "onun saçma sapan tutkuları yüzünden geldiğimiz hâle bak! Kendi evimde rahat rahat yaşayamıyorum bile!" "haklısın,ama bu olaya bir son vericez,Arhan uyandığında Zehir'e neler yapacağını kestiremiyorum,Gecem'i öldüren kişi o mu değil mi şüpheleniyordu ama artık kesinleşti" "ama bana Gecem'i öldüren kişinin yaşlı olduğunu söylemişti" "öldürmesi için başka birini tutmuş olabilir" "bu akşam yarış var mı?"diye sordum "evet,var" "tamam o zaman,sen ve ben yarışlara gidiyoruz"dedim net bir şekilde "saçmalama istersen, yarışlar çok tehlikeli" "ben ne yapacağımı çok iyi biliyorum"
sonunda akşam olduğunda yarış için hazırlanmaya başladım
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
sarı saçlarımı sıkıca topladım ve parfüm sıkıp odadan çıktım Yener'in bana getirdiği kaskı taktım "nasıl olmuşum?" "güzel ama bak sana zarar gelirse-" "gelmeyecek rahat ol,hadi çıkalım artık" "pekâlâ" Yener kaskını taktıktan sonra arabaya bindik
yarış yeri resmen yerin altındaydı! önce oldukça eski ve içinde korumalar dışında kimsenin olmadığı bir yere giriyordunuz sonra ise kapıda bekleyen korumalara kartınızı veriyordunuz ve normal bir raf gibi duran kapıyı açtığınızda sizi rutubet kokan bir oda karşılıyordu ve yine koruma... koruma sizin için yerdeki tahtayı açıyordu ve merdivenlerden iniyordunuz veeee yarış yeri! kız olarak tek değildim pembe,mavi,yeşil,kırmızı,mor gibi rengârenk saçları vardı bütün kızların bazılarının altında kısacık bir şort, bazılarının altında da kısacık bir etek vardı sanırım sadece yarışacak kişilerin suratının görünmemesi gerekiyordu bizim gibi kask takan kişilerin yanına gittik "evvet sayın seyirciler! bugün aramızda maalesef ki Fırtına yok,yani kazanan belli,Zehir!" alkış sesleri gelmeye başladı "veee bugün aramızda epeydir olmayan Ejder var!" Yener'in ceketinin arkasında EJDER yazıyordu "vaaay Ejder demek..." Yener güldü "o zaman herkes yerlerini alsın!"sesi gelince Yener'in peşinden ilerledim 8 numaralı arabaya bindik, kemerlerimizi taktık "ve 3,2,1!" Yener hızla sürmeye başladı "şu yanımızdaki var ya"dedi Yener "eeee" "o işte Zehir" ve Yener öyle hızla sürdü ki Zehir'i geride bırakmıştık "nasıl hissediyorsun?" diye sordu "küçükken oynadığım yarış oyunları gibi!"dedim "bizde Arhan'la çok oynardık,tabii hep o kazanırdı" "bana anlatmıştı bir kere,hata babası kızıyormuş öyle oyunlar oynamanıza" "evet"dedi gülerek "bitiş çizgisi nerede?"diye sordum "şu ışıklı yer,henüz kimse gitmemiş" Yener öyle hızlı gidiyordu ki ışıklı yere çok yaklaşmıştık önümüze Zehir geçince Yener daha çok hızlanmıştı ve Zehir'i tekrar geride bırakmıştık "şuan önümüzde kimse yok!"dedim heyecanla
ışıklı yere baya yaklaşmıştık
Zehir tekrar önümüze geçiceği sırada biz onun önüne geçtik
